Murat Cihan'ın 02 Ekim 2013 tarihli yazısı
Mimarlar Odası’nın çıkardığı Mimarlık Dergisi’nin 311. sayısı Cumhuriyet döneminin en önemli 20 binasını seçti. Bu binalar maddi, manevi ve sanatsal değerleri ile Türk Cumhuriyetine mührünü vuran görkemli binalardır. Yaptığım araştırmalara göre bu binalar sırası ile şöyle; Türk Tarih Kurumu binası, (Turgut Cansever ve Ertun Yener tarafından yapılmış) ODTÜ Kampus binası, ( Bertiniz Çinici ve Altuğ Çinici tarafından yapılmış) Sergievi, (Şevki Balmumcu tarafından yapılmış) Zeyrek SSK Binası, ( Sedat Hakkı Elden tarafından yapılmış) Bu yüce eserler arasında sayılan Anıtkabir Emin Onat ve Orhan Ardağ tarafından yapılmış. Cumhuriyet tarihine mührünü vuran bu binaların mimari özellikleri ve tarihi işlevleri maddi ve manevi değerlerini artırmış, Türk insanına geçmişten geleceğe bir kültür köprüsü oluşturmuştur.
Acaba yöremizde de Türk kültürüne, Türk Milli eğitimine mührünü vuran böyle tarihi binalar yok mu?. Varsa bu binalara sahip çıkmasını biliyor muyuz?.. Evet, yöremizde de böyle tarihi bir binamız vardır. Çürümeye yüz tutmuş bu bina Beşikdüzü İlçesi’nde eski ortaokul ve köy enstitüsünün ana binasıdır, bu gün bir harabe olarak ayakta durmaya çalışıyor. Beşikdüzü ve Türk Milli Eğitimi’ne büyük hizmetler sunan bu bina çok değişik ve bugün dahi bilinmeyen bir mimarlık ilkesi ile yapılmış. Adı geçen binanın – Bugün hayatta olmayan ustalarından- Mehmet Eyüpoğlu ve Hüseyin Candaş ile yaptığım bir röportajda binanın yapılış öyküsünü şöyle anlatmışlardı; “O binanın zemini tamamen bataklıktı. Binanın temelini bugünün tekniğinde olmayan bir yöntem ile attık. Bataklık olan temele yüzlerce kızılağaç kazığı çaktık. O kazıkların üzerine temel attık. Böyle binaların ömrü ortalama 500 yıldır. Bu yöntem Mimar Sinan’ın da uyguladığı bir yöntemdir. Adı gecen bina 1935-1936 yılları arasında yapıldı. İmece usulü ile yapılan bu binada Beşikdüzülü her ailenin bir taşı vardır. Beşikdüzü halkı binayı yapmaya başlayınca zamanın Trabzon Valisi Kurmay Yarbay Tahsin Uzel buna inanmamış, gelip gözleri ile görünce şaşırmış hiç olmazsa; Devlet vatandaş işbirliği ile yapılsın diyerek kendisi de maddi destek sağlamış. Bunun dışında Gümrük eski Bakanı Sayın Raif Karadeniz’in maddi ve manevi destekleri sayesinde bina kısa sürede tamamlanmış.
Bugün kaderine terk edilmiş bina 1936-1938 yılları arasında eğitmen kursu binası olarak hizmet sunmuş, daha sonra Beşikdüzü Köy Enstitüsü binası, sonra da Beşikdüzü Ortaokulu ve Ticaret Lisesi olarak kullanılmış. Bu okulda yetişen yüzlerce bilim ve Devlet adamları arasında Prof. Hasan Zeki Kalay, Prf. Ali Çolak, Prf. Hakkı Azmanoğlu, Prf.Dr. Ayhan Demirbaş, Doc. Dr. Mehmet Yıldızlar ve Korgeneral Salim Kukul ve daha niceleri… Köy enstitüsünün tek eserinin korunması şöyle dursun, bazı sabit fikirli insanlar, bina yıkılsın ve lisenin bahçesi genişlesin gibi çağ dışı bir görüşü savunuyorlar. Böylece Köy Enstitüsü’nün son izleri de silinmek mi isteniyor bilinmez!. Bu konuda Trabzon Valisi’ni, İl Milli Eğitim Müdürü’nü göreve çağırıyorum. Cumhuriyetin ulu çınarını çürümeye terk etmeyelim. Yazıktır, günahtır. Tarih bunun hesabını biz aydınlardan mutlaka sorar…