Bizanslılar da at eti yermiş

Marmaray için başlatılan Yenikapı kazılarında yüzlerce yıl öncesine ait tonlarca hayvan kemiği de bulundu. Buluntulara göre Bizanslılar ayı oynatıp at eti yiyordu. İstanbul çevresinde akbabalar yaşıyordu.

700 ü aşkın Bizans dönemi at başından oluşan koleksiyonun dünyada bir benzeri yok. Ancak depolardan taşan buluntular, derme çatma bir yapıda, ilkel koşullarda saklanıyor.

Yenikapı arkeolojik kazılarından elde edilen at kalıntıları İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nde incelemeye alındı. Yaklaşık 7 yıldır devam eden arkeolojik kazılarda bulunan 700’den fazla at başıyla koleksiyon oluşturuldu.

Ancak dünyanın tek Bizans atları koleksiyonu, üniversitenin Avcılar kampüsünde derme çatma bir barakada korunuyor!

10 kamyon kemik
Yenikapı kazılarında farklı disiplinlerde çok sayıda bilim adamı çalışıyor. Batıklar üzerinde deniz bilimciler, ahşap uzmanları, botanik uzmanları, numizmatikçiler görev yapıyor. Devam eden kazılar sırasında çok sayıda hayvan kemikleri de bulundu. 55 farklı türden hayvan İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi uzmanlarınca inceleniyor. At, eşek, katır, kedi, köpek gibi bilindik türlerin yanı sıra caretta caretta, fil, ayı, akbaba, kılıçbalığı gibi İstanbul’a özgü olmayan ya da nesli tükenmiş hayvan kalıntıları da bilim adamlarına teslim edildi.

Yaklaşık 10 kamyondan fazla hayvan kemiği Yenikapı kazı alanından üniversitenin Avcılar kampüsüne getirildi. Kazılarda 55 hayvan türüna ait kalıntılara rastlanırken çarpıcı sonuçlara ulaşıldı. Bizanslıların at eti yedikleri, ayı oynattıkları ve bir zamanlar İstanbul’da akbabaların yaşadığı belirlendi.

Fakülte binasında kemikleri depolayacak alan bulunamadı. Fakülte bahçesinde tüplerin depolandığı küçük bir bina kullanım dışıydı. Önce 40 metrekarelik binanın içi temizlenerek kemik sandıkları yerleştirildi. Ancak Yenikapı’dan kemik buluntuları gelmeye devam edince depo alanı ağzına kadar doldu.

Bunun üzerine projenin başkanı Prof.Dr. Vedat Onar kendi çabalarıyla binanın etrafını demir – teneke paravanlarla çevirip üstüne de bir sarkıtma çatı yaptı. Gelen kemik buluntular sıcak-soğuk hava akımlarına açık şekilde korumaya alındı.

Sponsor aranıyor
Elektrik hattını bile kendi imkânlarıyla yaptığını belirten Onar, çaresizlik içinde çözüm ürettiklerini belirtiyor. 50 bin liralık bir yatırımla yeni bir depo yapılabileceğini kaydeden Onar şunları söyledi: ”Maalesef gücümüz buna yetti. Hayırsever bir sponsor arıyoruz. Çok önemli koleksiyon, bu koruma yöntemi ile yakında elimizden uçup gider. Kemiklerin üzerinde korozyon oluşuyor. İklimlendirme ve sabit sıcaklık ayarı için cihazların alınması gerek. Gelen yabancı bilim adamları deponun bu haline bile hayran oluyor. Ancak meslektaşlarıma daha iyi şartlarda bir sergi mekânını göstermek isterim.”

İstanbul carettaları!
Bizans sokaklarında ayı oynatıldığı da bu araştırmanın sonuçları arasında yer alıyor. Ayı kalıntıları burunlarında delik, ayrıca eğitimleri sırasında aldıkları yaraların izlerini taşıyor. Diğer yandan İstanbul’da o tarihlerde akbabaların yaşadığını ortaya çıktı. Çok sayıda akbaba kalıntılarına rastlandı. Araştırma da bir başka şaşırtıcı sonuç da çok sayıda caretta caretta kabuğu bulunması. Onar’a göre bunun iki açıklaması olabilir. Ya Marmara’da o tarihlerde caretta yaşıyordu ya da uzun deniz yolculukları sırasında güçlü protein kaynağı olan kaplumbağalar yiyecek olarak kullanılıyordu.

Bizanslı fil besleyip yunus avlardı
Araştırma sonuçlarını dünyadan uzmanlarla paylaştıklarını belirten Prof.Dr. Vedat Onar:
”Bilim adamları ile verileri paylaşıyoruz. Aslan ve kaplan haricinde çok farklı türlerde hayvan kemiklerine rastladık. Fil ve yavrusu vardı. Mutemelen limanda yük taşımak için kullanıldı ya da çevrede bir sirk için getirildi. Filin kemiklerinde de kasaplık izlerine rastladık. Ancak yediklerini düşünmüyoum. Parçalayıp hayvanlara yedirmiş olabilirler. “

“Diğer yandan bir maymun bulduk. O da sanırım liman da bir kaptanın maymunuydu. Balık türleri çok fazla. Palamut en çok. Kılıçbalığı, yunus, orkinos yoğun şekilde görülüyor. Yunus balıklarını avlıyorlar. Yağından ve etinden faydalanılıyor. Kedi, köpek kültürü bu günkü gibi sokaklarda doğal yaşıyor. Köpekler terier cinsi bekçi köpekleri. Hiç iri köpek cinsine rastlamadık.”

Genç at ölülerİ şaşırttı
‘Prof. Dr. Vedat Onar: Ölen at iskeletlerinde kasaplık izlere rastladık. Yani kemiklerde satır izleri vardı. Bu, at eti yediklerini gösteriyor. Atlar ortalama 30 sene yaşarlar. Ancak burada bulduğumuz atların ortalama yaşı 8 – 10 yıldı. Çok ilginç geldi. Sonradan anladık ki yanlış gem vurmak atların damaklarını deliyor ve oluşan hasar, hayvanların ömürlerini kısaltıyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın