O koy bir zamanlar pırıl pırıl, ne var ki, daha geçen hafta şarıl şarıl kanalizasyon akıyor.
Belediyeye telefon ediliyor, ekipler geliyor, kanalizasyon akan derenin önüne set çekiyor. Akıntı devam ettiği için, doğal olarak bir süre sonra, lağım suları seti aşıyor ve yeniden denize akıyor.
Burası Bodrum Gündoğan’daki koylardan biri. Gözümün önünde yaşadığım bir facia.
Koyun çevresi ev dolu. Yetmiyor, bir de dört katlı otel yapılıyor. Otele izin verildiği için, Gündoğan Belediyesinde birilerinin başı dertte.
Ama, otel çalışıyor, ne gam.
Otelin devamında, denize sıfır geniş bir arazi var. Halkın dilinde, “oraya da yakında başka bir otel yapılır ve bu koyda artık denize girmek hayal olur”.
Temiz denize nerede giriliyor? Beach’lerde. Kişi başına şu kadar para kesilen, kapatılmış kıyılarda.
ARITMA VAR YOK
Bodrum’da temel sorunlardan bir diğeri arıtma tesislerinin eksikliği.
İlginç olan, olmayan arıtma tesisine kimse ses çıkarmazken, varolan arıtma tesisi ile ilgili belediyenin ceza kesmesi.
Eski bir örnek çok tipik. Gündoğan’da TRT Dostlar Sitesi’nin arıtması var. Belediye, arıtmanın su kaçırdığını ve çevreye pis koku yaydığını öne sürerek, siteye ceza kesiyor. Site mahkemeye gidiyor. Mahkeme, cezayı iptal ediyor. Bu olay beş, altı yıl önce.
Günün sorusu ise, belediyeler kangren haline gelmiş arıtma tesis sorununa ne kadar eğiliyor?
BAHÇELERİN SONU
Bodrum bitmek bilmeyen rant kapısı. Bodrum’da dağ, taş bina. Evlerin satış fiyatı dolar ve euro üzerinden. 250, 300, 350 bin dolar ve eurolar havada uçuşuyor.
Mandalina bahçeleri birer birer tarihe karışıyor. Her bahçe beton yığınına dönüşüyor. Sıra sıra evler. Ya da otopark ya da yarım kalmış taş yığınları. Doğada cinayet üstüne cinayet işleniyor. Sonucu malum.
Bodrum, çok kalmaz, beş, on yıl içinde sizlere ömür. Ne temiz bir deniz kalır geriye, ne temiz hava. Eğlence merkezi olarak kalırsa, ne ala. Yoksa deniz, kum, güneş, unutun hepsini.
Sözde, çok gözde, oysa karaya vurmaya hazırlanıyor.