1998'te, Devlet Hava Meydanları İşletmesi tarafından açılan yarışmanın birincisi Tabanlıoğlu Mimarlık olmuştu.
Aradan geçen 13 yıllık zaman zarfında proje geliştirildi ve inşaatına 2011’de başlandı. 15 ay gibi kısa bir sürede tamamlanarak 3 Haziran 2012’de Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın ve tasarımcılarının katıldığı bir törenle hizmete açıldı.
100.967 metrekarelik bir alanı kapsıyan ve bulunduğu bölgenin özel bir noktası olmayı hedefleyen terminal binasının mimari detayları şu şekilde:
Havalimanı ve özellikle Terminal Binaları 1960’lı yıllarda dünyada yepyeni bir yapı türü olarak ortaya çıktı. Jet uçaklarının devreye girmesiyle bütün dünyada gelişen hava ulaşımı trafiğine paralel olarak, yeniden düzenlenmesi ön çalışmaları 1961 yıllarından başlayarak Fransız Aeroport de Paris Müşavirlik firmasına yaptırılan Yeşilköy Havalimanı’nın Genel Yerleşme ve Yeni Terminal Binası’nın projelendirilmesi ile 1969 yılında Dr. Hayati Tabanlıoğlu görevlendirildi. 1984 yılında tamamlanan dış hatlar binası bugün yeniden genişleyen yeni düzenleme ile iç hatlar binası olarak kullanılmakta. İstanbul havaalanından sonra Ankara, İzmir ve Antalya gibi büyük şehirlerde de uluslararası havaalanları inşa edildi. Bu tür devlet işletmeleri için yap-işlet-devret sisteminin tercih edildiği uygulamalarda, inşaat kararlarının alınmasındaki zorluklar sürecin uzun yıllara yayılmasına neden oldu.
1998 yılında, Devlet Hava Meydanları İşletmesi tarafından açılan Milas Bodrum Havalimanı yarışmasının birincisi Tabanlıoğlu Mimarlık olmuştu. Geçen on yıldan fazla sürede değişen ve gelişen teknolojiler, imkan ve ihitiyaçlar doğrultusunda yarışma projesi geliştirildi: İhalenin sonuçlanmasını takiben, 2011 yılı başında yenilenen projenin inşaatına başlandı ve 15 ay gibi kısa bir sürede tamamlanan yapı 3 Haziran 2012’de resmen hizmete girdi.
Bodrum merkeze 40 km, Milas’a 15 km ve en yakın deniz sahili olan Güllük’e 8 km uzaklıkta, uluslararası ve bölgesel etkiler arasında bir geçiş olarak tasarlanan bina, mevcut iç hatlar ve dış hatlar terminalleri arasında, aprona parel konumda yer alıyor.
Yükseklik ve kesintisiz alanların sağladığı geniş hacmin tek bir alan olarak algılandığı yapıda, çatıdan ve cephelerden içeri kontrollü olarak alınan gün ışığından optimum yararlanılıyor. İşlevsel olduğu kadar görsel akışkanlığın yolculuk konforunu arttırması hedeflenirken, bina bütününde ve detaylarda Bodrum’a ait birikimler gelen ve giden yolcunun algılamasına sunuluyor. Binanın dış cephesinden itibaren bütünlük ve süreklilik sağlayan malzemeler tercih ediliyor; cephedeki cam ve taş uygulamalar, asma tavan ve mermer yer döşemesi her biri birimlerden oluşmasına rağmen monolitik olduğu hissini taşıyor. İç mekanlarda brüt beton bırakılan kolonlar ve dokuku beyaz duvarlar bu bütünlüğü sadelik ve güven etkisiyle destekliyor.
Murat Tabanlıoğlu açılışta konuşurken
Uçakların bağlandığı, saydam cam ve çelik doğrusal bir iskeleden oluşan “hava tarafı” ve “kara tarafı”nda terminal binası olmak üzere, bina iki ana yapıdan oluşuyor. Yolcuların “ulusal” alanı terkettiği sınır noktasında, iki konstrüksiyonun birleştiği form, sistemin işlevlerini karşılıyor ve geçişi vurguluyor.
Binanın terninal giriş/çıkış cephesinde, güneyde kısmen fritli saydam cam, kuzeyde şeffaf ya da kısmen opak cam, doğu ve batı yönlerinde ise yerel doğal taş uygulanıyor.
Apron cephesinde, kuzey yönünde, özel üretim extra clear cam kullanımı sayesinde, yolculuk öncesinde uçakların iniş kalkışlarının ve ovadan dağlara uzanan manzaranın kesintisiz camın ardından izlenebileceği, iç-dış bütünlüğünün sağlandığı ferah bir mekan elde ediliyor. Hava tarafında güney, doğu ve batı cephelerinde ise ışığı içeri kontrollü olarak alan serigrafik cam kullanımı hafif bir tül etkisi yaratıyor, ısı kontrolünü destekliyor.
Mekanik altyapı, tesisat ve depolar zemin katında, giriş katında gelen yolcu ve üst katta giden yolcu bölümleri yer alıyor.
Giden yolcu salonuna viyadükten bağlanılıyor; açık otoparktan araçla ve viyadük üzerinde yer alan iki kuleden erişim sağlanıyor. Viyadük’ün geniş kolon aksları (24 metre) iç mekanlara gün ışığı alımını engellemiyor; kolonlardan arındırılmış geniş bir açıklık görüntünün temiz kalmasını sağlıyor.
Kulelerin her iki yanında gelen yolcu için karşılama bankoları, cafe ve tuvalet gibi ihtiyaç ve bekleme alanları yer alıyor, bu sayede özellikle turist otobüslerinin yolcuyu karşılamasında kolaylık sağlanıyor.
İkincil elemanların ve yüzey bitişlerinin bölgenin tatil atmosferini koruyan, rahatlatan kompozisyonuna karşın birincil elemanlar yolcuların terminaldeki hareketlerini kolaylaştırmayı amaçlayan net yönlenmelere ve güçlü bir resmi düzenlemeye sahip.
Çatı makaslarını ve çatıyı taşıyan çelik kolonlar binanın ana strüktürünü oluşturuyor, dolayısıyla iç mekanda minimum kolon kullanımı ile kesintisiz ve ferah alanlar elde ediliyor. Cepheyi taşıyan sistemin çatıyı taşıdığı uygulama ve teknolojinin sağladığı olanaklarla kolon sayısı minimize ediliyor. Estetik kaygı ile brüt beton olarak bırakılan taşıyıcı kolonlar güvenlik duygusunu pekiştiriyor. Kolonların sık olmaması ile sağlanan genişlik duygusu, yüksek ve içeri gün ışığı alan tavan uygulamasıyla yolcuların en sıkıntılı olduğu arama ve pasaport kontrol noktalarında dahi yolculuk gerginliğini seyreltiyor.
Tasarımı Tabanlıoğlu tarafından yapılan, saz şeklinde alüminyum çubukların biraraya gelmesinden oluşan asma tavan uygulaması dokuma tezgahı görüntüsüyle yerel çağrışımlara gönderme yaparken, ağırlığı sadece 3,5 kg olan 4 farklı modülün birleşmesi ve tekrarından elde ediliyor; mekanik havalandırma, elektrik, yangın sprinklerleri, aydınlatma gibi tesisatı altında gizleyen bu doku, ilk yerleştirmede olduğu kadar, bakım sürecinde de kolaylık sağlıyor. Üç boyutlu bir görsellik elde edilen uygulamanın altından Bodrum’un deniz vurgusuna atfen derin mavi yansıma algılanabiliyor.
Net yüksekliği 9 metre olan terminalde, çatıda yer alan 18 adet ışıklıktan gelen doğal ışık, asma tavandan süzülerek iç mekana kontrollü olarak alınıyor.
Tavan yüksekliklerinin ve alüminyum elemanlarla sağlanan sürekliliğin yanısıra, iç mekânlarda kullanılan, Bodrum yakınında, Yatağan’da çıkartılan ve işlenen siyah mermerin kesintisiz kullanımı terminaldeki derinliği arttırıyor.
Kara ve hava tarafındaki geniş oturma alanlarında yer alan Tabanlıoğlu-Nurus ortak tasarımı koltuklar sayesinde, standart elemanlardan farklı olarak, yolcuların uçuşlar arasında rahatça uzanabilecekleri kadar rahat olması sağlanıyor.
Terminal alanındaki yönlendirme levhalarının tasarımı ve yerleştirilmesi kolay izleme ve yönlenme imkanı sağlıyor.
Kara ve hava tarafında yer alan 4 teras binaya kontollü giriş tamamlandıktan sonra dahi yolcuya açık hava alma imkanı tanıyor.
Binaya girişte, ilk kontrolden itibaren sağlanan iki yöndeki sirkülasyon sayesinde yoğunluk dengeleniyor; bu uygulama daha sakin olan kış sezonunda binanın bir kanadının atıl tutularak daha düşük giderle işletilebilmesine imkan tanıyor. Bir yönde 5 diğerinde 6 adet x-ray cihazından geçerek binaya alınan yolcular daha sonra her iki yönde 33’er adet check-in kontuarlarına yönleniyor ve yine iki yönde 6 ve 3 adet pasaport noktasından geçerken yoğunluğa maruz kalmadan işlemlerini tamamlayabiliyorlar. AB standardında şeffaflık ve göz teması kriterlerini karşılayan polis kontrolünden sonra 6’lı ve 3’lü x-ray geçişini takiben direkt olarak Unifree’nin işlettiği Duty-free alanına erişiliyor. Alış-veriş sokağı boyunca çatıdan iç mekana doğal ışık alınıyor. Bu alan Do&Co tarafından işletilen yeme-içme alanına bağlanıyor.
Geliş bagaj alımı 3+2 beş carousel’den gerçekleşiyor, 6.70 yüksekliğindeki tavan sayesinde ferah bir alan olan çıkışta bir duty-free yer alıyor. Gelen katı çıkışta rent-a-car, banka ve benzeri işlevler için kioskların yanısıra, geliş ve gidişte, her iki katta içerden birbirlerine asansörle de bağlanan donanımlı bir klinik yer alıyor.
8 Köprünün yer aldığı terminalde köprülerden biri büyük uçakların bağlanabilmesine imkan verecek şekilde çift körükle hizmet veriyor. Yolcular cam köprüler vasıtası ile terminale ve uçağa erişim esnasında, Bodrum iklimine uygun muz ve zeytin ağaçları, defne ve begonvil gibi yerel ağaç ve bitkilerle düzenlenmiş yeşil peyzaj arasından geçiyorlar. Bu yeşil zone apronun zemini, makine (uçak) ile bina arasında yumuşatıcı ve sakinleştirici bir faktör oluyor.
Bodrum yönünden gelen yoldan akan trafikten ve havadan izlenebilen çatı düzenini net ve sade olarak korumak amacı ile tesisatın bodrum kata yerleştirilmesi sayesinde çatı ışıklarının gece etkisini arttırılıyor.
CIP alanı, Bodrum’a özel uçaklarıyla gelen işadamlarının kullanacağı “General Aviation Terminal” olarak kiralanmak suretiyle iç ve dış hatlara hizmet vermek üzere hazırlanıyor.
Tasarım Ekibi
Yeni binanın tamamlanmasını takiben eski dış hatlar terminali iç hatlar binası olarak ve eski iç hatlar binası yıkılarak bulunduğu alan ise özel jet parkı olarak hizmete giriyor.
Yıllık yolcu sayısı 1,5 milyon olan havaalanının yeni terminalle kapasitesi 8 milyona yükseliyor, ve ilk aşamada 5 milyon yolcu hedefleniyor. Genellikle charter seferleri düzenlenen alanda büyük bir bölümü yolcuları karşılayan tur otobüslerine ayrılan, 114 otobüs ve 426 otomobil kapasiteli bir açık park alanı yer alıyor.
Tenik altyapısı ile mekanik bir yapı olarak en verimli şekilde planlanan BHL’da yerel malzeme kullanımı binanın çevresi ile uyumunu desteklediği gibi üretim hızına ve maliyetine de yansımışır.
Marc Augé’nin teorisine göre “mekan olmayan yer” (non-place) olarak tanımlanan, dünyanın her yerinde rastlanabilecek standart mekanlara en tipik örneklerden olan bir terminal yapısı olmasına rağmen Bodrum Havalimanı, zorunlu standartların yarattığı baskı ve tekdüzelikten kurtulmayı, küreselleşmenin ve süper-modernitenin somutlaştığı bir mekân olmaktan sıyrılıp, sadece seyahatin değil, bulunduğu bölgenin özel bir noktası olmayı hedefliyor.