Proje yetkilileri, Cercle d'Orient, çevresi ve Emek Sineması projesini ilk kez kapsamlı olarak anlattılar.
Bir zamanlar sinemaseverlerin gözdesi olan Emek Sineması artık bir mücadelenin simgesi. Beyoğlu’ndan başlayarak İstanbul’un, tüketim ve metalaşma politikalarına yenik düşmemesi için verilen mücadelenin bir simgesi. Bu yönde yaklaşık bir buçuk yıldır Emek Sineması eylemleri yapılıyor.
Çok tartışılan Cercle d’Orient, İskentinj Apartmanı, Melek Apartmanı, Emek, İpek ve Rüya sinemalarını kapsayan yapı adasına uygulanmak istenen proje ise bugüne kadar bir muammaydı.
Geçenlerde, proje sahibi Kamer İnşaat’ın ortaklarından Levent Eyüboğlu ve proje müellifi Fatih Kesgün ile, Kesgün’ün içinde “Emek’çiyim” yazılı ofisinde buluştuk. Projenin sunumunu izledik, konuştuk.
Eyüboğlu ve Kesgün, projenin şimdiye dek Beyoğlu’nda yapılan en korumacı proje olacağını vurguluyorlar. 25 yıllığına kiralanacak yapı adasında uygulanması planlanan projede, Emek, Melek Apartmanı’nda üst kota taşınacak. Emek’in yerine de sinema salonları ve satış ünitelerinin yer aldığı yeni bir yapı yapılacak. Yapı adasında AVM olmayacağını, genel anlamda içinde satış ünitelerinin olduğu pasaj, ofis, sinema salonları, sergi alanları ağırlıklı bir kompleks olacağını belirtiyorlar. Projede, otel olarak işlevlendirme de bir olasılık.
– Biliyorsunuz, proje “sır gibi saklanan” proje olarak nitelendi…
Levent Eyüboğlu – Konu yargıda olduğu için konuşmadık. Konuşsaydık herkes “Yargıyı etkilemeye çalışıyorsunuz” derdi. Ayrıca Mimarlar Odası davada taraf olmasına karşın devamlı açıklamalar yaptı, etik değil.
– Fatih Kesgün, yargı sürecinde İKSV’nin toplantısına katıldı ve projeye dair bilgilendirme yapmaya çalıştı.
LE – Açıklama yapmamız için büyük bir baskı oldu. Bu yüzden Fatih Bey’den rica ettik. Yargı kararı belli olduğunda projemizi anlatacakken “Emek yıkılıyor” diye bir yaygara koptu. O zaman dedik ki bir an önce projemizle birlikte Emek’in yıkılmadığını, asıl tartışmanın Emek yerinde mi korunsun, yoksa 4. katta mı korunsun tartışması olduğunu anlatalım dedik.
– Proje üretmeye talip olan Bülent Eczacıbaşı’nın Emek’le ilgili proje önerisine ne diyorsunuz?
LE – Projeyi Bülent Bey’e anlatacağım. Şimdiye dek Beyoğlu’nda yapılan en korumacı projeyi yaptığımızı anlayınca kendisi de bizi destekleyecektir. Açıklamasını da bir işadamı olarak bilgi eksikliğinden yapılmış bir açıklama olarak görüyorum. Zaten öbür türlü etik değil. Bütün izinleri aldık. Durum, önerdikleri gibi 6 ay bekleyelim, ondan sonra proje üretiriz diyecek bir noktada değil. Bu projeyi daha fazla bekletirsek bir-iki sene sonra yıkıntılar üzerinde hep beraber “Emek yıkılmasın” deriz.
– Projeyi tartışmaya açmayı düşünüyor musunuz?
LE – Tartışılacak bir durum yok, sonuçta bir proje üretmişiz. Projenin bilimsel, kültürel, tarihi altyapısını oluşturmuşuz, onay da almışız, tartışma ancak işletmesiyle ilgili olabilir. Buna açığız.
– Tartışılacak bir durum var, çünkü orası kamuya ait, hepimizin.
LE – Doğru olanı yapmak zorundayız, herkesi mutlu etmek zorunda değiliz. Oradaki dükkânların hepsi büyük tahribat yapmış o yapılara. O kadar duyarlı olanlar bu tahribata neden itiraz etmiyor? Sonu, hedefi belli olmayan toplantılarla bu binalar çürüyüp gitmesin istiyoruz.
– Proje ne zaman uygulanmaya başlayacak?
LE – Bizim elimizde değil, ama amacımız bir an önce başlamak. Bazı prosedürleri bekliyoruz. Şimdi, ruhsat başvurumuzu yapacağız. Hukuka uygun ilerliyoruz. 4 ay da sürebilir, 9 ay da.
– Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Emek için “Sökmeye başladık” açıklamasında bulunmuştu.
LE – Yok öyle bir şey, yanlış anlaşılma var.
Fatih Kesgün – Bu projede bunu çok yaşıyoruz. Söylenenler yanlış anlaşılıp çarpıtılarak çok farklı şekillerde anlatılıyor.
– Cercle d’Orient yapısını, aynı plan şemasını kullanarak 1884 yılındaki haline dönüştüreceğiz diyorsunuz. Yapının üst katları kulüp olarak kullanılırken birinci kat balo salonu, ikinci kat otel odaları olarak kullanılıyordu. Siz de yapıya otel işlevi verecek misiniz?
LE – Cephesi aynen korunacak. Binanın ana işlevi han tarzında olacak. Alt katta dükkânlar, üst katta ofisler ya da sonra belki bir otel.
– Bu yapı adasını bir bütün olarak ele alarak yapacağınız uygulamaları anlatır mısınız?
FK – Cercle d’Orient ofis ağırlıklı bir bina olacak. İpek Sineması, yargı kararı nedeniyle Cercle d’Orient yapısının arka cephesinin açılması için yapısal olarak korunmayacak, yıkılacak, ancak İpek’in cephesi aynen kalacak. Cercle d’Orient’ın arkası kamuya açık bir avlu olacak. İskentinj Apartmanı’nı aynen koruyacağız, özgün kalacak, belki bir otel belki de bir apartman olarak kullanılacak. Emek, Melek’in dördüncü katına nakledilecek. Yani alan, içinde satış ünitelerinin olduğu pasaj, sinema salonları, sergi alanları ağırlıklı bir kompleks olacak.
– İnşaat süresi yaklaşık ne kadar sürer?
FK – En az iki yıl.
Maliyet 25-30 milyon Avro
– Projenin maliyeti ne tutuyor?
LE – 25-30 milyon Avro’yu geçer.
– Emek’i neden yerinde korumuyorsunuz? Gerekçe olarak Emek için Melek Apartmanı’nın taşıyıcı sisteminin kesildiğini belirtiyorsunuz. Teknik anlamda yerinde de koruyabilirsiniz. “Emek’i geleceğe taşıyacağız” diyorsunuz, bunun yolu Emek’i yukarı kota taşımaktan mı geçiyor?
LE – Tek neden bu değil. Cercle d’Orient’ı koruyoruz, çünkü ortada cephesi önemli bir bina var ama Emek’in böyle bir binası, cephesi yok. Koruma açısından Emek’i yerinde mi koruyalım, yoksa 4. katta mı arasında hiçbir fark yok, çünkü ortada bina yok. Emek’in geleceğe taşınması lazım. Emek’in uyduruk bir fuayesi var, aşağıda durdukça uyduruk fuayesi olacak. Emek’in galaların, ödül törenlerinin, festival filmlerinin gösterildiği, yaşayan bir yer olabilmesi için bu uygulamayı yapıyoruz. Emek, 10 salonun daha olduğu bir kompleks olsun ki film dağıtım şirketleri film versinler mesela…
– Örneğin bir Picasso’nun yapıtını söküp parçaladıktan sonra tekrar yapınca yeniden Picasso olur mu?
LE – Orada bir Picasso değil, Çin vazosu var, o vazo zaten kırılmış. Eksik, yanlış parçalarının tamir edilmesi lazım. Sonra da o Çin vazosunun daha iyi bir yere konması lazım ki herkes onu seyredebilsin….
FK – Yerinde korusak bile zaten bu çalışmaları söküp yapmak zorundayız. Emek, bir anıt değildir, bir binadır. Anıt olmadığı için bir bina gibi yaklaşmak zorundayız. Siz bir İtalyan yönetmenle röportaj yapmıştınız. Yönetmen, Roma’da 20 tarihi sinemanın kapandığını söylemişti. İtalya’da böyle bir gürültü yok. Konfor nerede, insanlar orayı tercih ediyor.
Emek’in, layık olduğu öneme, en keyifli, en güzel konumlara ulaşması gerekiyor. Biz Emek’i açık ve kapalı fuayelerle gayet keyifli bir hale getiriyoruz. Emek’in şimdiki yerinde bu koşulların hiçbirini sağlayabilecek imkân ve ihtimal yok.
– Emek Sineması üst kota taşındıktan sonra o alana yeni bir yapı inşa edilecek mi? Nasıl bir yapı olacak?
FK – Bir tane yeni yapı yapılacak. Emek’in konumuna gelecek olan o binada sinema salonları ve pasaj üniteleri olacak. Diğer yapıların önüne geçmeyen bir sadelikte, efendilikte yapılacak. Bodrumdan sayarsak 8 kat, İstiklal’den sayarsak 4 katlı olacak.
LE – Diğer sinema salonlarına İpek, Saray gibi kaybolan sinemaların adını koyalım dedik, millet provokasyon yapıyor der diye vazgeçtik. Alan toplam 6 bin metrekare, neredeyse hepsi kültüre ayrılmış, çılgınlık yani.
– Peki, bu projeyi çılgınlık olarak görüyor musunuz? Yani çılgın bir proje diyebilir miyiz?
LE – Biraz çılgınlık olarak görüyorum. Çılgın bir proje diyebiliriz. Biz orayı tamamen yıkıp gerçekten dedikleri gibi bir alışveriş merkezi de yapabilirdik, hatta ucuz ve kârlı olurdu, ama yapmıyoruz…