Tarihi Osmanlı tarihinden ibaret sanan AKP, Fatih Sultan Mehmet döneminde camiye çevrilen, ancak aslında kilise olan Trabzon’daki Ayasofya’yı yeniden cami yaptı.
İlk namazda, kilisede bulunan 750 yıllık freskler perdeyle, zemin kaplaması halılarla kapatıldı. Prof. Dr. Akyürek, AKP’nin başka renklere tahammül edemediğini söyledi.
soL gazetesinin haberine göre, her türlü fikre, inanca saygılı olduğunu söyleyerek “demokrasi oyunu” oynayan AKP, 7 yüzyılı aşkın süredir varlığını sürdüren ve kilise olarak yapılan Trabzon Ayasofya’yı yeniden camiye çevirdi. Prof. Dr. Engin Akyürek, AKP’nin farklı renklere tahammül edemediğini belirterek, bunu fetih sürecinin devam ettiğinin göstergesi olarak değerlendirdi.
Trabzon’un Ayasofya Mahallesi’nde bulunan ve uzun süre müze olarak kullanılan Ayasofya, 52 yıl aradan sonra tekrar camiye çevrildi. Bir süredir bu yönde yapılan çalışmalar tamamlandı. Mihrap ve minber yerleştirilen Ayasofya’da ilk namaz, önceki gün kılındı. Namaz sırasında, freskler perde ile kapatıldı.
Trabzon Vakıflar Bölge Müdürü Mazhar Yıldırımhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “İnşallah önümüzdeki hafta içinde caminin resmi açılışını yapacağız” dedi. Ayasofya, mahkeme kararıyla bir süre önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilmişti. Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi çalışmaları sırasında hiçbir şeye dokunmadıklarını iddia eden Yıldırımhan, “Esere bir çivi bile çakılmadı. Son derece naturel bir şekilde eser korundu. Kubbedeki frekslerin üzerine perde çektik” diye konuştu.
Yıldırımhan fresklerin kapatılmasının saçmalığına değinmediği degerlendirmesinde, kubbedeki bu freskleri görmek isteyenlerin doğudaki bölümü gezerken oradan kubbeyi görebileceklerini söylemekle yetindi.
“Kapıların birinin önüne halı serdik ve ayakkabılık koyduk. Cemaat, bu kapıyı kullanarak içeriye girecek. İkinci kanat kapının olduğu yeri ise taş zemin bıraktık. Buradan içeriye giren ziyaretçi bir metre genişliğindeki alandan doğuya doğru geçecek oradan baktığı zaman kubbedeki freskleri görebilecek. Ziyaretçilerin bu mekanı gezerken ayakkabı çıkarması gerekmeyecek” diyen Yıldırımhan, paralı geçişi de kaldırdıklarını söyledi.
Çakı, ibadethaneleri kilise olan insanların da Ayasofya’nın atıl olmaktansa bir şekilde de olsa ibadet mahali olarak kullanılmasına karşı duracaklarını veya eleştireceklerini düşünmediğini savunarak “Yeter ki ibadet edilsin, neticede burası mabettir. Zamanında kiliseydi bugün ise yörede Müslümanlar çoğunlukta olduğu için cami olarak kullanılabilir” dedi.
Müzenin camiye çevrilmesini gazetemize değerlendiren İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Bizans Sanatı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Akyürek, “Şunu görüyoruz ki başka hiçbir renge tahammül yok” dedi. Geçmiş uygarlıkların izlerini silmeye çalıştıklarına dikkat çeken Akyürek, “Çok sayıda turistin geldiği bir yerdi. Orijinal bir zemin kaplaması var. Bunu cami yapmanın hiçbir anlamı yok” diye konuştu. Daha önce İznik Ayasofya’sının da camiye dönüştürüldüğünü hatırlatan Akyürek, insanın neye tepki göstereceğini bile şaşırdığını söyledi. İstanbul Ayasofya’ya bağlı olan Samatya’daki Studios Manastırı’nın da cami yapılmak üzere Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredildiği bilgisini veren Akyürek, “Mimarisinin yüzde 70’ini baştan yapmak gerikyor. 5’inci yüzyıl yapısı. Dünyada eşi çok az” dedi.
Yapılanların fetih sürecinin tamamlanmadığını gösterdiğine vurgu yapan Akyürek, şunları söyledi: “Niye müzeyi camiye dönüştürürsün? Fetihin devamı olarak bakıyorlar. Boş alanlar var oraya yap.” Akyürek, yapılanın bir meydan okuma olduğunu altını çizdi. Trabzon Ayasofya’sının Sümena’yla beraber en önemli yapı olduğunu kaydeden Akyürek, yapının atıllıktan kurtarıldığı yönündeki görüşe ilişkin ise şöyle konuştu: “Bütün dünya bu yapıyı bilir. Ziyaret ederler. Atıl değildir. Boşsa tanıtımını yapıp doldursunlar.”
Trabzon Ayasofya Kilisesi, Trabzon Rum Pontus İmparatoru 1. Manuel Komnenos zamanında (1238-1263) inşa edildi. Fatih Sultan Mehmet’in 1461’de Trabzon’u fethinin ardından camiye çevrilen Ayasofya, 1. Dünya Savaşı yıllarında sırasıyla depo, hastane ve cami olarak kullanılmış. 1958 ile 1962 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Edinburg Üniversitesi’nin işbirliğiyle restore edilen tarihi yapı, 1964’ten sonra müze olarak ziyarete açılmış. Evliya Çelebi’nin önem verdiği yapılar arasında bulunan Ayasofya, Geç Bizans döneminin bir örneği. Binanın güney cephesinde Adem ile Havva’nın yaratılışı kabartma olarak anlatılıyor. Güney cephedeki kemerin kilit taşı üzerinde Trabzon’da 257 yıl hüküm süren Komnenoslar’ın sembolü olan tek başlı kartal motifi bulunuyor. Hazreti İsa’nın doğumu, vaftizi, çarmıha gerilişi ve kıyamet gününün betimlendiği yapının ana kubbesinin alt kısmında, çok renkli mermerden yapılmış yer mozaiği bulunuyor. Fresklerde İncil’den alınmış konular işleniyor. Kubbedeki ana tasvir ise Hazreti İsa’nın tanrısal yönünü aksettiren Pantacrator İsa’dır. Bunun altında bir kitabe kuşağı, daha altta ise melekler frizi bulunuyor. Pencere aralarında 12 havari tasvir ediliyor.