Muğla'nın Marmaris ilçesine bağlı Çamlı köyünde bulunan Sedir Adası'ndaki ''Kleopatra Plajı'', adeta ziyaretçi akınına uğruyor.
Altın sarısı kumları özel koruma altında olduğu için terlikle bile girilmesine izin verilmeyen plaj, her yıl yerli ve yabancı binlerce turisti ağırlıyor.
Marmaris’e yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta olan ve yılda 150 binden fazla kişinin ziyaret ettiği Sedir Adası, altın sarısı kumu, turkuaz rengindeki denizinin yanı sıra içerisinde bulunan tarihi eserlerle de yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Acenteler tarafından düzenlenen günlük turlara katılarak adaya çok sayıda yabancı turist gelirken, Kleopatra Plajı’nın ününü duyan yerli turistler de çevre il ve ilçelerden özel araçlarıyla Çamlı’ya geliyor.
Çamlı köyü Muhtarı Özkan Kalkan, Sedir Adası’nın Marmaris ve Türk turizmi için çok önemli bir yer olduğunu söyledi.
Sedir Adası’nın Muğla genelinde en fazla ziyaretçi alan ören yerlerinin başında geldiğine işaret eden Özkan Kalkan, adadaki plajın ve tarihi kalıntıların korunması için gayret gösterildiğini söyledi.
Adada çok sayıda kişiye ait zeytinliğin bulunduğunudile getiren Kalkan, bu yerlerin kısım kısım istimlak edilerek turizm amaçlı kullanılmasına başlandığını vurguladı.
Yaz aylarında adaya turist akını yaşandığını ifade eden Kalkan, ”Acenteler tarafından satılan turlara katılan yabancı turistlerin yanı sıra çok sayıda yerli turist de turkuaz rengindeki berrak denizde yüzmek için adaya geliyor. Ayrıca, Gökova Körfezi’nde günlük tura çıkan teknelerin de uğrak yeri olan Sedir Adası, her geçen yıl ziyaretçi sayısını biraz daha artırıyor. Adanın ismi hem Sedir Adası hem de Kleopatra Adası olarak biliniyor” dedi.
Kalkan, adanın ün kazanmasını sağlayan plajdaki kumun özelliğiyle ilgisi ise şu bilgileri verdi:
”Yalnızca dünyanın iki yerinde var olduğu bilinen bu özel kum ateşte yanıyor, sodalı suda kendiliğinden çoğalıyor ve büyüteç altında incelendiğinde hareket ediyor. Karbonatlı çamurun bir çekirdek etrafında birikmesiyle oluşan kumların denize kattığı eşsiz güzellikteki renk de adanın görülmeye değer olan diğer özelliklerinden bir diğeri. Bu kumların bir benzerinin de Kızıldeniz’de olduğu biliniyor.”
İnsanları adaya çeken en önemli unsur ise ünlü Mısır kraliçesi Kleopatra’nın adını taşıyan plaj. Kleopatra Plajı’nda ender rastlanan özellikteki altın sarısı kumlar, 24 saat boyunca görevliler tarafından gözetim altında tutuluyor.
Plaja inen ahşap yol üzerine dikilen, Türkçe ve İngilizce uyarı tabelasında ”Plajdan hiçbir şekilde kum alınamaz, taşınamaz, kum alındığının tespiti halinde 2863 sayılı yasa kapsamında yasal işlem uygulanacaktır” diye yazıyor.
Görevliler, koruma altındaki kumların dışarıya taşınmasını önlemek amacıyla ziyaretçilerin plaja havluyla girmesine izin vermiyor. Terlikle bile girilmesi yasak olan plajdan ayrılan herkes zorunlu olarak duş alıp, üzerindeki kumları akıttıktan sonra plajı terk edebiliyor. Bu koruma kurallarına uyan tatilcilerin tek şikayeti ise kumlara uzanılmasına izin verilmemesi.
Zeytin ağaçlarıyla kaplı adada, doğal güzelliklerin yanı sıra Helenistik ve Roma dönemlerine ait antik tiyatro, agora ve antik liman kalıntıları da bulunuyor. Adada bulunan ve MÖ binli yıllara dayandığı sanılan Dor, Pers ve Romalılardan kalma tarihi eserler turistlerin ilgisini çeken diğer etkenler arasında yer alıyor
Marmaris-Gökova karayolunun 20. kilometresinden Çamlı köyüne dönen ziyaretçiler, yaklaşık 5 kilometrelik bir yolculuğun ardından köy iskelesine ulaşıyor. Burada kişi başı 15 TL ücret ödeyen ziyaretçiler, sıradaki tekneye binerek adaya doğru yol alıyor. Yaklaşık 20 dakikalık bir yolculuğun ardından adaya ulaşan ziyaretçiler, burada 10 TL daha ödüyor. ”Müze kart”ı bulunanlardan ise girişte her hangi bir ücret alınmıyor. Adadaki şezlong ve şemsiyelerden ücret ödemeden yararlanan ziyaretçiler, tuvalet, duş, soyunma kabini ve yiyecek-içecek ihtiyacını buradan karşılayabiliyor.