Doğa Derneği'nden Yücel Sönmez siyasilerin seçim vaatlerindeki İstanbul projelerinin doğaya maliyetini araştırdı.
Her seçim döneminde biraz daha genişleyen ve genişledikçe eşsiz doğası yok olan İstanbul’un doğal zenginlikleri dev projelerin tehdidi altında. ‘3. köprü’, çılgın proje ‘Kanal İstanbul’, ‘2 yeni şehir’, ‘2B yasası’, kaçak yapılaşma ve nüfusu arttıracak uygulamalar İstanbul’un günden güne eriyen zengin doğası üzerinde uzun vadede geri dönüşsüz sorunlara yol açacak. İstanbul üzerine yapılan seçim vaatleri hangi partiye yarayacak bilinmez ama bu projeler, uzun vadede İstanbul doğası ve sakinlerinin kaybedeceği, uzmanların raporlarıyla gün gibi ortada.İşte uzman kurum ve kişilerin projeler hakkındaki görüşleri:
‘163 bin dönümlük alan’
Çevre Mühendisleri Odası’nın (ÇMO) İstanbul Çevre Durumu Raporu’na göre, İstanbul’un yüzde 3’ü, ‘2B’, yani orman vasfını yitirmiş alanlardan oluşuyor. Bu alanlar imar affı kapsamında satışa sunulacak ve İstanbul’da yaklaşık 163 bin dönümlük bir alanda büyük bir ağaç kıyımının önü açılacak. 3. köprünün faturası, 2. köprüden daha ağır olacak. 3. köprünün yapımı halinde, çevre ve bağlantı yolları ile Belgrad Ormanı büyüklüğünde ormanlık alan ve bir o kadar da tarım ve/veya yabanıl alan yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Yaban hayvanı türlerinin varlıklarını sürdürmeleri neredeyse imkânsız olacak.
ÇMO Başkanı Murat Taşdemir, ‘Çılgın Kanal’ projesinin İstanbul ekosistemi üzerinde çok ciddi baskılar oluşturacağını ve projenin Marmara Denizi’nin sonunu getireceğini belirtiyor. Taşdemir, Kanal İstanbul’un 1.125 hektarlık bir alan üzerinden geçeceğini, 1 milyona yakın ağacın kesileceğini ve 652 hektarlık orman alanının yok olacağını söylüyor.
Belgrad Ormanı
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay da, İstanbul’da orman alanları azalmasının en büyük nedeninin 2B uygulaması olduğunu söylüyor. Tolunay, bu uygulamadan en çok Anadolu yakasının olumsuz etkileneceğini belirtiyor. Halen İstanbul’un su ihtiyacının Melen ve Istranca’dan getirilen ‘taşıma su’ ile karşılandığına dikkat çeken Tolunay’a göre, 3. köprünün en önemli sonuçlarından biri de, su havzalarının daralması ve kirlenmesi. Tolunay, Osmanlı döneminde İstanbul’un kuzeyindeki Belgrad Ormanı’nı su üretimi açısından önemli görüldüğü için buradan dal dahi kesilmesinin yasaklandığına dikkat çekiyor.
Kanal projesinin yakın çevresindeki ve Trakya’daki tarım alanlarının azalmasına neden olacağına dikkat çeken Tolunay, özellikle kanal inşaatı sırasında Trakya ve İstanbul için yaşamsal önemi bulunan yeraltı su kaynaklarında ciddi bozulmalar yaşanabileceğini belirtiyor. Bu nedenle kanalın bir drenaj sistemi şeklinde çalışarak yeraltı ve yerüstü su kaynaklarını etkileyip etkilemeyeceğinin çok ciddi bir şekilde incelenmesi gerektiğini vurgulayan Tolunay, deniz suyunun sızarak yeraltı sularının tuzlanmasına neden olma riskinin yüksek olduğunu söylüyor.
‘Bitki ve hayvanlar’
Doğa Derneği, WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), TÜRKİYE ÇEVRE KORUMA VE YEŞİLLENDİRME KURUMU (TÜRÇEK) ve TEMA gibi sivil toplum örgütlerinin hazırladığı 3. köprü raporuna göre, 2. köprü çalışmalarının başladığı 10 yıllık süreç içinde sadece Anadolu yakasında, ilk 10 yıl içinde toplam 17 bin 155 hektar orman alanı geri dönülmez bir şekilde yok edildi.
Beykoz Göknarlık Tabiatı Koruma Alanı, Polonezköy Tabiat Parkı, Fatih Ormanı Tabiat Parkı, Türkmenbaşı Tabiat Parkı, Sarıyer Feneryolu Yaban Hayatı Koruma Sahası ve Batı İstanbul Meraları, Kuzey Boğaziçi, Ömerli Havzası gibi özel alanlar ve nesli tehlike altında bulunan bitki ve hayvan türleri de 3. köprü yapımından olumsuz etkilenecek.
‘Türler yok olacak’
Doğa Derneği’nin raporuna göre de, kanal projesi yapım aşamasında ciddi habitat tahribatına ve türlerin yok olmasına neden olacak. Bu projeyle İstanbul doğası için hayati önem taşıyan Terkos Havzası Önemli Doğa Alanı ile Büyükçekmece ve Küçükçekmece Önemli Doğa Alanları ve bu alanlarda yaşayan türler geri dönüşsüz bir şekilde tahrip olacak.
Eski Enerji Bakanlığı Müşaviri Yüksel Önem’in 1990 yılında Bilim Teknik dergisinde Kanal İstanbul projesi ile ilgili kaleme aldığı makaleye göre ise Kanal İstanbul Terkos’un batısına yapılırsa su havzaları yok olabilir.
Kuşların göç yolları
İstanbul Boğazı ve kuzey ormanları aynı zamanda birçok yırtıcı kuş türünün göç yolu ve yaşam alanı. Dünyanın en saygın doğa koruma kuruluşlarından biri olan IUCN (Uluslararası Doğal Hayatı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği) kriterlerine göre İstanbul Boğazı Önemli Doğa Alanı sınırları içerisinde nesli küresel ölçekte tehlike altında olan 13 bitki, 1 sürüngen türü ile nesli ulusal ölçekte tehlike altında olan 30 canlı türü yaşamakta. Ayrıca Türkiye’nin taraf olduğu Bern Sözleşmesi Ek-2’de (Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarını Koruma Sözleşmesi) korumayı taahhüt ettiğimiz 50 kuş türü ile Avrupa Birliği Kuş Direktifi’nde yer alan 23 kuş türü de bu alanda bulunmakta. Bu kuşların bazılarının adı şöyle: Alaca sinekkapan, Sibirya kazı, küçük orman kartalı, şah kartal, yelkovan…
Doğa alanları
İstanbul’da küresel ölçekte öneme sahip 11 Önemli Doğa Alanı (ÖDA) bulunuyor. Bunlar, Terkos Havzası, Büyükçekmece Gölü, Küçükçekmece Gölü, Batı İstanbul Meraları, Ağaçlı Kumulları, Boğaziçi, Kilyos Kumulları, İstanbul Adaları, Ömerli Havzası, Pendik Vadisi, Şile Kıyıları. İstanbul’un biyolojik çeşitliliğinin önemli bir bölümünü barındıran bu alanlar dev projelerin tehdidi altında. Bu alanlarda, ‘İstanbul çiğdemi’, ‘İstanbul binbirdelikotu’, ‘İstanbul nazendesi’, ‘İstanbul keteni’ gibi 40 endemik tür var. Bu türlerden de ‘Kayışdağı soğanı’, ‘Pendik sarıotu’, ‘Çatalca peygamberçiçeği’, ‘Kilyos moru’ gibi 23 endemik tür de yalnızca bulunduğu noktada yetişiyor.