Bu yıl kent araştırmaları ve mimarlık alanında hangi kitaplar yayınlandı?
2014’te Türkiye kent ve mimarlık yazınına katkıda bulunan kitapları sizler için derledik.
Doç.Dr. Funda Şenol Cantek editörlüğünde derlenen “Kenarın Kitabı: “Ara”da Kalmak, Çeperde Yaşamak”, kent dışında kalanların yaşamlarına, kentin unutulmuşlarına odaklanıyor. Toplam 11 araştırmanın yer aldığı kitapta kent çalışmalarıyla tanınan Tahire Erman ve Jean-François Perouse’un yazıları da bulunuyor.
MSGSÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü öğretim üyelerinden Haydar Karabey, 1978-2013 yıllarında kaleme aldığı yazılarını “Direnen İstanbul” kitabında topladı. Arkitera.com’daki yazılarıyla da tanınan Karabey’in akıcı ve keyifli diliyle buluşan kitap, yazarın 35 yıllık kent mücadelesinden kesitler sunuyor. Belirtmeden geçmeyelim, kitabın satışından elde edilecek gelirler MSGSÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğrencileri Bursu’na aktarılıyor.
Emine Uşaklıgil’in Can Yayınları’ndan çıkan “Bir Şehri Yok Etmek” isimli kitabı İstanbul’da kentsel dönüşümün gerçekliğine odaklanıyor. Yazar, adeta deneme tahtasına dönen İstanbul’un mahallelerinde hem yoksul hem de varsıl toplumun dönüşümünden kesitler sunuyor. Detaylı bilgi için Ayşe Çavdar’ın Emine Uşaklıgil ile yaptığı söyleşiyi inceleyebilirsiniz.
Kentsel dönüşüm literatürüne önemli katkı sağlayan bu kitap, Doç.Dr Asuman Türkün liderliğindeki ekip tarafından Haziran 2008 ve Ekim 2010 tarihleri arasında yürütülen bir araştırmayı kapsıyor. “İstanbul’da Eski Kent Merkezleri ve Gecekondu Mahallelerinde Kentsel Dönüşüm ve Sosyo-Mekânsal Değişim” başlıklı araştırma “Mülk Mahal İnsan: İstanbul’da Kentsel Dönüşüm” adıyla kitaplaşarak İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları’ndan çıktı. Toplumun kentsel dönüşümü algılama biçimi ve ona karşı alınan tavırdan güncel kentsel dönüşüm modelinin ne kadar yararlı olduğuna kadar geniş çapta sorulara cevap vermeyi hedefleyen araştırma İstanbul’un en büyük kentsel dönüşüm araştırması niteliğinde.
1989-1994 yıllarında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürütmüş Nurettin Sözen’in faaliyetlerinin ele alındığı kitap, bir bakıma İstanbul’un neoliberal kentler arasında yerini almadan önce bir umut besleyen başkanın yaşam öyküsünü ortaya koyuyor. “Önce İnsan” sloganıyla bir dönem önemli icraatlara imza atan Sözen’in anılarının derlendiği kitap Şükrü Aslan ve Hatice kurtuluş tarafından yayına hazırlandı.
Kent bilimdilerin yakından tanıdığı Erbatur Çavuşoğlu’nun ilk kitabı, “hegemonik kentleşme” olarak nitelediği Türkiye kentleşmesine dair iktidar ve mekan ilişkisini irdeleyen bir okuma sunuyor. Cumhuriyet tarihinden günümüze kadar farklı dönemlerde ele aldığı kentleşme hikayesini Gramscici bir perspektiften anlatan Çavuşoğlu’nun kitabı, sadece mimarlık ve şehircilik ile ilgililenenlere değil sosyoloji ve tarih alanlarına ilgi duyanlar için de farklı bir bakış açısı sunuyor.
Adolf Loos’un daha önce Türkçe’ye çevrilmiş en ünlü eseri “Süsleme ve Suç”tan sonra yayınlanan, mimarlık üzerine yazdığı yazıların büyük bölümünün derlendiği “Mimarlık Üzerine” kitabında Loos, bir meslek olarak mimarlığı ele alıyor. Orjinal adıyla “Ins Leere gesprochen-Aufsätze aus den Jahren 1897-1900 Trotzdem-Aufsätze aus den Jahren 1900-1930” kitabı Alp Tümertekin ve Nihat Ülner tarafından “Mimarlık Üzerine” başlığıyla çevrilerek Janus Yayınları’ndan çıktı.
İstanbul’u sadece mekansal dönüşüm üzerinden değil ekonomi-politik, ekolojik, toplumsal alandaki değişimler ve kentsel- toplumsal muhalefetin gelişimi üzerinden ele almaya odaklanan çalışma Kasım ayında raflardaki yerini aldı. Ayfer Bartu Candan ve Cenk Özbay tarafından hazırlanan ve Metis Yayınları’ndan çıkan bu kitap, İstanbul’u farklı bakış açılarından incelemek isteyenlere oldukça kapsamlı ve başarılı bir içerik sunuyor.
Usta mimar Doğan Hasol’un YEM Yayın’dan çıkan kitabında Sedad Hakkı Eldem’den Vedat Dalokay’a, Bruno Taut’tan Mario Botta’ya, Turgut Cansever’den Aydın Boysan’a, Behruz Çinici’den Oktay Ekinci’ye, Erol Akyavaş’tan Bedri Rahmi Eyüboğlu’na, Celal Bayar’dan Adnan Menderes’e çok sayıda mimar, sanatçı ve siyasetçiyle yaşadığı ilginç öyküleri ele alıyor. Dört yıl önce yayınlanan bu kitap yeni hikayelerle zenginleştirilerek Aralık’ta yeniden yayınlandı. Yalnızca mimarların değil belli bir döneme mimarların penceresinden göz atmak isteyenler için keyifli bir kitap olarak ortaya çıkıyor.
Modern mimarlığın öncülerinden Le Corbusier’nin Modulor başlıklı eseri Ekim’de Türkçe’ye çevrilerek yayınlandı.2. Dünya Savaşı’nın ardından Avrupa şehirlerinde yaşanan yeniden inşa sürecine ve Amerika’nın başı çektiği modern sanayileşme hamlesine paralel olarak ortaya çıkan Modulor, çağın acil ihtiyaç duyduğu hızlı ve seri üretim için standartlaşmayı ve dolayısıyla tüm ülkeler ve toplumlar için standart bir ölçü sistemini önerir. Savaş sonrasında yaşanan konut sıkıntısı gözetilerek, mimarlıkta ve yapı endüstrisinde prefabrik yapı elemanlarının seri üretimini kolaylaştırmak ve evrenselleştirerek tüm dünyada uygulanabilir kılmak hedeflenir.
Le Corbusier’nin mimarlıktan sosyolojiye, şehircilikten siyaset bilimine kadar geniş yelpazede disiplinlerin ilgisini cezbeden eser sonunda Türkçe çevirisiyle raflardaki yerini aldı.
Le Corbusier’nin Türkçe’ye kazandırılan bir başka eseri de “Şehircilik” oldu. Kente ve tasarıma dair onca provakatif ve özgür fikrin yer aldığı bu kitap, mimarın 20 yüzyıl kent düşüncelerini ortaya koyduğu ilk kapsamlı kitabı. Ütopya tarihinin de en önemli eseri olarak kabul edilen Şehircilik, bu açıdan sadece belli bir dönemin mimarlık düşüncesini yansıtmakla kalmıyor, bugünün okurlarına da önemli bir perspektif sunuyor.