Oylamaya katılan 340 Bin İstanbullu'nun 4 taksi modeli içinden yüzde 41.2 oy oranıyla en çok beğendiği taksisini kimlerin yaptığı sonunda ortaya çıktı.
Projenin sahibi tasarımcılar Yavuz Akyıldız (31) ve Serkan Uslu’yla (29) İstanbul’a çok yakışacak olan yeni taksileri konuştuk.
“İstanbul Taksisini Seçiyor” yarışmasında büyük bir oy çoğunluğuyla birinci oldunuz. Bu yarışmaya hazırlanma sürecinden bahsedebilir misiniz?
Y.A.: Bir arkadaşımın bana yollamış olduğu bir maille katılmayı düşündüm. Ardından arkadaşım Serkan Uslu’ya yarışmadan bahsettim. Bu sayede ortak projeye başlama fırsatını yakaladık.
Şimdiye kadar hep ülkem adına güzel bir şeyler tasarlamak isteği hep aklımın bir köşesinde vardı. Bu vesile ile o hayalimi de bir nebzede olsa gerçekleştirmiş oldum.
S.U.: Yavuz bana yarışma ilanıyla geldiği zaman gerçekten çok heyecanlandım. Çok fazla taksiye bindiğim için taksi sürücüleriyle her zaman sohbet etme, onların dertlerini, başlarından geçen olayları dinleme fırsatım oldu. Fikirlerimizi kendi aramızda ve çevremizle paylaşarak ve tartışarak sonunda ortak noktaları bulduk.
Bir yandan iş yerindeki programımız çok yoğun olduğu için bu projeye haftasonlarımızı ve akşamlarımızı vermek zorundaydık ama bu bizi pek yıldırmadı çünkü başarılı olacağımıza da inanmıştık.
Taksi projesinde hangi detaylar göz önüne çıkıyor?
Y.A.: Taksi projesinde ilk olarak yolcu güvenliği ve maksimum konfor ön plana çıkmaktadır. Bunun yanında tabi ki engelli vatandaşlarda düşünülmüş ve onlar içinde diğer yolculara sağlanan hizmet anlayışı ön görülmüştür.
S.U.: Dış tasarıma bakarsak, tasarımda sade bir güzellik elde ettiğimize inanıyorum. Bizim için üretim ve kullanım kolaylığı açısından olmazsa olmaz olan polipropilen malzemeden üretilecek tampon ve tavan kısımları; aracın geri kalan aluminyum parçalarıyla son derece uyumlu bir şekilde birleşiyor. İç tasarımda da bu sadeliği devam ettirip işlevsellik, estetik ve konforu bir arada sunmaya çalıştık.
Projeyi yaparken nelere dikkat ettiniz?
Y.A.: Projeye başlarken müşterilerin araç içerisindeki ihtiyaçlarını baz alarak yola çıktık. “Şoförün bulunduğu kabin içerisinde maksimum güvenliğini nasıl sağlayabiliriz?” “Kendisine olan erişimi nasıl kısıtlayabiliriz?” gibi sorular soruldu en başta. Bütün bunları düşünürken tabi tasarlanan aracın üretim biçimi uygulanabilirliği ve maliyet gibi kıstaslarda düşünülmüştür. Bu sebepten dolayı günümüz teknolojisinden fazla uzaklaşmadan yapılabilecek en modern taksiyi gerçekleştirdik. Kabin içerisinde maksimum hareket alanı araç boyutlarında minimum hacim alanıyla tasarım yapılmıştır.
S.U.: Üretilebilirlik, konfor ve güvenlik bizim için en önemli üç kriterdi. Bunları sağlarken estetikten de çok fazla ödün vermemeye özen gösterdik. Projeyi maliyeti mümkün olduğunca düşük, kullanıcılarına ve şehrimize mümkün olduğunca yararlı olacak şekilde tasarladık. İç mekanda maksimum konforu ve dış tasarımda minimum alanını bir arada sunabilmek için bütün ölçülere çok dikkat ettik.
Yavuz Bey, otomotiv tasarımı eğitimi aldığınızı biliyoruz. Daha önce de İtalya’da ki yapılan projelerde adınızı duymuştuk. Bu eğitiminizin ve İtalya deneyiminizin bu projeye katkısı ne kadar oldu?
Y.A.: Marmara Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümünü bitirdikten sonra, İtalya’da otomobil tasarımı eğitimi almış bulunmam ve orada I.D.E.A Institute, Fiat gibi saygın kurumlarda 4 seneyi aşkın bir zaman çalışmış olmam bu projeyi nasıl şekillendirebileceğimiz konusunda bana inanılmaz yön göstermiştir. Orada gerçekleştirmiş olduğumuz Fiat Punto Evo iç ve dış tasarım, Lancia Haizea concept otomobil, Fiat Multipla iç tasarımı, I.D.E.A adına “Era” isimli aracın dış tasarımı gibi projelerde çalışmış bulunmak bana bu görüyü kazandırmıştır. Bu sayede amatörlükten tamamen uzak tasarlanacak olan aracın ne gibi kriterlere sahip olması gerektiğini daha en başında bilincindeydik.
Serkan Bey sizin de motor yat tasarımı konusunda deneyimli olduğunuzu biliyoruz. Peki otomobil tasarımıyla ilginiz, alakanız nereden geliyor?
S.U.: 1982 Muğla doğumluyum. 2005 yılında ODTU Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümünden mezun oldum ve İstanbul’da çalışma hayatına atıldım. Bir süre elektronik sektöründe tasarım yaptıktan sonra Scaro Design’a başvurdum ve buradaki çok değerli ve yetenekli ekip sayesinde hep hayalim olan yat tasarımı mesleğine adımımı attım. Yaklaşık 4,5 senedir Scaro Design da dünya çapında başarı kazanan projelerde görev yapıyorum.
Otomobil sektöründe profesyonel olarak çalışmadım ama ODTU de yaptığımız birkaç öğrenci projesinde Fiat ve Otoka’a yaptığımız araç tasarımları olmuştu. Motoryat tasarımıyla otomobil tasarımını zaten birbirinden çok uzak olarak görmüyorum. Yatlar üzerinde çalışırken hep otomotiv sektörünü de takip ediyoruz, çizgi olarak hep bir adım önde olmaya çalışıyoruz.
Sizce İstanbul’un yeni taksisi taksi kullanıcıları ve yolculara nasıl avantajlar sağlayacak?
Y.A.: En başta çok daha güvenli ve konforlu yolculuk edebilme ihtiyaçlarına sahip olabilecekler. Cam tavanı sayesinde İstanbul’un siluetini rahatlıkla görebilecekler. İstenildiğinde interneti araç içerisindeki ekrandan kontrol edebilecek ve kredi kartı ile ödeme yapabileceklerdir.
Kişiye göre şekillendirilmiş iklimsel klimayı her yolcu için ayrıca ayarlayabileceklerdir.
Bütün bu saydığımız özellikler engelli vatandaşlarımız içinde düşünülmüş olup her hangi bir yardım almaksızın araca rahatça binip inebileceklerdir.
Ayrıca çocuklu yolcular için arkada sağ ve sol koltuk üzerine entegre edilmiş, istenildiğinde yukarı doğru kaldırılıp çocuk koltuğu olma özelliğine sahiptir.
Sürücüler ayrı bir kabin içerisinde bulundurulduğundan kendilerine yonelik herhangi bir tehdit karşısında maksimum güvenlik altında olacaklardır. Acil panik butonları yer bildirim cihazları otomatik kilitleme sistemleri vs. bunlardan bazılarıdır.
S.U.: Aracımızda elektrik motorlu kullanarak hem gürültü ve hava kirliliğinin azaltılmasına katkı sağlamayı hem de işletim/ulaşım maliyetlerini önemli bir miktarda düşürmeyi hedefledik.
Bagaj kısmının yolcu bölümünde olması ve burada gerektiğinde engelli kullanıcılara yer açılabilmesi de çok üstünde durduğumuz bir özelliktir. Seçilen motor tipinde yürüyen aksam çok az yer kapladığı için iç mekanda çok geniş bir alan elde edilebildi, yolcu koltuklarının konforlu olmasına da özellikle ayrı bir özen gösterildi. Kapılar dolmuşlar gibi yana doğru açılacağı ve aracın içerideki taban yüksekliği çok alçak tasarlanabildiği için de artık taksilere inip binmek çok rahat olacak.
Taksi şoförleri her zaman güvenlik eksiklikleri nedeniyle çok büyük sorunlar yaşadı. Bundan sonra bu değişecek mi? Tasarımınızda taksi şoförlerinin güvenlikleri ve konforlarına nasıl çözümler getirdiniz?
Y.A.: Kesinlikle değişecek. Öncelikli olarak tasarımımızda şoförün güvenliği en üst düzeyde tutulmuştur. Kendine özel ayrı kabin sayesinde dış etkenlerden kendisi izole edilmiştir. Bunun yanında acil panik butonları aracın çeşitli yerlerinde konumlandırılmış yer gösterici cihazlarda araca entegre edilmiştir. Kendine özel iklimsel klima ve gps sistemleri sayesinde maksimum konfora sahip olacaktır. Panoramik tavan sayesinde maksimum görüş açısına sahip olacaktır.
S.U.: Sürücüler çok daha güvenli ve konforlu yolculuk edecekler. Kurşungeçirmez camla ayrılmış şoför mahallinde sürücüler kendilerine özel ayarlanabilir bir multimedya ekranına sahip olacaklar. Ayrıca artık sürücüler bagajları koymak için ya da engelli vatandaşlara yardım etmek için araçtan çıkmak zorunda kalmayacaklar. Bunun dışında arkadaki bagaj kısmı ve konsolun içindeki büyük kilitlenebilir saklama dolabı tamamen sürücünün kişisel eşyalarına ayrıldı.
Sizi örnek alan ve otomotiv tasarımı yapmak isteyen gençlere ne gibi önerileriniz olacaktır?
Y.A.: Dünya’da ki gelişmeleri çok yakından takip etmeleri gerekir. Kendilerini bütün bunlardan daha fazla nasıl başarılı olabilirim diye sorgulamalıdırlar.
Devamlı olarak çizim yapmalarını tavsiye edebilirim günün birinde kendilerine saçma gelen bir eskiz zamanı gelince o çizimden çok farklı şekilde yararlanabilir.
Etraflarına farklı şekilde bakmayı farklı şekilde düşünme yetisinde sahip olabilmeliler. Tasarımcı diye nitelendirdiğimiz kişilerde bu şekilde bakıp düşünebilen insanlardır aslında.
S.U.: Otomotiv tasarımı bence görsel hafıza ve yaratıcılığın çok güzel bir birleşimi. Her bir yeni tasarım bir önceki neslin tasarım değerlerinin üzerine eklenerek ya da bambaşka çizgileri birleştirerek yeni ve özgün otomobil tasarımları ortaya çıkarılıyor. Bence iyi bir otomobil tasarımcısı sadece otomotiv değil, her türlü tasarım sektörünü takip etmelidir.
Diğer birçok yaratıcılık gerektiren sektörleri de izleyip çok geniş bir tasarım hafızasına sahip olup, bu bilgiyle yaratıcılığı iyi bir şekilde birleştirebilmek bence işin püf noktası.
İstanbul’da sizin taksilerinizin kullanılacak olması nasıl bir his?
Y.A: Çok büyük bir heyecan. Sizin yarattığınız bir objenin insanlar tarafından beğeni görmesi ve ihtiyaçlarını karşılaması tarif edilemez bir haz.
Tasarımcılara böyle bir fırsat sundukları için ve güzel şehrimiz İstanbul için bu denli önemli bir yarışma düzenledikleri için İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’ne teşekkür ederim.
S.U.: Bu gerçekten çok güzel bir duygu. Ama ben asıl aracımızı yollarda insanlara hizmet ederken gördüğüm zaman çok sevineceğim. Bu düşüncenin bir tasarımcının tüylerini ürpertmemesi zaten mümkün değil.
İstanbul gerçekten çok özel bir şehir, dünyada eşi benzeri olmayan bir demografik ve coğrafi yapıya sahip. Böyle bir şehrin kendine özel bir taksi tasarımına en az New York kadar ihtiyacı olduğu kanısındayım. İstanbul Büyük Şehir Belediyesi bu önemli projeyi başlattığı ve bize bu fırsatı verdiği için teşekkür ediyorum.