HALİÇ'TE yapımı devam eden metro köprüsünün altından UNESCO'nun da dahil edildiği büyük bir skandal çıktı
Haliç’te yapımı devam eden metro köprüsünün altından UNESCO’nun da dahil edildiği büyük bir skandal çıktı. Aralarında benim de yer aldığım gazeteciler, köprü yapımını takip eden sivil toplum örgütleri ve bir bütün olarak kamuoyu yanlış yönlendirildi.
Levent-Taksim metrosunun Şişhane ve Haliç üzerinden Yenikapı’ya bağlanması için Haliç’e inşa edilmesi gereken metro köprüsü ile ilgili hazırlanan proje, UNESCO ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında bir kriz yaşanmasına sebep olmuştu. UNESCO Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı 65 metre yüksekliğinde ve üzerinde boynuzlar bulunan köprü projesine Süleymaniye Camii’nin siluetini bozduğu gerekçesiyle itiraz etmiş, bu projede ısrar edilmesi durumunda İstanbul’un Dünya Miras Listesi’nden çıkarılarak “risk altındaki dünya miras listesine” alınabileceğini ifade etmişti.
UNESCO’nun bu itirazının ardından köprü projesini hazırlayan Mimar Hakan Kıran projesinde bazı değişiklikler yapmıştı. Buna göre 65 metre olan yükseklik 45 metreye indirilmiş ayakların kalınlığı da azaltılmıştı. Köprünün renginde de değişiklik yapılarak ilk projede yer alan altın sarısı beyaza dönüştürülmüştü. “Altın boynuz”a atıfta bulunan boynuzların köprüde yer alıp almayacağı ise belirsizliğini koruyordu.
İşte tam bu noktada basında, yapılan değişikliklerin UNESCO’yu ikna ettiği köprü inşaatının bu şekilde devam edebileceği yönünde haberler çıktı. Projenin mimarı Hakan Kıran “UNESCO’yu bir haftada ikna ettim” diyordu.
Bir süre sonra Radikal gazetesinde yayımlanan bir röportajda (UNESCO gözüyle yeni Haliç, Ayça Örer. 06.10.2011) UNESCO adına Prof. Dr. Enzo Siviero’nun yapımı süren metro köprüsüyle ilgili değerlendirmelerine yer verildi. Prof. Siviero bu röportajda Kıran’ın köprü projesini destekliyordu.
Ancak metro köprüsüyle ilgili UNESCO sürecini takip eden mimari çevreler, Prof. Siviero’nun geçen hafta uluslararası bir toplantıda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne proje hizmeti verdiği yönünde bir açıklama yaptığı bilgisini verince, internette yaptığım kısa bir araştırma, UNESCO’nun metro köprüsüyle ilgili açıklamalarının medyada nasıl karartıldığını anlamamı sağladı. Hakan Kıran’ın “UNESCO’yu bir haftada ikna ettim” şeklinde açıklaması gerçeği yansıtmıyordu. UNESCO köprü projesiyle ilgili eleştirilerini sıraladıktan sonra “Dünya Miras Komitesi’ne 2012’deki 36. oturumda incelenmek üzere 1 Şubat 2012’ye kadar varlığın korunma durumu ve yukarıdakilerin uygulanışıyla ilgili güncellenmiş bir rapor sunmasını talep etmektedir” açıklamasını yapıyordu.
Habervesaire’den Gökhan Tan ise, Paris’teki Dünya Miras Merkezi Avrupa ve Kuzey Amerika Bölümü’nden uzman Junaid Sorosh-Wali’ye basın müşavirliği yoluyla UNESCO adına açıklama yapan Prof. Siviero’yu sormuştu. Aldığı cevap bir hayli ilginçti: “Radikal gazetesinde demeçleri yayınlanan gerek Prof. Enzo Siviero’ya ve gerek Prof. Muawiayah Ibrahim’e UNESCO tarafından verilmiş bir görev yoktur. Ancak bu isimlerin Türk yetkililer tarafından atanmış olması en yüksek olasılık. Dolayısıyla UNESCO adına konuşma yetkileri de bulunmamaktadır. UNESCO, bu yanlış bilgilendirme nedeniyle Türk yetkilileri de uyarmıştır.”
Geçen hafta bu skandalla ilgili haberimizin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir açıklama gönderdi. Açıklamada aralarında Prof. Siviero’nun da olduğu söz konusu uzmanların UNESCO Dünya Miras Komitesi’nin danışma organı olan ICOMOS ve ICROM adlı kuruluşların muteber bulduğu kişiler olduğu ve Büyükşehir tarafından davet edildikleri belirtildi. Uzmanların UNESCO adına konuştuğu yönünde çıkan bunca haberi yalanlamayan İstanbul Büyükşehir Belediyesi bizim haberimiz üzerine yaptığı açıklamada nihayet bu kişilerin UNESCO görevlisi olmadığını açıkladı.
Dün Uluslararası Anıt ve Çevre Araştırmaları Merkezi’nde (ICOMOS) üst düzey görevlerde bulunmuş, merkezi Roma’da bulunan Uluslararası Kültürel Varlıkları Koruma Araştırma Merkezi’nin (ICCROM) 1981-88 yıllarında genel müdürlüğü üstlenmiş ODTÜ Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cevat Erder’le görüştüm. Erder’in yönetiminde bulunduğu bu kurumlar, Miras Listesi’nde bulunan varlıkların denetimi için UNESCO’nun güvendiği ve görev verdiği sivil toplum kuruluşları. Erder basında konuşan bu kişilerden UNESCO’nun haberi olmadığını belirterek İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin adeta kendi UNESCO’sunu kurduğunu söyledi. Belediye’nin kendi tanıdığı uzmanları basında konuşturduğunu belirten Erder’e göre, İstanbul risk listesine alınabilir.
UNESCO Miras Komitesi temmuz ayındaki yıllık oturumunda metro köprüsünü yeniden ele alacak. Köprüye müdahale etmek mümkünken UNESCO’nun projedeki değişikliklere onay verdiği izlenimi yaratıldı. Bu arada inşaat tamamlanma aşamasına geldi.
Ben bu izlenimin yaratılmasındaki payımdan dolayı özür diliyorum.
***
● Taksim’deki yayalaştırma projesinin Beşiktaş, Aksaray ve Üsküdar’a model olması tasarlanıyormuş.
***
TAHTAKALE
İstanbul’da ticari dehanın zirveye çıktığı eşsiz bir muhittir. Dünyadaki hiçbir işportacı buradaki tezgâh sahipleriyle yarışamaz. Geciktirici spreyden Viagra’ya, ithal sigaralardan pipo aparatlarına, gizli kamera sistemlerinden Ninja yıldızına kadar her şeyi bulabilirsiniz. Bir arkadaşımın siparişi üzerine “Okinava orağı” sormuştum da “buluruz abi” demişlerdi.