Te-Ce Mimarlık, web siteleri üzerinden yayınladıkları bir yazı ile İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kütüphanesi'nin önemini hatırlatıyor.
Şandor Hadi ve Hüseyin Başçetinçelik tarafından tasarlanan, modern mimarlığın önemli yapılarından biri olan İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kütüphanesi’nin yıkılarak yenisinin inşa edileceği 2012 yılında gündeme gelmişti. Deprem sırasında hasar gördüğü belirtilerek yıkılması planlanan yapı, Te-Ce Mimarlık sayesinde yeniden gündeme geldi.
Tarihi ve kültürel mirasın önemli bir parçası olan anıtsal yapıların tescillenmesi ve korunması sorunu İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kütüphanesi üzerinden yeniden hatırlanmış oldu. Web sitesi üzerinden “Bir Operasyon Daha mı?” başlıklı bir yazı yayınlayan Te-Ce Mimarlık, kütüphane binası ve benzer yapıların neden korunması gerektiğini Nevzat Sayın ve Cem Sorguç’un yorumlarıyla ele alıyor.
Bir Operasyon Daha Mı?
Teker teker yitirilen çağdaş mimarlık ürünlerine bir yenisini daha eklemek üzereyiz. Şandor Hadi tarafından tasarlanan İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kütüphanesi kentsel dönüşüm/yıkışım operasyonunun bir parçası olabilir. Konu ile ilgili olarak yapılan birkaç yorum bu ve buna benzer yapıların neden yenilenerek korunması gerektiğini anlatıyor:“Simkeşhane’nin önünde durup,karşıya baktığınızda Beyazıt Hamamı’nın cephe silmesi hizasının,bir taraftan Fen-Edebiyat Fakültesi’nin taş cephe üst hizası,diğer taraftan da kütüphanenin parapet hizası ile aynı olduğunu fark edersiniz. Kente dair zaman-mekan ilişkisinin açık ifadesi olan bu önemli ayrıntı kütüphanenin kapalı cephesiyle iyice belirginleşir. Kütüphanenin içindeyken bu kadar kapalı bir cepheden umulmayacak bir biçimde,çatıdan içeri dolan kuzey ışıklarıyla aydınlanan ve usulca kendini geri çekerek mistik bir boşluğa evrilen iç mekan, amacına uygun olarak herkesin kitaplarla haşır-neşir ve diğerleriyle sessizce bir arada olma durumunun şölene dönüştüğü bir yer olur. Kütle ve mekan olarak önemli özelliklere sahip olan bu yapı, 1964 yılında, yarışmayla elde edilen projesinden tam 22 yıl sonra ve üstelik kısmen işletmeye alınabilmiş. Buna karşılık bugüne kadar sadece 28 yıl kullanılmış. Şimdi yıkılmak isteniyor…
Bu yapıya uzun bir ömür dilemenin tam zamanı…”
Nevzat Sayın“Şandor Hadi ve Hüseyin Başçetinçelik tasarımı İstanbul Merkez Kütüphanesi 15.yy bir Osmanlı yapısı olan Beyazıt Hamamı ile 1940’larda yapılan Sedat Hakkı Eldem veEmin Onat yapılarının akabinde geliyor. Bu iki dönem yapısı ile de hem gabari hem de kentsel siluet içerisinde gerçekleşen uyumu ve yapısal strüktürden gelen yansımasının işlevi ile bir arada oluşan iç mekan zenginliği itibariyle kıymetli bir dönem yapısı ve bir mimarlık tarihi, kent tarihi belgesi, estetiği olarak kabul edilmeli.”
Cem Sorguç
Mimar Sevinç Hadi, ARKIMEET 2013’ün açılış konuşmasında İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi’nin akıbetini değerlendirmişti. Hadi’nin konuşmasını aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.