Yeşil alanların imara açılmasına henüz alışamamışken, Detroit'te bulunan Michigan Theatre otopark olarak kullanılıyor.
Ekonomik krizin kentsel mekana en açık şekilde yansıdığı kentlerden biri şüphesiz ki Detroit oldu. Boşalan konut alanları, işlemeyen ticari bölgeler kentin tüm dokusunu değiştirdi.
1926 yılında inşa edilen Michigan Theatre’ın değişen fonksiyonu da, kentte boş kalan, terk edilen yapıların geleceğine dair tartışmalar için bir zemin oluşturdu. Sahne 1970’de kullanıma kapatılmıştı. Bugüne dek, Frank Sinatra, Louis Armstrong, Doris Day Aerosmith ve The New York Dolls gibi efsane isimlerin de kullandığı sahne 1977’de ise otopark olarak kullanılmaya başlandı.
Değeri $3 milyon olarak gösterilen ve yaklaşık %60’ı boş olan sahne, kentsel dinamikleri anlamak ve mimari sembollerin kent içerisindeki yerini tekrar konumlandırmak açısından da önemli.
Satışa çıktığı anda yüzlerce teklif alan Michigan Sahnesi’nin sahibi ise Boydell Group oldu. Eric Novack Huffington Post’a yaptığı açıklamada “Bu yapının tarihini ve bütünlüğünü koruyacağız” açıklamasında bulunmuştu. Fakat açıklamadaki önemli bir detay firmanın yapıyı restore edeceklerini belirtirken, hem restorasyon sırasında hem de kullanıma açıldığında bir kısmının otopark olarak kullanıma devam edeceklerini söylemesi oldu.
Ayrıca firma yetkilileri tiyatro yapılmadan önce bu alanda bir garajın bulunduğunu ve bu garajda Henri Ford’un ilk arabasını ürettiğini de notları arasında belirtti.
Tartışma kentsel mekan yaratımında “yaratıcı ve romantik” davranışlar üzerinde şekillenmekte. Novak-Boyd ve diğerleri Detroit gibi mekanlarda mekan yaratım kültürünün yıkım üzerine kurulu olduğuna, bunu kabullenmenin bir hezimet olmayacağı görüşündeler. Ayrıca sahnenin sadece restore edilerek büyük bir boşluk olarak yer kaplamasındansa, otopark olarak da kullanılabilen bir etkinlik alanı olursa “tecrübe edilebilir bir mekan olacağından” daha anlamlı olacağı görüşündeler.
Henüz tarihi alanları “dolu iken bile” deneyimleyemeyen ülkeler için ise tavsiyemiz, “aman bunu kendi ülkenizde denemeyin!”