Camiye 500 Yıl, Marmaray’a 110 Yıl Ömürlü Çimento

Mimar Sinan ve Büyük Çamlıca Camii için 500 yıl ömürlü olarak üretilen çimento-betonun, Marmaray ve 3. Boğaz Köprüsü için 110-120 yıl dayanıklılık özellikleriyle üretildiği belirtildi.

Türkiye’nin çimento devlerini temsil eden Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) Başkanı Mustafa Güçlü, İstanbul’da basına sektördeki son gelişmeleri değerlendirdi.

Çimento Endüstrisi İşveren Sendikası Başkanı Ahmet Eren, TÇMB Başkanvekili Celalettin Çağlar, yönetim kurulu üyeleri Hakan Gürdal, İsmail Bulut, Mehmet Yavuz ve TÇMB Genel Koordinatörü Oğuz Tezmen’in de katıldığı toplantıda, sektörün özellikle çevreye ve enerji tasarrufuna yönelik yatırımları anlatıldı. Birlik Başkanı Mustafa Güçlü, Türkiye’deki çimento fabrikalarının bu yıl  çevre duyarlılığını arttırma ve enerji tüketimini azaltmaya yönelik yatırımlarının toplam 250 milyon Euro’yu bulacağını söyledi.

Basınla sohbet toplantısında en dikkat çeken konu ise,  yeni camiler, boğaz köprüsü ve boğaz tüneli projelerinde kullanılan betonun ömrüydü. Çimento Endüstrisi İşveren Sendikası Başkanı Ahmet Eren, 2 yıl önce Bitlis’te El Aman Han’da düzenlenen yemekte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile arasında geçen diyaloğu aktardı. Erdoğan’ın “Bu han 550 yıllık, hala ayakta. Şimdi betonarme yapılar 70 – 80 yıl ancak dayanıyor” dediğini söyledi. Sektör temsilcileri, Türkiye’deki tesislerin inovasyonunu tamamladığını, kendi know how’ını oluşturduğunu, istenilen kalite dayanılılıkta çimento-beton üretebilir konuma ulaştığını örneklerle anlattı…

Çimento Müstahsilleri Birliği Başkan Vekili ve Oyak Çimento Grubu Başkanı Celal Çağlar da,Türk çimento sektörünün bugün ulaştığı düzeyi anlatmak üzere birkaç örnek verdi: “Ataşehir’deki Mimar Sinan Camii’nin çimento-betonunu Oyak Çimento olarak biz verdik. 500 yıllık ömrü olan bir üründür bu. İstanbul Çamlıca’ya yapılacak camii için de 500 yıl ömrü olan çimentoyu yine Oyak Çimento verecek” dedi ve ekledi; “İstanbul’da boğazın altından tüp geçit ile iki yakayı birbirine bağlayacak olan Marmaray’ın deniz altında kullanılan betonunu da biz verdik, bunlar Türk çimento sektörünün geliştirdiği ürünler.”

Gazeteciler, Marmaray’da kullanılan betonun ömrünü sorduğunda ise, “110 yıl” yanıtını aldı. “Camiye 500 yıl, Marmaray için 110 yıl ömür. Neden bu kadar farklı?” sorusunu ise şöyle yanıtladı Çağlar:

“Marmaray’da şartname öyle. Oradaki beton da çok özel formüllerle geliştirildi. 29 Ekim 2013’ten itibaren o tünelden geçişler başlayacak. Malzemenin kalitesini hep birlikte göreceğiz.” 

Geçtiğimiz günlerde temeli atılan 3. Boğaz Köprüsü’nün ayaklarına ise 120 yıl ömürlü çimentoyu Akçansa veriyor.

TÇMB Yönetim Kurulu Üyesi ve Akçansa Genel Müdürü Hakan Gürdal, “betonun geçirmezlik özelliği önemli, farklı çevresel etkiler sözkonusu. Denize yakınlık, zemin suyunun durumu, agregadaki alkali düzeyi, hepsi betonun gücünü belirleyecek etkenler. Yaşlandırma testleriyle en uygun betonu o ayaklar için geliştirdik” dedi.

TÇMB Başkanı Mustafa Güçlü ise, çimento sektörünün bu yılın ilk 3 ayında beklentilerin çok üstünde, yüzde 30 büyüme yaşadığını söyledi. “Yılın ilk 4 ayındaki büyümemiz ise yüzde 20 düzeyinde. Bu veriler, 2013’te yüzde 7-8 büyümelere ulaşabileceğimizin işaretini veriyor” dedi. Dünya ortalaması 500 kilogram iken, Türkiye’de kişi başına çimento tüketiminin 750 kilogram düzeyinde olduğunu söyledi.

“Türkiye’de kişi başına çimento tüketiminin yüksekliği betonlaşmanın işareti değil mi?” sorusu üzerine, Birlik Başkanı Güçlü kentsel dönüşümden örnek verdi: “Çimento kullanımının yüksekliğini betonlaşma olarak düşünmemek gerek. Sağlam yapının depremlerde insan hayatını koruduğunu unutmayalım” dedi.

Sektörde yeni yatırımlar artık çevreye ve enerji tasarrufuna yönelik. Birlik Başkanı Mustafa Güçlü, “Toz çıkışı Avrupa ortalaması 50 miligramdır. Biz 10 miligrama, hatta daha altına çektik, 6 – 7 miligrama kadar düşüren fabrikalar var. Sektörde filtre, enerji  gibi konularda toplam 250 milyon euroluk yatırım yapılıyor” dedi. Atık değerlendirme ve enerji tasarrufunda önemli mesafeler alındığını belirten Güçlü, “Atmosfere saldığımız ısıdan elektrik elde etmemiz mümkün. Sektörün tümü bu yatırımı yaparsa yıllık elektrik tüketimimizin yüzde 20’sini buradan karşılayabileceğiz, bunun yıllık parasal değeri 280 milyon lirayı buluyor” dedi. 

Çimentocular, başta İstanbul olmak üzere, belediyelerin çöplerine de talip. Kuru çöpü yakarak çimento üretiminde kullanmak isten fabrikalar iki engelle karşılaşıyor; mevzuat boşluğu ve belediyelerin yaklaşımı. Sektör temsilcileri, “Çöpü bertaraf ediyorum, para verecekleri yerde para istiyorlar” diye yakınıyor belediyelerden. 

Etiketler

Bir yanıt yazın