Çamlıca Tepesi'ne yapılması planlanan caminin 6 değil, 7 minaresi olacak.
Dış avlunun ortasına yapılacak sekizgen şeklindeki ‘zaman minaresi’nde bir saat yer alacak. İstanbul Cami ve Eğitim-Kültür Hizmet Birimleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği tarafından düzenlenen yarışmada, Mimar Bahar Mızrak ile Mimar Hayriye Gül Totu’nun birlikte hazırladıkları projenin uygulanmasına karar verildi.
Türkiye’de Sultanahmet Camisi’nin yanı sıra Mersin’deki Muğdat Camisi ve Adana’daki Sabancı Merkez Camisi’nde 6 minare bulunduğunu hatırlatan Mimar Bahar Mızrak, ”Bizim camimiz 6 değil, 7 minareli” açıklamasında bulundu.
Mızrak, “7’nci minare dış avlunun ortasındaki zaman minaresi. Sekizgen şeklindeki bu zaman minaresinin üzerinde saat bulunacak, şerefesi de olacak. Tasarladığımız cami büyük, bu nedenle 7 minareli yaptık. Geçmişi geçmek, geçmişi göz ardı etmek gibi bir düşüncemiz asla olmadı” dedi.
Projesini çizdikleri caminin, yerden 72.5 metre yüksekliğe sahip kubbesiyle İstanbul’da yaşayan 72.5 milleti, 107.1 metrelik minare uzunluğunun ise Malazgirt Zaferi’ni simgelediğini, kubbe çapının da İstanbul’u simgelemesi adına 34 metre olduğunu belirten Mızrak, hazırladıkları projenin bir ön çalışma olduğunu, detayların daha sonra ortaya çıkacağını söyledi.
Mızrak, projenin çizimini 35-36 günde tamamladıklarını, daha önce üzerinde ciddi olarak çalıştıkları birkaç cami projesi olduğunu da ifade etti.
Mimar Bahar Mızrak, projeyi şu sözlerle anlattı:
”Eserimizin bir Mimar Sinan taklidi olduğunu düşünüyorlar ama bu bir taklit değildir. Bu bir tarzdır. Yarışmanın şartnamesinde de Türk-İslam çizgilerini taşıyan bir cami projesi öngörülüyordu, biz de o şekilde tasarladık. Benim için de Hayriye Gül Totu için de cami denince tarz klasik cami tarzıdır.
Bir şaire ‘niye kahramanlık şiirleri yazıyorsunuz ‘ diyemeyeceğiniz gibi bizim mesleğimizde de aynı şey geçerlidir. Mühendislikte iki kere iki dört eder ama mimarlık için bunu söyleyemezsiniz. Sanatta ve tasarımda sınır yok. Dolayısıyla kimileri çağdaş ve modern tarzı benimsiyordur, bizim kabul ettiğimiz tarz Türk-İslam tarzıdır.”
Konya Selçuk Mimarlık Fakültesi’nden mezun Hayriye Gül Totu ile üç yıldır Turkuaz Mimarlık’ta ortak olarak çalışan Mızrak, Lefke Avrupa Üniversitesi Mimarlık Fakültesi mezunu.
8 yorum
Bir güneş kolektörü olur artık herhalde(Sıcak su amaçlı)ANTAKYA’da Habibineccar Camisinde bulunan Şadırvanda Istediğin kadar uzun boylu ol istediğin kadar kısa boylu ol yinede çok rahat abdest alabiliyorsun.Böyle ölçüler artık şadırvanlra taşınması dileğiyle Kolay gelsin.
“yerden 72.5 metre yüksekliğe sahip kubbesiyle İstanbul’da yaşayan 72.5 milleti, 107.1 metrelik minare uzunluğunun ise Malazgirt Zaferi’ni simgelediğini, kubbe çapının da İstanbul’u simgelemesi adına 34 metre olduğu”…
kubbenin çapı 34 metre, 6 tane minaresi var, toplayın 34le 6yi, kaç yapar ? 🙂
ya 1881 tane kolonu olaydı?
21.yy’da hala bu camiler…
Caminin çizimleri için 35-36 gün uğraşılmış, bence gerek yokmuş google warehosue dan hazır model indirilerek birkaç saat içinde aynı sonuca ulaşılırmış.Yazık…
Kopyalamak tarz değil hırsızlıktır. Tasarımda sınır olmadığı gibi hırsızlıkta da sınır yok sanırım. Yazık!
Zaman minaresi de nereden çıktı şimdi? Bunlar neler saçmalıyorlar. İstanbulun plaka numarasından kubbe çapına ancak bunlar gibi çapsızlar geçebilir. Ya İstanbulun plaka numarası 1 olsa idi? Bence cami 16 minareli olmalıydı ki bir fark yaratsın.
Bir gün asıl bu “gerçek” ucubeler de yıktırılacak. Eğitimin Milli eğitim bakanlığı tarafından boşlandığı, modern sanatın gelişmesi için bir çalışma ve desteğinin olmadığı, müzelerin ybatılı ülkelerdeki müzelere göre komik kalan boyuttaki müzelerizin göz ardı edildiği ve geliştirimediği ülkemizde, hatta batılı ülkelerde her 50 kişiye 1 kütüphane (içindede en az 10.000 kitap olan) fakat ülkemizde her 100.000 kişiye 1 kütüphane olan (ve içinde en fazla 500 kitap vardır) ülkemizde halen camii yapılıyorsa demekki biz halen az gelişmiş bir muz cumhuriyeti ülkesiyiz.