Çamlıca Camisi için Absürd Fikirler

XXI Mimarlık Tasarım ve Mekân Dergisi'nin Çamlıca Camisi yarışmasına alternatif olarak başlattığı "XXI Serbest Atış / Absürd Fikirlere Çağrı: Alternatif Çamlıca Camisi Yarışması" büyük ilgi görüyor.

İstanbul için çılgın projeler üretmek artık yeni moda. XXI Dergisi de şu sıralar sıkça tartışılan Çamlıca Camisi yarışmasına tepki olarak herkesi, Çamlıca Camisi için alternatif proje üretmeye çağırdı. Çağrının üzerinden çok geçmeden çılgın projeler yığılmaya başladı bile. Biz de sizlere her biri birbirinden ilginç fikirler taşıyan projelerden bir derleme sunuyoruz. Hala paylaşımı süren projelere göz atmak veya kendi projenizi sunmak için XXI Dergisi’nin Facebook sayfasını buradan ziyaret edebilirsiniz.

Etiketler

46 yorum

  • emre-ozdemir says:

    Bir işe karşı çıkmak demek inanan insanların mabedleriyle dalga geçebilecek kadar saygısızca yapılmamalı. Müslüman aleminin mabedi caminin bu denli saygısızca karikatürize edenleri ve bunları yayınlayan arkitera.com’u kınıyorum.

  • bahar-bayhan says:

    Çamlıca Camisi projesi, sırf cami olmasından, bir ibadet yeri olmasından ötürü hassas alanlara çekilerek mazeret üretilecek bir proje değildir. Bence buradaki amaç, inançla dalga geçmek değil, neden İstanbul’un her metrekaresinin yapılaşmaya açıldığının sorgulanmasıdır. Ha tabi neden kilise veya cemevi değil de cami yapıldığı da ilgi çekici bir konu ama bu tartışmanın yeri burası değildir.

  • yasin-unal says:

    Mimarların, mühendislerin ,akademisyenlerin kısacası bütün vatandaşların Çamlıca Camisi yarışmasına karşı tepkilerini göstermesi ve bu tepkileri haber niteliğini taşıyanlarını XXI Dergisi diğer basın yayın organlarının insanlara sunması en doğal haklarıdır.
    Tepkilerini gösterenler ise kişilerin, grupların ve toplumun özgürlüğünü, inancını ve özlük haklarını rencide eder şekilde tepkilerini gösteremezler. Konunun çok önemli olması ve kendilerini bu konuda haklı saymaları bu durumu değiştirmez.
    Bu hakkı kullanırken inananların dini mekanlarına fütursuzca saldırma, ahlak ve vicdan mertebesini yitirerek kalemine, diline ve fikrine sahip olamayacak şahıslar muhakkak çıkacaktır. Bunu yapanlarda malesef kendilerini çağdaş olarak nitelendireceklerdir. Beni ilgilendiren bu tür şahsıların Türkiye’nin en önde gelen sosyal platformlarda yer bulması ve yapıtların yayın edilmesidir. Bundan dolayı XXI Dergisini ve Arkitera..com’u şiddetle kınıyorum. Yöneticilerin bu pervasızlığı kaldırmalarını talep ediyorum.

  • furkan-cihan says:

    ne yani ülkenin mimarlık-tasarım camiasının bir tasarıyı tartışma biçimi bu mu?! siz bu tartışmada karşı taraf olsanız, mabed gördüğünüz yere yapılan bu yakıştırmaların akabinde, ne tarz bir yapı yapılırsa yapılsın, cepheci davranıp, savunma geliştirip “biz istedik, siz dalga geçtiniz ama biz yaptık siz tahammül edin bakalım, alın kapak olsun” demez misiniz. ben dedim diycem az kaldı…

  • kursad-sekmenli says:

    Bu Derginin (XXI) yöneticileri, çizerleri, yazarlarının zeka seviyesini sorgulamaktan alamadım kendimi acaba yaşadıkları ev ofisleri mimari açıdan nasıl tasarımlara sahip.. bir caminin mimari tasarım yönündeki önerilerine bakılınca pekte aklıselim kişilere benzemiyorlar takipçilerinin daha hasssas davranmalarını tavsiye ediyorum..

  • elifcan-duygun says:

    xxi’in yarışması cami olduğu için hassas noktalarınıza dokunmuş olabilir ama burada proje konusu bir otel olsaydı daha çok mimarın cayır cayır haykıracağına dair bahse girerim. Buradaki yarışma bir absürd tasarım yarışması olmalıydı, ancak bu bir kolaj yarışmasına döndü. tüy dikmek bir tasarım değildir biraz zahmet edip çizmeniz gerekir. aynı şey halide edip adıvar camii külliyesi yarışmasında da yok mu? gözümü kıstığımda bütün projeler aynı neredeyse. aynı renk renderlar, özellikle kubbeden kaçıp boş maneviyat anlatımlarına gitmeler… Duvara Allah yazmakla mekan esnekliği olmaz. Esas yerden yere vurmanız gereken “Ciddi ciddi” yapılan o tasarımlar olmalı. Herkesin ulema kesildiği bu günlerde yapılacak çamlıca camisinin içinize sinmesini dilerim. Ama unutmayın ki orada absürd olan her ne kadar çok kötü espri anlayışlarıyla yapılmış olsalar da absürd tasarımlar değil, o caminin yeridir.

  • habib-olcek says:

    Bu nasıl bir cehalettir… Ayrıca yayınladığı için arkitera yı kınıyorum…

  • firat-seymen says:

    Bu kınama saçmalığı bir tek bizim memlekete özgü bir şey herhalde. Ne kınıyorsun kardeşim Arkitera’yı: Arkitera olmasa haberin olmayacak mevzudan!?

  • emre-lale says:

    BU MİLLET MİLLİ VE MANEVİ DEĞERLERİYLE UĞRAŞILMASINA YAHUT ALAY EDİLMESİNE İZİN VERMİYOR.BUNU HALA ÖĞRENEMEDİNİZ Mİ?SANDIKTA BU DERSİ ALMADINIZ MI?TEK YAPTIĞINIZ BU HAREKETLERLE KENDİNİZDEN BİRAZ DAHA TİKSİNDİRMEK.BİR MİMAR ÖNCELİKLE TARAFSIZ BAKABİLENDİR.MANEVİ DEĞERLERİMİZİ SAYGISIZCA karikatürize edenler İ VE BUNU BİR MARİFETMİŞ GİBİ YAYINLAYIP BUNLARA TARAF OLAN arkitera ekibini ESEFLE KINIYORUM.

  • burak-altinisik says:

    İroni, algılaması bu kadar zor bir konu mu bu memlekette?

  • elifcan-duygun says:

    arkadaşlar, tuttuğunuz yol mükemmel. herkesin oy kullandığı demokratik bir ortamda kim kime ders verebilir? bizim vergilerimizle yıllardan beri ceplerini dolduran belediyelerden siz nemalanamamışsınız belli ki bu rantı kaçırmak sizi korkutuyor. eğer içinize sinecekse gelecek yerel seçimlerde sandıkta ders veren partiye oy vermek boynumuzun borcudur. yeter ki siz üzülmeyin. rant devam etsin. çamlıcadaki rant çok büyük. istanbuldaki rant çok çok büyük. kıyı şeritlerindeki rant inanılmaz.kamusal alanlardaki rant yağlı ballı. ama bu rantı milli değerlerle çeşnilendirip bize yedirmeye kalkmayın, belki din kardeşiyizdir, belki değilizdir ama atma kardeşim.

  • onuryasas says:

    öncelikle “absürd fikirler” adı altında yapılan bu saygısızlığı arkiteraya yakıştıramadım.İnsanların dini duygularının farklı bir fikir diyerek istismar edilmesini kınıyorum..

  • ismail-tandogan says:

    Cami figürünün bu kadar karikatürize edilmesi hiç de hoş olmamış.Bu karikatürler, sözkonusu alanda yapılaşmaya değil de camiye karşı bir duruş gibi algılanıyor. Karikatürlerin büyük bir kısmı mimari bir duruşu değil siyasi bir duruşu sergiliyor ve cami olgusunuyla dalga geçiyor. Bu da nereden bakılsa “AHMAKLIK” yanında bir de “HADSİZLİK”.

  • ismail-tandogan says:

    Ben de yayından kaldırılmasını talep ediyorum.

  • ismail-tandogan says:

    Bence XXI,Kolokyum.com veya Arkitera.com bir de Şişli Halide Edip Adıvar Külliyesi yarışmasına katılan -sözkonusu yarışmaya ben de katıldım- sözde modern projeleri konu alan bir karikatür yarışması açsın. Hemen hepsi birbirinin kopyası olan dikdörtgenler prizmalarına ve beton direk formlu minarelere ne yorum getirilecek? Mimarlık camiası olarak önce kendi dogmalarımızı sorgulamalıyız. Malesef yarışma sonuçlarına mutlak sonuç gibi itimat eden pek çok mimar, cami deyince hep aynı kalıbı TİP PROJE hassasiyetinde önüne gelen araziye yerleştirir oldu.

  • firat-seymen says:

    Konunun Arkitera ile ne ilgisi var ben anlayamadım hala!? Şimdi örneğin Arkitera değil de X Gazetesi olsak ve konu Suriye’deki iç çatışmalar olsa ve biz de o çatışmaları haber yapmasak ne olmuş olur? Çatışmalar yaşanmamış mı olur? Yoksa biz onları inkar etmiş mi oluruz?

    Habercilik yapıyor burada Arkitera bu kadar basit, haber niteliği olan herşeyi yayınlıyor yani… Bunu anlamak bu kadar zor mu?

    Ayrıca temel bir görgü kuralıdır; lütfen “BÜYÜK” harflerle yazmayın!

  • omer-yilmaz says:

    Ülkede, tahammülsüzlüğün had seviyeye gelmesinin bir numaralı sorumlusu Başbakan bence. Arkitera’yı kınayan kınayana. Bırakın Arkitera’nın kınanmasını XXI’in kınanmasını da anlamıyorum. Arkitera’nın yaptığı bir haberi yayınlamak. Buna tahammül gösteremiyorsanız okumazsınız, ne yasalara ne de toplumun değerlerine aykırı bir durum yok haberde.

    Daha önce Twitter’da da yazdım bence XXI’in yarışması anlamsız. Hatta @ferahnak_ ın RT yaptığım şu yorumuna tamamen katıldım “xxi dergisi’nin serbest atış yarışması, antiteze bile hizmet etmeyecek seviyesizliklere sahne oluyor.” Bu şahsi görüşüm. Arkitera’nın en üst düzeydeki yöneticisi olarak beni bağlar bu görüş. Arkitera.com’dan ise ortamda olan biten herşeyi yayınlamasını beklerim; hem Arkitera.com takımına dahil olmayan bir yöneticisi hem de bir okuru olarak.

    Kelimelere bakın: “Ahmaklık” “Hadsizlik” “yayından kaldırılsın” “zeka seviyesini sorgulamak”

    Onca protesto mesajının içinde bir tane bile, Başbakan’ın katıldığı herhangi bir (konuyla ilgisiz) konuşmada “Çamlıca’ya en büyük camiyi yapıyoruz” söylemini eleştirmek, bu kararlar böylece mi alınır açıklanır sorusunu sormak yok; fiziksel çevre, kentler elden gitmiş, çıt yok; “Çamlıca’ya cami olmaz ama” diye söze girişmek yok; açılan yarışmanın Türkiye’de en yüksek ödüllü olduğu halde en tartışmalı ve belki de nitelik sorunlu olduğunu, bir jüri üyesinin adının yazıldığından bile sonradan haberi olduğunu, bir diğerinin yarışmanın ortasında çekildiğini belirterek bir kaç cümle eden yok…

    Hadi bunu geçtim. Geçen gün Başbakan bir cemevine ucube dedi. Hanginiz tepki gösterdiniz?

  • emre-lale says:

    biz manevi değerlere yapılan saygısızlıktan,haddi aşmaktan,çok spesifik bir konudan genele yapılan saldırıdan ve düşmanlıktan bahsediyoruz;sen hala çamlıca mamlıca erdoğan birşeyler söyleyip duruyorsun sayın ….,durumu anlamaktan bu kadar mı uzaksın,bu kadar mı zor?haddini bileceksin,dine ve manevi değerlere saygılı olacaksın,kendi idolojine ters diye başkasına saygısızlık yapmayacaksın bu kadar basit.bunları yapıyorsan da karşılığını görmeye tahammül edeceksin.saygılar…

  • ismail-tandogan says:

    Ömer Bey, eğer yorumuma bakarsanız ahmaklık ve hadsizlik kelimelerini yarışmaya katılan kimi seviyesiz çizimler için yazdığımı görürsünüz. Bunlar birer hakaret değil tanımlamadır. Yani aka ak, karaya da kara denir ya öyle bir şey. Söylediklerinizde haklısınız. Tepki gösterilmesi gereken bir çok konu var bunun dışında. Birincisi bizim tepki göstermediğimizi de nereden çıkarıyorsunuz? Tepki göstermek için tek platform burası değil.Ben Başbakanlık iletişim sitesinde adımı soyadımı ve kimlik numaramı da vererek talep ve şikayetlerimi bildiren biriyim. İkincisi diğer konulara tepki vermeyip sadece buna tepki vermek de bir haktır. Bunda da yadırganacak bir şey yok. Üçüncüsü ben bu sitenin bir takipçisi olarak yayınlanan haberlerle ilgili eleştirimi getirebilirim. Yayından kalkmasını da talep edebilirim. Bu görüş bildirimidir, herhangi bir zorlama amacı yoktur. Eğer sansür uygulanması için bir girişimde bulunsaydım bunca tepkiyi doğal olarak hak ederdim.Saygılarımla,

  • habib-olcek says:

    Korkarım ki yakında hazımsızlık problemi yaşayanlarda başbakanı sorumlu tutacak…

  • mehmet-eris says:

    tum bu calismalari inceledim.. hangisinde “dini duygulara saldiri” var anlayamadim. ama dini duygulari istismar edenlere saglam giydirmeler yapilmis. tebrik ederim.
    yarisma konusu, habercilik, yayincilik, xxi’in baslattigi proje… bunlari bilemem ama soz konusu “kinama” ise ben de dini duygulari ortada hicbir sebep yokken bu kadar kolay rencide olanlari kiniyorum. hatta bir adim oteye giderek onlari allah’a havale ediyorum.

  • ahmet-turan-koksal says:

    Bu arada Arkitera’ya yükleniyorsunuz ama camiler ve Derneğin açtığını iddia ettiği bu saçma sapan yarışma yüzünden biz derneğe bir şey diyemiyoruz. Yüklenmeyi bırak. Üzerlerine alınmıyorlar.

    Bu tür tasarımlar manevi duygulara saldırı ise, biz mimarların ne manevi ne de maddi tarafı kaldı. Bütün konularda dğerleri yok etmek için çabalıyorlar. Bir yarışmalar kalmıştı el atılmadık. Değersizleştirecek bir o kalmıştı. Zaten sorunları da vardı. Saçmalık,kepazelik.

    Sayfalar dolusu ulusal gazetelerde yazılar yazdım. Demeçler verdim. Arkitera elinden geleni yaptı. Daha ne yapsın. Omurgasız gibi cevap bile vermediler sorularımıza.

    Bazı görselleri ben de tasvip etmiyor ve altına imzamı atmıyorum. Bobiler.org gibi oldu ve biraz da maksadını aştı ama bunları haber yaptı diye Arkitera’ya söylenenler de tahammülsüzlüğü gösteriyor.

    Lütfen öncelikle tepkinizi bu yarışma dediği şeyi açan Derneğe gösteriniz. Bu biraz etki tepki ilişkisi.

    Haber yaptı diye bir kuruluşun kınanması demek, her konuda sansüre korkaklığa yol açar. Bu sağlam duruşu sebebi ile Arkitera’ya şükranlarımı sunarım.

    Siz de kime laf edeceğinizi tartınız. Biraz da hoşgörülü olunuz lütfen.

  • omer-yilmaz says:

    Bir hazımsızlık sorunu olduğu kesin.

  • yasin-unal says:

    Arkitera.com yöneticileri ve buraya yorumlarını yazanlar kendi görüşlerine göre Camii derneğini, Çamlıca Camii yarışmasını, jurisini, başbakanı, bakanı , yöneticileri eleştirebilir yada eleştirmez, bu davranış herkesin en doğal hakkıdır.
    Ama kimse hakaret içerikli bir söz, cümle ve buna benzer görsel öge yayınlamaya hakkı olmamalıdır.

    Arkitera.com yöneticileri;
    RTÜK yayın ilkerlerinden bir kaçı;
    d) İnsanların dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri nedenlerle hiçbir şekilde kınanmaması ve aşağılanmaması.
    e) Yayınların toplumun millî ve manevî değerlerine ve Türk aile yapısına aykırı olmaması.

    Umarım gerekli hassasiyetler gösterilmiş olup, toplumda itibar sahibi olan Arkitera.com yayın ilkelerini oluşturup, kendi süzgecinden haber niteliğinde olan yayınları yayınlar.

  • omer-yilmaz says:

    RTÜK benim bildiğim hatırladığım kadarıyla ShowTV’yi kapatır açar. RTÜK’ün de Türk medyasının da seviyesi bellidir. En azından bence.

    Yine de RTÜK ilkelerinden bir alıntı da ben yapmak isterim ve bu alıntıyı yaparken d ve e maddelerine aykırı ne olduğunuzu da yazmanızı bekliyorum.

    l) Haberlerin yayınlanmasında tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine bağlı olunması; özgürce kanaat oluşumunun engellenmemesi; haber kaynaklarının kamuoyunun yanıltılmasının amaçlandığı haller dışında gizliliğinin korunması.

  • ahmet-turan-koksal says:

    Arkitera’nın Radyo ya da Televizyon olduğunu bilmiyordum. Bunun yanında mimarlık ile ilgili böyle bir haber olduğunda Arkitera’nın bunu “tepkiler gelir” diye YAYINLAMAMA LÜKSÜ YOKTUR. Yeri gelir kendisini kötüleyen mesajları da yayınlar. Burada herkesle eşit şekilde cevap verir vermez.

    2- Arkitera bunu yayınlayarak bu fikirlerini KABUL ve-veya TASVİP ediyor anlamına gelmez. Bu bir yayın kurumudur. Fransa’nın çıkartacağı soykırım yasası ile haberleri yayın organları yayınlar. Sonra yorumcular fikilerini söylerler. Biz de kendimizi yorumcu olarak görüp fikirlerimizi beyan ederiz. KEZA BEN BU TÜR TASARIMLARIN DOĞRU BİR PROTESTO YÖNTEMİ OLMADIĞINI DÜŞÜNDÜĞÜMÜ belirttim. Soykırım haberini veren ve yorumsuz HABER yapan kanala ya da gazeteye de neden haber verdin diye girşir misiniz?

    Buradaki yorumlar “LİNÇ” edilmeye karşı doğa tepkilerdir. Lütfen yayın organını linç etmeden fikrinizi beyan ediniz.

    Teşekkürler.

  • yasin-unal says:

    Alınan bilginin nereden olduğunu yazmak amaçlı yazılmıştır. Malesef yanlış yerlere çekilmiştir. Bu ülkede bu gayet doğal bir süreçtir. Yöneticilerin ciddi olması gerekmektedir. Yorum olarak kurumunuzu bağlıyorsunuz.
    Hakaret içeren yayınları yayınlamak ile söylemiş olduğunuz yorumlar farklıdır. Bunu linç olarak algılamak daha büyük bir garabettir.

  • omer-yilmaz says:

    “Hakaret içeren yayınları yayınlamak ile söylemiş olduğunuz yorumlar farklıdır. Bunu linç olarak algılamak daha büyük bir garabettir.” Devam edelim: sansür çok güzel bir şeydir. ekleyelim: bencillik, sadece kendi görüşünü sevmek, doğru bulmak tadından yenmezdir.

  • serkan8 says:

    Olaya değişik bir bakış açısı getireyim, üstüne alınan alınır: bu konuya yorum yapan, yeni üyelerden bir kısmı(sırf bu konuya yorum yapmış olmak için üye olan) belirli bir mantalitenin çığırtkanlığını(düşünmeden konuşan insan) yapıyor olabilirler mi mesela?!! arkitera yöneticilerinin bu durumu gözden geçirmesinde fayda olduğunu düşünüyorum..
    Şahsi fikrim ise TDK’dan alıntı olsun..
    özgürlük=
    1. Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu
    2. Her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumu, hürriyet
    Şayet bu tanım doğruysa ortalığı karıştırmaya gerek yok..
    Bu arada herşeyin tabulaşmış olduğu bir ülkede, sorgulamadan kabullenerek, herşeyi doğru bildiğini sanarak, bu düşünce dışında bir düşünce ile karşılaştığı zaman “kınıyorum” kelimesinin arkasına sığınarak gözlerini kapatıp yaşayabilen insanlara tek bir sorum var; Hangi çağda kaldınız arkadaşlar?

  • habib-olcek says:

    Yeni üyeler ne demek ? Siz hiç belirli bir fikir hakkında çığırdiniz mı ? Ne kadar saçma seyler yazılıyor… Din M.Ö. de saygı görürdü. Milattan sonra 5. Yüzyıldada ve bu gün de… Kilisesini alay konusu yapan hristiyan gördünüz mü ? Neden halen olaya düşünce özgürlüğü saçmalığı noktasında bakıyorsunuz ? O zaman peygamber le ilgili Hollanda da çizilen karikatürüde yayınlayın madem konuya bu kadar düşünsel yaklaşıyorsunuz… Oda bir karikatür, cami hakkında hakkında çizilen saçma seyler gibi… Tarafsız bir Arkitera bunu böyle yayınlamaz… Ahmet Turan, Ömer Yılmaz i tamamlar. Orada birisi kınamayı kınar… Siz nerede yasıyorsunuz ? Bu forumda dinsizler olabilir, biz neden inanmıyorsunuz demiyoruz, fakat insanların inanışlarını karikaturize edip dalga konusu haline getirip biz tarafsız habercimiz diyemezsiniz… Bu forum u belkide dunya müslümanlarının 1/10000 okuyor. Bu kadar insanı Arkitera olarak karşınıza alamazsınız…

  • onuryasas says:

    olay anlaşılsın diye örnek olarak veriyorum “biz size yeryüzüne mescid kıldık”camii diyerek aklınca küçümseme yoluna gidilmiştir…Olayı siyasete çekmeye gerek yok..Bu yazılan bir ayettir,ve ayetlerle dalga geçmek kimsenin haddine düşmez..demokratik ortamla, saygısızlığı birbirine karıştırmayalım.

  • bay-cambaz says:

    burada esas olarak eleştirilen “cami” nin kendisi değil, cami gibi ciddi bir meseleyi saçma sapan bir şekilde ele alan yeteneksiz/isteksiz/bilgisiz/sığ insanlardır.

    “arkitera neden bu haberi aktardı” diye bu kadar hadise çıkaran arkadaşlar, ataşehir’de inşa edilen cami için de “kimsenin cami mimarisini bu kadar çağdışı bir hale getirmeye hakkı yok” diyerekten aynı ölçekte bir gürültü yaptıkları gün memlekette din bir mesele olmaktan çıkmış demektir kanımca.

  • onuryasas says:

    bir defa şu konuyu başka yerlere çekmeye çalışmakla ne elde edeceğimizi çok merak ediyorum….

  • omer-yilmaz says:

    Neden asıl dikkat çekilmek istenene yoğunlaşamadığınızı anlayamıyorum. Eğer dinle dalga geçtiğini düşündüğünüz başka örnekler varsa, söyleyin kaldıralım galeriden. Verdiğiniz örneği arkadaşlarıma ileteceğim, titizlikke inceleyeceklerine, benimle tartışacaklarına ve alacağımız tedbirle ilgili buraya bir açıklama yazacağımıza emin olabilirsiniz..

    Cami, insan yapısı bir bina. Bu unutulup kutsallaştırılıyor. Ortalıkta Sinan Camisi diye dolanan, Türkiye camilerinin neredeyse tümünü oluşturan model Ayasofya’dan devşirme. Kiliseden yani. Bunu unutup o cami modeli ile dalga geçildiğinde bunu islamla dalga geçildi olarak yorumlayan zihniyet ancak cahil olarak adlandırılabilir bana kalırsa.

    Burada kıyamet koparan kesimi ancak kendine müslüman kelimesi ile tarifleyebiliyorum. Cemevine ucube dendiğinde hiç kimsenin sesi çıkmıyor. Alevi bir şehit askerin cenazesi camiden kaldırılıyor. “Keşke cemevinden de kaldırılsaydı” deniyor ancak. Bir mezhebi, o mezhebin de ibadethane olarak gördüğü yer var, bize ne; size ne! Ama bunlara ses çıkarmak yok. İlgisiz diyeceksiniz bana hiç ilgisiz görünmüyor. Türkiye’de her kesim birbirinin inançlarına saygı göstermek zorunda ve bu saygı sadece sünni hanefiliğe karşı bekleniyor. Yanlış anlayıp çekiştirmeyin: Kimse kimsenin inancı ile dalga geçemez, o seninkiyle geçtiyse sen de onlan geçersin demiyorum. Haksızlıklar size yapıldığında da başkasına yapıldığında da sesiniz çıkmalı, adil olmalısınız diyorum.

    “Bir insanı, ateist, alevi, hristiyan, yahudi ya da müslümanlığından dolayı suçlayan kişi, kendi inancından dolayı suçlanmaya hazır olmalıdır” yazdı geçen gün Ahmet Ümit Twitter’da. Bu konuya uyduğunu düşünüyorum.

  • onuryasas says:

    şahsım adına söylüyorum..burada bahsi geçen cami yada bir yapıyla,teknik yetersizliğinden dolayı dalga geçilmesi değildir..ayrıca bu konun islamla dalga geçilmesine bağlanmasıda komik…Sadece biraz saygı diyorum o kadar…demokratik ortam demek aklına ilk gelen şeyi söylemek değildir..ama tabi herkes herşeyi anlamak istediği gibi anlama özgürlüğüne sahip..

  • hatice-ulu says:

    Dini inancı müslüman olanların %99 unu oluşturan Türkiye de , milletimizin manevi değerleriyle dalga geçen, sanatta ironi anlayışının arkasına sığınan bu saygısızlığa özgürlük adı altında destek veren arkitera yayınını kınıyorum.Kasıt mimar sinan camilerinin kopyasının ve cami yapılmasının gereksizliğini anlatmaksa, bu absürd tasarımların asıl bu gerekçelere dayanarak yapılmadığını,mimar ve tasarımcıları geçtim Türkiyede yaşayan duyan gören aklı yeten her bireyin bunu anlayamayacak kadar zekadan yoksun olduğunu düşündüğünüz için, hem milletimize hakaret hem de manevi değerlerine saygısızlıktan ötürü bu yayını kaldırmanız gerektiğini düşünüyor ve arkitera bu istikamette devam ederse arkiteranın bu tarz yayın ve haberlerle okur seviyesini düşüreceğini öngörüyorum.

  • oguzhan-bozdag says:

    Örnekler gösteriyor ki.Muhalefet olunan şey aslında hükumet değil cami. Caminin yapılıp yapılmaması,artılar eksiler tartışılmıyor. Apaçık görülüyor ki orada ki sorun bazıları için sadece cami.

  • omer-yilmaz says:

    Benim dert edindiğim iki şey var: 1- Kararların tepeden inme alınması, herhangi bir tartışma olmaksızın dayatılması. 2- Nitelik. Bundan çıkan sonuç neyse sorun o.

  • onuryasas says:

    bu ülkede değişmeyecek,saygı duyulacak bazı noktalar var…şimdi yeniden konuyu saptıracaksınız diye söylüyorum,mesele cami yapılması yada başbakan,yada başka birşey değil…sadece türkiye cumhuriyetinde insanların dini duygularıyla, “demokratik ortam” adı altında,aklına estiği gibi dalga geçemezsiniz….

  • baris-altan says:

    Türkiye’de neredeyse her tartışmanın özünü oluşturan, “milli ve manevi duygulara saldırı”, “sorun bazıları için sadece cami”, “Dini inancı müslüman olanların %99’unu oluşturan Türkiye’de” hamaseti bu tartışmada da yerini aldı, bu tutarlılık aslında sevindirici. Ancak bu hamasetin önemli bir parçası olan “Türkiye’nin kendine özgü koşulları” önermesini henüz görememiş olmak beni üzdü, umuyorum yakında görürüz.

  • ismail-tandogan says:

    Cami, toparlayan bir araya getiren bir unsurdur bir mekan olmasının ötesinde. Oysa benimkiler de dahil aşağıdaki tüm yorumlara bakınca, XXI dergisinin bu duyarsız organizasyonu sayesinde, tevhidin birliğin sembolü olan cami olgusu üç aşağı beş yukarı aynı şeyleri düşünen insanları bile ayırır oldu.Arkitera ortamında her konunun konuşulabileceğini belirtiyor Arkitera editörleri. Çok sevindim buna. Belki bir başlık açarlar da kopya yarışma projeleri -bütün yapı tipolojileri ile ilgili olarak- üzerine de uzun uzun tartışabiliriz. Ya da neden ustaların yaptığı kopya camilerin kubbeli, mimarların tasarladıkları-!- kopya camilerin kutu biçimli olduklarını enine boyuna konuşabiliriz.

  • ahmet-turan-koksal says:

    İsmail Tandoğan’a katılıyorum. İyi özetlemiş.
    XXI dergisinin çıkardığı bu yarışmanın, etkiye tepki olarak doğmasını ve tabii maksadını aşan görselleri yüzünden eleştirilmesi doğrudur da. Ancak bunu haber verdi ve bize tartışma ortamı sağladığı için Arkitera’yı suçlamamak gerekir.

    Teşekkürler.

  • omer-yilmaz says:

    “Verdiğiniz örneği arkadaşlarıma ileteceğim, titizlikke inceleyeceklerine, benimle tartışacaklarına ve alacağımız tedbirle ilgili buraya bir açıklama yazacağımıza emin olabilirsiniz.. ”

    Tartıştık. Verdiğiniz örnekte öneriyi hazırlayan kişinin ne dini duygularla ne Kur’an-ı Kerim’le herhangi bir şekilde dalga geçmediği açık. “yeryüzünü size mescit kıldık” ayeti Çamlıca Camisi’nde insan egosunun karşısına son derece yerinde bir ayet değil mi. Bunu tartışmak bana düşmez ama dilerseniz bu çizimi hazırlayan tasarımcıya Twitter’da sorunuzu sorabilirsiniz.

    Ben bu tartışmalardan şunu anladım ve üzgünüm: Mimarların muhafazakar kesimi müslümanlığı yaymak, sevilir kılmak, “dinsizlere” karşı bir kazanım yaratabilmekten çok uzak. Olaya Türkiye’nin geneli gibi kızgın yaklaşıyor.

  • kerem-ciftcioglu says:

    biraz rasyonel akıl yürütmeyi ve serikanlı tartışmayı bu derece rafa kaldıran bir hassasiyet varsa bundan kurtulmalı.

    açıktan caminin kendisiyle ile dalga geçme bile yok burada. hadi yarışma özelinde konuşalım; olay çok basit; maksat üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi? burada yarışma çamlıma camiisiyle ilgili. arada maksadı aşan varsa onu yarışma komitesi ‘kardeşim buradaki meselemiz cami değil, çamlıca projesi’ der, eler. ya da komite kalitesinden memnun olmazsa der ki, ‘bu kadar basit çizimle gelme, biraz değer koy, derinliği olsun, düşünce koy, detay koy’. bu yarışmanın niteliğiyle ilgili kriterlerdir, hak hukuk tarışması değildir.

    ha, isteyen direk camiyi hedef alan da bir yarışma yapabilir, bu da olsa olsa denyoluk olur, salaklık olur, ya da o minvalde bi tahammülsüzlük olur ama sonuçta bunu yapmak isteyen yapar. bu ne ya, atatürk’ü eleştirememekle bunun arasında ne fark var.

    kimse doğru eleştiri nasıl olmalı noktasında uzlaşmak zorunda değil. o yarışmayı beğenmek zorunda değil. soru şu, istersek bu ülkenin dini hassasiyetlerini de, kemalist hassasiyetlerini de, camiyi de, onu da bunu da eleştirmeye, tiye almaya hakkımız var mı? var tabi. bunu mu tartışacağız. açıktan bir hakaret olmadığı sürece, dalgasını geçen geçer. mesele hakaretse zaten herhangi bir hassasiyete yönelik değil, her şeye yönelik suçtur hakaret. yani hassasiyet meselesini ağzına alanın hak hukuk ileilgili konuşmadığını bilelim. bu çizimleri maksadını aşar bulan kimsenin ceza keser gibi taleplerde bulunma, hakaret etme, sansür isteme, sansüre zorlayıcı işler yapma hakkı yok. beğenmeme, karşı eleştiride bulunma, okumama, tüketmeme hakkı var, o kadar. gram fazlası değil. karşı güç kullanarak o platforma engel olamaz yani.

  • yasemin-darbaz-karaca says:

    merhaba,

    bahsi geçen, ‘biz size yeryüzünü mescid kıldık camii’ ile ilgili öneriyi sunan kişi benim. gördüğünüz örnekte ufak bir dünya grafiği vardır. bir cami tasarımından değil, bir illüstrasyondan söz ediyoruz.

    Dini değerlere, hassasiyete sahip inançlı bir insan olduğum şerhini düşerek- ki bunu bir açıklama yapmak için gereksiz bulduğumu da ifade edeyim- burada söz ettiğim önerilerin dinle, diyanetle, ibadetle ve caminin kendisiyle ilgili değil, Çamlıca’ya yapılması planlanan caminin yapılma biçimine, yapılma kararına ve izlenen yöntemlere ilişkin bir tepki olduğunu söyleyebilirim. Burada konu cami değil de bir stadyum olsa, benzer şekilde konuyu ele alır, kanımca aynı oranda absürt örnekler vermeye devam ederdim.

    XXI dergisinin açtığı yarışma bence amacını aşmayı değil, konunun işleniş biçimine ilişkin tepkisel bir içerik oluşturmayı planlamıştı. ancak nihayetinde tüm fikirlere açık her ortamda olduğu gibi, meselenin ‘hiç tartışmadan, yanlış yöntemlerle devasa bir yapı inşa etmek’ olduğunun unutulduğu ve işin siyasi, dini bir takım söz söyleme arenasına dönüştüğü bir durumla karşı karşıya kalındı. bu anormal değil, açıktan bir saldırı ve hakaret olmadıkça moderatörlerin müdahalesi de doğru değil. işinize yarayanı alır bir kenara koyarsınız, hoşlanmadıklarınızı hızla geçersiniz, komik olmayanlara gülmezsiniz.

    fikrim özetle budur. selamlar..

  • yasemin-darbaz-karaca says:

    Kerem Çiftçioğlu’nun yorumunu henüz okudum, son paragrafta nerdeyse aynı şeyden bahsetmişiz. Tekrar olmuş. 🙂

Bir yanıt yazın