Recep Tayyip Erdoğan, Çamlıca'daki televizyon kulesinin yanına cami inşa edileceğini açıkladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kandilli’de yapımı tamamlanan Üsküdar Belediyesi Kandilli Geleneksel El Sanatları Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi. Erdoğan konuşmasında, “Çamlıca’daki televizyon kulesinin yanında 15 bin metrekare üzerinde bir cami yapacağız. Bunların da proje çalışmaları son safhalarına geldi. Öyle zannediyorum ki 2 ayda dozerler çalışmaya başlar” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara ile birlikte Kandilli’de yapımı tamamlanan Üsküdar Belediyesi Kandilli Geleneksel El Sanatları Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi.
Kandilli Geleneksel El Sanatları Merkezi’ni İstanbul’a ve Türkiye’ye kazandırdıkları için Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara ve ekibini kutlayan Erdoğan, Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin de bu merkezde yer alacağını söyledi.
İstanbul’un, dünyanın en eski şehirlerinden biri olarak, pek çok kadim kültüre ve medeniyete ev sahipliği yaptığını, İstanbul’a en kalıcı ve en derin izleri bizim kültürümüzün ve medeniyetimizin kazıdığını belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Şehr-i İstanbul’u fethimizin üzerinden geçen 559 yılda, bu şehri gerçekten ‘bizim’ yapmak için mimarlarımız, şairlerimiz, sanatçılarımız gece-gündüz çalıştı, üretti, eser ortaya koydu. Medeniyet inşa etmek elbette zordur ama yan gelip yatarak medeniyet inşa edilmez. Düşüneceksin, uygulayacaksın ondan sonra da onu kazıyacaksın ki, o medeniyet asırlara mütecaviz bir şekilde bir mühür olarak devam etsin. Ama, en az bunun kadar önemlisi, bu medeniyete ve kültüre sahip çıkmak, onu yaşatmak, devralınan mirası mümkün olduğu kadar geliştirmektir. Tarih içinden süzülüp gelen kültürel miras, nesillerin ekleriyle zenginleşir ve süreklilik kazanır. Düşünürlerimizden bir tanesi, ‘Kültür nedir?’ diye sorulduğunda net bir tanım yapıyor, ‘Ecdattan devralınan maddi ve manevi mirasın tümüdür’ diyor. Mesele işte bu. Ecdattan devralınan mirası geleceğe taşımak. Bunu başarabilmek. Onun için bugünü kadim kültüre, geleneğe bağlamak ve yeniden üretmek durumundayız. Türkiye olarak, geçmişte bu konuda maalesef yeteri kadar hassas davranmadılar, davranamadık. Sahip olduğumuz değerlere geçmişte yeterli ihtimamı gösteremediğimizi görüyoruz. Geçtiğimiz 9,5 yılda, medeniyetimizin ve kültürümüzün maddi-manevi bütün unsurlarına sahip çıkma, bunları yeniden ayağa kaldırma konusunda fevkalade hassas davrandık. 4 bini aşkın vakıf eseri restore ettik ve bugüne kazandırdık.”
Sadece Türkiye içindeki değil, dünyanın dört bir yanındaki değerlere de aynı anlayışla sahip çıktıklarını belirten Erdoğan, “Bugün Mostar duruyorsa, evelallah iktidarımızla duruyor. Eğer Priştine’de Fatih Sultan Camisi duruyorsa bizim sayemizde duruyordur. Prizren’deki Sinan Paşa Camisi’ni de aynı şekilde yaptık. O da şu anda Prizren’deki kardeşlerimize hizmet veriyor. Uzanacağız oralara. Oralarda bir tarih var. Ecdadımız oralara boşu boşuna gitmedi. Onun bir esbab-ı mucibesi var. Öyleyse biz de gereğini yapmak durumundayız” dedi.
Moğolistan’dan Bosna-Hersek’e, Kudüs’ten Kırım’a kadar her yerde, gerek kamu kurumları, gerekse hayır severlerin geçmişten bugüne kalabilen eserlere sahip çıktığını, yeniden hayatiyet kazandırdığını ifade eden Erdoğan, “Vatandaşlarımız dünyanın dört bir yanında, işlerini ve gezilerini yapmanın yanında, kültürümüzün elçileri olarak ülkemizin tanıtımını gerçekleştiriyorlar. Uluslararası ilişkilerimizde, her yerde, her zaman tarihimizle, kültürümüzle, değerlerimizle kendimizi anlatmaya özel bir önem veriyoruz. Eğer bu eserler ayağa kaldırılmazsa, kendinizi anlatamazsınız. Bu eserleriniz varsa kendinizi çok rahat anlatırsınız. Medeniyet dairemiz içindeki diğer kardeşlerimizle de bu doğrultuda çok iyi, çok önemli, çok verimli ilişkiler tesis ettik ve bunları güçlendiriyoruz. Bu çabalarımızın meyvelerini de almaya başladık” şeklinde konuştu.
Bugün Türkiye’nin dünyadaki algılanışı ve kabul edilişi ile 10 yıl, 20 yıl önceki algılanışı arasında gerçekten çok büyük farklar olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, “Berlin’e gittiğiniz zaman Berlin şehitliğinin yanında Osmanlı mimarisi ile o muhteşem camiyi görürsünüz. Aynı şekilde Tokyo’da bunu görürsünüz. İşte bunlar nerelere kadar uzanıldığının ifadesidir” şeklinde konuştu.
Dünün, kendi krizleri içinde boğulan, çevresine yardımcı olmak şöyle dursun kendisi yardıma muhtaç olan Türkiye’sinin artık geride kaldığını vurgulayan Erdoğan, “9,5 yıl önce alan eldik ama bugün veren eliz. Bugün küresel krizler karşısında bile dirençli, kendi ayakları üzerinde her geçen yıl daha sağlam şekilde duran, dünyadaki bütün mazlumlarla el birliği halinde olan ve muhtaçlara yardım eli uzatan güçlü bir Türkiye var” dedi.
Erdoğan, Türkiye kuvvetlendikçe, kültür ve medeniyete daha iyi sahip çıkma imkanı elde ettiklerini aktararak, bunun için daha çok kaynak ayırıp daha büyük projeleri hayata geçirdiklerini belirtti. Kültüre sahip çıkma konusunda yerel yönetimlerin de hükümet politikalarına uygun bir atılım içinde olduklarını memnuniyetle gördüklerini söyleyen Erdoğan, Kandilli Geleneksel El Sanatları Merkezi’nin, Üsküdar Belediyesi’nin kültüre sahip çıkma konusunda gerçekleştirdiği başarılı çalışmalardan biri olduğuna işaret etti.
Erdoğan, bu merkezde, yüzlerce yıllık bir birikimin ürünü olan hat, ebru, tezhip, minyatür gibi sanatların, bu sanatların tamamlayıcısı olarak gördükleri ney icrasıyla birlikte halkın hizmetine sunulacağını anlatarak, bu tür merkezlerin, İstanbul’u, en güzel eserleri İstanbul’da verilen Türk ve İslam kültürünü önce kendimizin en iyi şekilde öğrenmesi, sonra da bütün dünyaya tanıtması bakımından büyük önem taşıdığını kaydetti.
Buraya gelmeden önce Feshane’ye uğradığını anlatan Erdoğan, “Feshane, belediye başkanı olduğumda sular altındaydı. Özel sektöre verilmişti. Biz kendileriyle anlaştık, gerekli ödemeyi yaptık, Feshane’yi geri aldık. ‘Adam olmaz burası artık düzelmez’ denilen Feshane’yi bugünkü hale getirdik” şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan, bununla da kalmadıklarına işaret ederek, orada hat, tezhip, minyatür gibi sanatlara yönelik çalışmalar başlattıklarını ve şu ana kadar oradan 100 bini aşkın öğrenci yetiştiğini kaydetti. Erdoğan, bu sayede hat, tezhip, minyatür gibi sanatların hem sevildiğini hem de sevdirildiğini ifade etti.
“Şairin ‘sade bir semtini sevmenin bile ömre bedel olduğunu’ söylediği İstanbul’u anlatmak, Üsküdar’ı anlatmak elbette kolay değil” diyen Erdoğan, İstanbul’un her ilçesinde, her semtinde böyle bir merkez kursalar dahi, bunların sadece o bölgeyi anlatmaya bile yetmeyeceğini belirtti. Erdoğan, “Bu şehir ve bu şehirde şekillenen, adeta ete-kemiğe bürünen, Yunus diyor ya ‘Ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm’. Niye? Onun kitabında ben yok. Kültürümüze sahip çıkmanın hepimizin boynunun borcu olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyorum” dedi.
Kandilli’de hizmete giren bu merkezin, İstanbul’daki diğer ilçeler için de örnek teşkil edeceğinden şüphe duymadığını dile getiren Erdoğan, ilgi duyan herkesin kolayca ulaşabileceği, kurslarından, sergilerinden, atmosferinden feyz alabileceği bu merkezin kazandırılmasında emeği geçenleri kutladığını söyledi.
Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biliyorsunuz şu anda Mimar Sinan Camisi bitmek üzere. Hedefimiz, Ramazan-ı Şerif’te orayı açabilmek. Yaklaşık 5 bin 800-900 metrekare üzerine oturan muhteşem bir cami oldu Ataşehir’de. Çevrede bu alanda yine 4-5 cami daha yapılıyor. Bunlar da yakında bitecek ama çok daha önemlisi bir de Çamlıca’da başlayacağız. Çamlıca’daki televizyon kulesinin yanında 15 bin metrekare üzerinde bir cami yapacağız. Bunların da proje çalışmaları son safhalarına geldi. Öyle zannediyorum ki 2 ayda dozerler çalışmaya başlar. Bunların altında hat, tezhip bütün bu çalışmalara yönelik imkanlar olacak. Yani buralar geçmişte nasıl kenarda medrese odaları varsa, bugünkü anlamda yine çalışmalarını mimarlarımız yapıyorlar. Çamlıca’daki bu dev cami, İstanbul’un her yerinden görülecek şekilde dizayn edildi. İnşallah Üsküdar’ın camlarında artık farklı yansımalar olacak.
Konuşmasının ardından Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Üsküdar Belediye Başkanı Mustafa Kara ve diğer ilgililerle birlikte kurdele keserek, merkezin açılışını gerçekleştirdi. Başbakan Erdoğan açılış törenin ardından Kandilli’nde ayrıldı. Babakan Erdoğan’ın özel bir programı olduğu için korumaları tarafından yol kesilerek gazetecilerin takibi engellendi.