Mimarlık Dergisi'nin bu ayki sayısında yayınlanan bir makalede, Çanakkale'de de tartışma konusu olan Kentsel Yenileme Projesine ağır eleştiriler yöneltildi.
Kocaeli Üniversitesi’nde görev yapan Yrd.Doç.Dr. Yeşim Özgen Kösten’in kaleme aldığı makalede yapılması planlanan projenin kent kimliği ve kullanıcı profili ile bağdaşmadığı, üretilen çözümlerin ise tartışmalı ve canlandırılması planlanan şehir hayatının bölgeye uygun olup olmadığının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.
Yrd.Doç.Dr. Yeşim Özgen Kösten’in araştırmasının en çok dikkat çeken kısımları ise şu şekilde;
Yarışmaya katılan projeler, yer / bağlam sorunsalını “yeni bir yer” üzerinden tanımlamakta, mevcut olan kullanıcı profilini ve isteklerini göz ardı etmektedir. Çanakkale’nin bir metropol olmaması ve bu tür bir yoğunluğu barındıracak “toplu konut blok” çözümlerinin, kent kimliği ve kullanıcı profili ile de çok bağdaşmadığı düşüncesi üzerinden; üretilen çözümlerin “nasıl bir dönüşüm aracı” olduğu konusu tartışılmalı ve canlandırılan yaşamın bu yere ait olup olmadığı yeniden gözden geçirilmelidir.
Bu “yeni yer” de büyük çoğunluğu emeklilerden oluşan mevcut öznelerin yeşili nasıl üretebilecekleri ve yüksek yoğunluklu bu bloklarda nasıl bir “mahalle” yaşamını sürdürebilecekleri önemli bir sorunsaldır. Diğer taraftan, eğer hedeflenen yaşam bu ise; bu bir şekilde mevcut kullanıcının yerinden edilmesi için bir aşama olabilir mi diye de düşünülmektedir. Çünkü Zukin’in de belirttiği gibi bir çeşit “gentrifıcation / soylulaştırma” olarak adlandırılan bu tür uygulamalar, yeni bir kentli orta sınıfın meydana getirilmesi ve bir grup insanın “mutenalaştırılarak” yerlerinden uzaklaştınlmasıyla ekonomik gerçekçiliğe dayanan bir yeniden yapılandırma eylemi arasında çatışmalar ve çıkmazlar ortaya çıkartmaktadır.
Bu alanda yaşayan nüfusun büyük bir bölümünün emeklilerden; diğer bir bölümünün ise orta gelirli ailelerden oluştuğu göz önünde bulundurulduğunda, ödüllü projelerde bu bölge için tasarlanan, ancak daha çok yüksek yoğunluklu metropoller için özellikle merkezi iş alanları için geliştirilmesinin bir zorunluluk haline geldiği yüksek yapılaşmanın mevcut kullanıcıyla kuracağı ilişki göz ardı edilmektedir.