İş dünyası dün, en çok İçtaş-Astaldi ortaklığının üçüncü köprü için verdiği teklifi konuştu. Çeçen Grubu'nun genç beyni Fırat Çeçen, 'Hesabımızı yaptık, bu işe adımızı koyduk. Tecrübeliyiz, mühendislik farkını göstereceğiz' diyor
İstanbul’un en büyük projesi olarak gösterilen üçüncü köprü ihalesini kazanan IC İçtaş, Türkiye’nin gündemine oturdu.
En yakın rakibine 4 yıl 7 ay gibi inanılmaz bir fark atan Çeçenler, verdikleri teklifle iş dünyasında günün en çok konuşulan isimleri haline geldi.
3.5 yılda yapımı tamamlanacak köprüyü tamamen kendi imkanlarıyla, öz sermaye ve kredilerle yapacak olan IC İçtaş-Astaldi grubunun yaklaşık 6.5 yıl işletme karşılığında bu yatırımı nasıl gerçekleştireceği merak konusu olmuştu.
Projenin ve ihalenin kilit isimlerinden Fırat Çeçen’le dün konuştum. Gülümsedi ve ‘Yapamazlar’ diyenlere tek bir kelimeyle farkı anlatmak istediğini söyledi: ‘Mühendislik’
Nasıl yani? dedim, nasıl bir mühendislik farkından bahsettiğini sordum.
İşte Çeçen Grubu’nun ‘genç beyni’nin çarpıcı değerlendirmesi:
‘Hesabımızı iyi yaptık. Rakamlar ortada. Mühendislik farkını göstereceğiz. Finansmanına çok çalıştık. Aynı ortakla (Astaldi) Rusya’da 3 milyar euroluk benzeri bir projeyi yürütüyoruz. Buradan gelen bir tecrübemiz var. Dünyanın en büyük köprülerini yapan mimarla çalışıyoruz. Dünyada yüzün üzerinde benzeri projeyi yaptılar. Yatırım, finansman, mühendislik ve işletme için bulduğumuz çözümlerin ortalamasını teklifimize yansıttık.
‘
‘ELBETTE BAŞARACAĞIZ İSMİMİZİ KOYDUK’
Projenin ve Çeçenler’in teklifinin feasible (teknik olarak yapılabilir) olup olmadığı iş dünyasında çok tartışılıyor. Bunu da Fırat Çeçen’e sordum. Şöyle yanıtladı:
‘Nasıl feasible olmasın. Niye bu teklifi verelim ki? Adımızı koyduk biz bu işe. İsmimizi yazıyoruz. Sadece bugüne değil, geleceğe de… Prestij ve itibar projesi. Finansmanda da hiç zorluk yaşamayacağız. Allah’ın izniyle üç yılda köprüyü bitireceğiz. Literatüre girecek bir çalışma olacak. Biz rahatız, çok rahatız. Ne yaptığımızın farkındayız. Şaka mı yapıyorlar. Onay süreci bir bitsin, kamuoyuna çok daha detaylı bilgiler vereceğiz.’
‘AMERİKAN ARABASI DEĞİL’ ÖRNEĞİ
Fırat Çeçen, aile holdingindeki ağırlığıyla, iş dünyasının ikinci kuşak çocukları arasında dikkat çeken, sevilen bir isim. Üçüncü köprü projesinde de büyük sorumlulukla görev alıyor. Verdiği ilginç bir karşılaştırma örneği var, aktarayım:
‘Başka projeler için de model olabilir diye tekrar ediyorum burada mühendislik var. Diyelim büyük ve güzel bir Amerikan arabası var. Maliyeti de yüksek, çok da yakar. Bir de son model, daha efektif Avrupa arabası. O az yakar, maliyeti de düşüktür. Bunun gibi… Ortağımız İtalyan, dolayısıyla İtalyan exim’in sigortası mevcut. Çılgın değil, akıllı teklif attık. Rakiplerimizin neye göre o teklifi yaptığı bizi ilgilendirmez. Herkesin hesabı ayrı.’
Patron İbrahim Çeçen’le de konuştum. Gururluydu ama iş dünyasındaki tedirginliğe tepkiliydi. ‘Hepimiz mühendisiz ama anlayışımız ayrı olabilir’ dedi ve ekledi: ‘Başka ihalelerde 8 yıl farklı teklifler de çıkmıştı. Bir yıldır bu projeye hazırlanıyorduk. Müthiş bir teklif verdik. Gururluyuz.’
PARA KAZANABİLİRLER Mİ?
Model iyi, gelen teklif gerçekten çok iyi… Düşünsenize devletin cebinden para çıkmadan üçüncü köprü yapılacak. Verilecek devlet garantisi, yani ilk para şirketin kasasına ancak beş yıl sonra girecek. Aklıma takılan son soruyu da yönelttim. ‘Peki para kazanabilecek misiniz?’ dedim.
‘Elbette para da kazanacağız. Makul bir miktar kazancımız tabii ki olacak. Size şunu söyleyeyim, biz bu tür projelerde üç firma biliriz AKFEN, LİMAK bir de biz…’
Türk vatandaşı olarak şahsen böyle bir tekliften insan mutlu oluyor. Dilerim yapabilirler.
‘Bizimki 62 gün daha kısaydı’
İhalede yarışan bir diğer firma MNG’nin patronu Mehmet Nazif Günal da dün bana ‘Çeçen Grubu müthiş iş yaptı. Süreyle ilgili eleştirilere de hiç katılmıyorum. Eğer teknik nedenlerle ben elenmeseydim ve zarfım açılsaydı, benim teklifim kabul edilecekti’ dedi. ‘Ne kadar süre teklif ettiniz’ diye sordum. ’62 gün daha az’ yanıtı verdi. Yani 10 yıl 18 gün…