"Cengiz Bektaş Arşivi Denizli Etkinlikleri"nde, Cengiz Bektaş'ın Türkiye mimarlık ortamındaki yeri ile üretimlerinin toplum ve kültür hayatına katkıları ele alındı. Bektaş'ın Denizli'deki yapıları Cengiz Bektaş ile birlikte gezildi.
SALT Araştırma Mimarlık ve Tasarım Arşivi’nin, Kalebodur’un desteğiyle bu yıl başladığı Cengiz Bektaş Arşivi çalışmalarına, mimarın işlerini yakından incelemeye yönelik kamu programları eşlik ediyor. Işıl Uçman Altınışık ve Murat Burak Altınışık’ın Erhan Berat Fındıklı danışmanlığında hazırladığı programların ilki 6-8 Ekim’de, Mimarlar Odası Denizli Şubesi’nin iş birliğiyle Denizli’de gerçekleştirildi. Bektaş’ın Denizli’deki yapıları, mimarın katılımıyla gerçekleşen birer söyleşi ve gezide irdelendi.
Denizli Merkez Binası misafirhane terasına danışılmadan yapılan saçak ve borular
Mimarlar Odası Denizli Şubesi Başkanı Suat Bilgi ve Pamukkale Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencilerinin de katıldığı gezilerde ilk gün Cengiz Bektaş’ın yapıları gezildi. Gezilen ilk yapı Denizli Merkez Bankası oldu. 1971’de yapımı tamamlanan binada yapının mimarı Cengiz Bektaş’a danışılmadan yapılan tadilatlar ve eklemeler banka yönetiminin eleştirilmesine neden oldu. Mekanın aydınlık olabilmesi için mekanda koyu renk mobilya ve koyu renk boya kullanmadığını belirten Bektaş, duvarların da yarıya kadar kahverengiye boyandığını ve banka binasının misafirhane terasına sonradan danışılmadan eklenen saçak ve su borularını görünce üzülerek değişiklik yapılması gerektiği zaman danışılsa her zaman yardımcı olmaya hazır olduğunu belirtti.
Babadağlılar Çarşısı
Bir sonraki durak Babadağlılar Çarşısı oldu. Çarşıdaki halkın da Cengiz Bektaş’a ilgisi büyüktü. Yapımı 1976 yılında tamamlanan İşhanını, henüz her yerde alışveriş merkezleri yokken düşünülmüş olması ve az eğimli bir rampayla kolayca dolaşılabilir olması sayesinde yıllardır severek kullandıklarını söyleyen dükkan sahipleri mimara teşekkür ettiler. Yapıda çocuk korkulukları, bebek bezi değiştirme odaları bulunması ve tüm kullanıcıların birbirini görebilmesi gibi detayların altı çizildi.
Cengiz Bektaş yapılarını anlatırken özeleştirilerde de bulundu. Babadağlılar Çarşısı’nda yaptığı konuşmada, “Dükkanlara rahat mal taşınabilmesi için yolu araba geçebilir boyutlarda tasarlayabilirdik, sonra Mersin’deki iş merkezinde, bunu yaptık,” dedi.
Babadağlılar Çarşısı
“Halkın kültüründen kopmamak ‘aydın kişi’ olmak için de ‘mimarlık’ için de çok önemli.”
Yaptığı binaların 7’den 70’e duyguyu geçirebilmesi gerektiğini söyleyen usta mimar, hiçbir zaman halk kültüründen kopmamak gerektiğini ve “aydın” olabilmek için üniversiteler bitirmenin yeterli olmadığını, hiç okula gitmeyen birinin bile gidenlerden “aydın” olabileceğini söyleyerek başından geçen bir olayı paylaştı. “Bana verilmiş en güzel diplomadır.” diyerek yıllar önce Hisarönü’nde köy meydanında çay içerken bir kadının ne iş yaptığını sorması üzerine önce anlamaz diye “yapıcı” olduğunu söyleyip sonra verdiği cevaptan utanarak “mimarım” diye düzeltmesi üzerine kadının “Sen git, Babadağlılar Çarşısı’nı gör, mimarlık neymiş öğren!” demesini anlattı.
Çarşıdaki tabela kirliliğine de dikkat çeken Cengiz Bektaş, “Kul olmaktan çıkıp, vatandaş olmalıyız. Ama kimler yapar bunu? Bu yapının sözleşmesinde ‘kiracı cepheye hiçbir şey asamaz’ yazıyor. Bunu ilk bozanlar avukatlar. Ben kimi, kime şikayet edeceğim? Onun için hep savaş vermek zorundasınız.” diyerek mimarlık öğrencilerine öğütler verdi.
Hacı Halil Bektaş İlkokulu
Gezide üçüncü durak Cengiz Bektaş’ın babası için yaptığı Hacı Halil Bektaş İlkokulu oldu. Mahallelinin de gelip yararlanabileceği bir yer olabilecekken güvenlik nedeniyle demir parmaklıklar ile çevresiyle ilişkisi kesilmiş bir binayla karşılaştı. Binaya sonradan eklenerek hapishane havası veren demir korkuluklar ve kütüphanenin çalışmıyor oluşu; zamanında binayı mobilyalarına kadar tasarladığı Cengiz Bektaş’ı üzdü. Bektaş, yapının orijinal planlarını okul müdürüne gönderip o fonksiyonlara göre işleyeceğinin sözünü aldı.
Boya Basma Apre Fabrikası
Esat Sivri Evi
“Bir fidan dikersiniz, bakarsanız ağaç olur.”
Daha sonra Esat Sivri’ye ait Boya Basma Apre Fabrikası (1974) ve Esat Sivri Evi (1975) gezildi. Ytong’un donatılı plaklarının kullanıldığı ilk projelerden olan fabrika kullanılmadığı için bakımsız kalmış bir halde bulundu.
Ardından gezilen Esat Sivri Evi’nin ise 40. yılını doldurmasına rağmen yepyeni duruşu ve yaşayan bir ev oluşuyla tüm katılımcılarının dikkatini çekti. Esat Sivri ve ailesi, 75 kişilik grubu evlerinin salonunda ağırladılar. İkisinde de Esat Sivri’nin işveren olduğu projeler için daha sonra panelde Cengiz Bektaş: “Bir fidan dikersiniz, bakarsanız ağaç olur,” diyerek durumu özetledi.
Denizli Dentaş Otistik Çocuklar Eğitim ve Uygulama Merkezi
Denizli Dentaş Otistik Çocuklar Eğitim ve Uygulama Merkezi
Son olarak inşaatı bitmek üzere olan, Bektaş’ın tabiriyle “içe dönük çocuklar” için tasarladığı Denizli Dentaş Otistik Çocuklar Eğitim ve Uygulama Merkezi (2016) gezilerek burada bütün gün içinde gezilen tüm yapıların işverenlerinin ve halen süren Denizli Dentaş Otistik Çocuklar Eğitim ve Uygulama Merkezi’nin yüklenicisinin katıldığı bir toplantı yapıldı. Konuşmacılar zaman zaman özeleştiriler de yaparak yapıları kendi açılarından değerlendirdiler.
Mimarlar Odası Denizli Şube Başkanı Suat Bilgi’nin açılış konuşmasıyla başlayan panel Salt Araştırma ve Programlar Yöneticisi Meriç Öner’in de konuşmasının ardından moderatör Işıl Altınışık ve Burak Altınışık’ın Cengiz Bektaş ve işverenleri Esat Sivri, Mustafa Kaynak, Ali Abalıoğlu, Murat Erdem ve yüklenici Salih Koza’ya sorduğu sorularla devam etti.
Ertesi gün hep birlikte Leodikia ile Hierapolis, üçüncü gün de Afrodisias gezildi.
1 Yorum
”Denizli Merkez Binası misafirhane terasına danışılmadan yapılan saçak ve borular” Bu ifadenin yer aldığı bölümdeki resme dikkat edelim. Ne olmasını bekliyoruz? Bu saçağı yapmak için bu saçağı yapmaya karar veren kişiler, hayatta adını bile duymadıkları Cengiz Bektaş’ı arayıp bulacaklar, icazet alacaklar ve uygulama yapılacak. Komik olmuş, ayrıca o kapıyı yapan mimar saçak ihtiyacını da düşünmeliydi bence. Hele ki o mimar Cengiz Bektaş ise!