2011 yılındaki bir depremde yıkılan Christchurch Te Pae Kongre ve Sergi Merkezi, Woods Bagot ve Warren & Mahoney mimarlık ofisleri ve sanat, kültür ve miras savunucusu Puamiria Parata-Goodall sayesinde kapılarını yeniden açıyor.
Yeni kongre merkezi, yerel yetkililerin ve geniş toplulukların çabaları sayesinde, şehri yeniden inşa etmek için hayati önem taşıyan “anchor projects” kapsamında kabul edilen bir yerde sanat, kültür ve miras savunucusu Puamiria Parata-Goodall’a danışılarak Avustralya’dan Woods Bagot ve Yeni Zelanda’dan Warren & Mahoney mimarlık ofislerinin ortak ürünü bir tasarıma kapılarını açtı.
Tasarım, ayrı ayrı tasarlanmış ve numaralandırılmış yaklaşık 43.000 cephe karosu ile kaplanmış çarpıcı ve akıcı bir bina. Zengin, kültürel anlamının yanı sıra zanaat unsurları ve akıllı mekansal bir planlama içeriyor. Ngāi Tahu halkının atalarının toprakları olan yeni Ōtautahi (Christchurch) hem Ngāi Tahu’yu hem de Avrupa tarihini yansıtıyor. Parata-Goodall, “Maori dili, sanatı ve hikayeleri daha önce hiç olmadığı kadar tanınıyor ve kutlanıyor,” diyor.
Yapının akışkan formu, yalnızca dünyadaki kongre salonlarının tipik “dikdörtgen kutu” görünümünden ayrılmakla kalmıyor, aynı zamanda Yeni Zelanda’nın ikonik Güney Alplerini de yansıtıyor. Bu, yapıyı araziye bağlayan önemli bir referans. Woods Bagot mimarlık ofisinden Bruno Mendes, “Etkinlik odasından Katedral Meydanı’na kadar olan manzara ve nehre doğru yönelim binanın etrafındakilerle güçlü bir şekilde bağlantı kurmasını sağlayan çok özel hareketler,” diyor.
Projenin mimarları bu binanın herkesi temsil etmesini amaçladıklarını ve bu sayede hem Māori hem de Pākehā Yeni Zelandalılar arasında yankı uyandırabileceğini savunuyorlar. Bu taahhütte, alandan ve çevre araziden çizim yapmak, zengin, çeşitli ve insan yerleşimine hazır peyzajın yaratılmasını açıklayan Ngāi Tahu geleneklerinden ilham alan bir mimarinin oluşturulmasında kritik öneme sahip. Tasarımı geliştirmek için kullanılan temel kültürel değerler “Whakapapa” (kimlik ve mekanla bağlantı); “Mana Motuhake” (bağımsızlık ve özerklik); “Manaakitanga” (hayırseverlik, misafirperverlik, karşılıklılık ve başkalarına saygı); “Ture wairua” (inanç) ve “Mahinga Kai” (yiyecek yetiştirme, toplama ve kullanma). Bu temalar, bina içindeki gösterilerde ve anlatılarda kutlanılıyor.
Tasarımda işlevsellik ön planda tutulmuş. Akıllıca düzenlenmiş ve konforlu bina, aynı anda 2.000 kişiyi ağırlayabiliyor. Te Pae Kongre ve Sergi Merkezi’nde 1.400 kişilik oditorum, sergi salonunun esnek kabuğu, sade ve minimalist yönetim ofisleri ve etkinlik öncesi alanlar mevcut.
Ana lobideki ahşap kaplama, yalnızca doğa odaklı bir ton eklemekle kalmıyor, aynı zamanda alandaki ormanlarını anımsatarak, projenin kullanım ve anlam arasında nasıl bir köprü oluşturduğunu vurguluyor.