Çok Yaşa Sen, İlahi Mimari!

Proje dosyasında, kütüphaneler ve istasyonlardan sonraki durağımız dini yapılar.

Türkiye’de dini yapılar ile ilgili gündem, çoğunlukla “Mimar Sinan taklidi mi, değil mi?” çerçevesindeki tartışmalarla ilerliyor. Hayran olduğumuz, ama ne yazık ki “ustalık” diye nitelendirilen örnekleri dışında çok da hakim olamadığımız Mimar Sinan camileri Türkiye’deki cami stoğunda önemli bir yer tutuyor. Tabii, İstanbul ve Anadolu’da Sinan öncesi ve sonrası, Osmanlı öncesi ve sonrası örnekleri es geçmek, değerini bilmemek de imkansız. 

Tartışmalarda önceliği elinde bulunduran forma ait karşılaştırmalarsa Mimar Sinan’ın döneminde mükemmeli elde etmiş olmasından kaynaklanıyor gibi görünse de, dinlerin iktidarla daha sıkı ilişkilere sahip olduğu Orta Çağ dönemine ait yapı özelliklerinin sadece yeni dönem camilerde tezahür ettiğini düşünmek yetersiz kalır. Çağdaş cami örnekleri kilise örneklerine nazaran sayıca az olsa da, Avrupa’da da gotik özelliklere sahip yeni kiliseler görmek mümkün.

Tabii, dini yapıların kullanımlarına yönelik tartışmalar da politik düzlemde özel-kamusal alanı ve iktidarın hükümlerini araçsallaştırdığı bir duruma işaret ediyor. Kısacası çoğu yapıda karşılaştığımız, “mekan”ın politikliği bu yapı tiplojisinde dönemine göre yükselişe geçebiliyor.

Camiler yetmez elbet. Kiliseler,sinagoglar, tapınaklar da aynı yapı tipolojisi içerisinde düşünülmesi, tartışılması gereken örnekler. Tarihin tekerrür etmesi gibi, bazen küçük bir alandaki problemi anlayıp çözüm üretmek için daha geniş bir bakış açısına sahip olmamız gerekiyor. Bu proje dosyası da umarız bunun için bir adım olur.

Çeşitli dinlere ait yapıları 2 ay boyunca pazartesi günleri İlahi Mimari etiketi altında ve #ilahimimari hashtagi ile sosyal paylaşım sitelerinde bulabilirsiniz.

Etiketler

Bir yanıt yazın