Ülkenin en ünlü 10 plajına sahip, doğal yapısı ile dünyaca tanınan Mavi Bayraklı Ören Sahillerinde, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından yapılan mahmuz çalışmaları, Burhaniye Ören'de doğal tahribata yol açtı.
Radikal gazetesinden Hazal Polat‘ın haberine göre Balıkesir’in Burhaniye ilçesine bağlı turistik Ören beldesinin kıyılarında, “kıyı erozyonunu önlemek için” kıyıdan denize dik biçimde uzanan mahmuz çalışmaları 31 Aralık 2011’de başladı. Birden bire başlayan ve kimin yaptığı uzun süre öğrenilemeyen bu çalışmaların, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Bursa 4. Bölge Müdürlüğü tarafından “Burhaniye Kıyı Erozyonu Önleme Mahmuz İnşaatı” adı altında yürütülen bir projeye dayandığı ortaya çıktı.
Bakanlık tarafından proje kapsamında denizin içine 65’er metre aralıklarla 25’er metre uzunluğunda kayalar döküldü. Burhaniye Belediyesi’ne haber verilmeden başlayan çalışma Belediye’nin ve Burhaniyelilerin tepkisine neden oldu.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından Burhaniye Kıyı Erozyonu Önleme Mahmuz İnşaatı adı altında 2 yıl önce başlatılan projenin olumsuz etkileri görülmeye başlandı. Ören sahillerinde denizin içine bırakılan büyük ve sert kayalar hem kıyı erozyonunu önleyen posidonialara (deniz çayırlarına) zarar verdi hem de kamuya açık plajı kullanılamaz hale getirdi. Burhaniye Belediyesi ise Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na şu soruları yöneltti:
“ÇED izni alınmadı ve ÇED süreci yaşanmadı, bize haber verilmedi. Kıyı alanında yapıldığına göre, zorunlu nitelik taşıyan uygulama imar planı hazırlanmadan, neden alelacele taş yığınlarının yapımına girişildi. İmar planı olmayan ve kaçak inşaat niteliğindeki bu taş yığınları neden kaldırılmadı. Bir kısım taş parçalarının rastgele üst üste atılması ile oluşan taş yığınları, 2 yıldır, denize giren ve bu taş yığınlarına kıyıdan yaklaşan insanlar için ciddi tehlikeler yaratıyor. Bugüne kadar şans eseri önemli bir kaza yaşanmaması büyük bir mucize olup, bir yurttaşın veya bir turistin bu taş yığınları nedeniyle zarar görmesi durumunda, Bakanlığın tutumu ne olacaktır, zararı karşılamaya hazır mıdır ?”
Radikal’e konuşan Burhaniye Belediyesi Avukatı Alpsan Öztekin şunları söyledi:
‘‘31 Aralık 2011’de başlayıp 2 Ocak 2012’de tepkilerimiz neticesinde ara verilen, sonra durdurulmuştur denmesine rağmen 24 Ocak 2012’de keyfi uygulamanın tekrar başlatıldı. Yapılan bu kıyı işgalinde yasal zorunluluk olduğu halde Burhaniye Belediyesi’ne önce bir Uygulama İmar Planı gönderilmedi. Şaka gibi ama Ocak 2012’de yapılan 12 mahmuzun plan teklifi 19 Kasım 2013’te Burhaniye Belediyesi’ne gönderildi. Yapılan ikinci çalışmanın ise hala bir belgesi yok. Kıyı Kanunu gereğince, kıyılarda yapılaşma ancak 1/1000 ölçekli uygulama imar planı onaylandıktan sonra yapılabiliyor. Oysa, Ulaştırma Bakanlığı’nın bu projesinde, imar planı olmadan, ÇED izni alınmadan ve ÇED süreci yaşanmadan bu kıyı işgaline başlanması ile imar mevzuatına aykırı biçimde kaçak olarak bu mahmuzlar yapıldı. Bu mahmuzlar yapıldıktan sonra, gelen yakınmalar üzerine; Ulaştırma Bakanlığı Bursa 4. Bölge Müdürlüğü’nün apar topar bir imar planı teklifi hazırlattığı ve mevzuat gereği 9 kuruma görüş için henüz gönderdiğini öğrendik. Bu sırada, yapılan mahmuzların, denizin etkisi ile dağılması ve denizin içinde bölüm bölüm taş yığınları haline dönüşmesi üzerine Ulaştırma Bakanlığı’nın mahmuz onarımı adı altında yeni bir ihale yapması ve hazırladığı 1/1000 ölçekli uygulama imar planı tamamlanmadan kamyonlar ve iş makineleri ile denizin içine girerek çalışmalara başlamasını, büyük bir şaşkınlıkla karşıladık. Geçen 2 yıla yakın dönemde, denizin içine yayılarak parça parça taşlardan oluşan çirkinlik abidesi haline gelen bu taş yığınları ile ilgili, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü Bursa 4. Bölge Müdürlüğü’nün, taş yığınlarının onarımına ilişkin olduğu iddia edilen 14 Kasım 2013’te yeni bir ihale yaptığı ve gerekli izinler alınmadan 29 Kasım2013’ten itibaren de, Ören kıyılarında ve denizin içinde iş makineleri ve kamyonları ile kıyı işgaline devam ediliyor. Başbakan ‘Bütün Bakanlıklara buradan talimat veriyorum; kıyılar işgal altındadır. Bütün kıyı işgallerinin tespiti ve kaldırılması için yetkilileri göreve çağırıyorum; gerekli incelemeleri başlatacaklar’ dedi ama bu seferde devlet eliyle işgal başladı.”
Projeye karşı çıkan Burhaniyeliler ise tepkilerini şu şekilde dile getirdiler:
“Doğal yapısı gereği erozyondan uzak Ören kıyılarında, erozyonu önleme iddiasıyla yapılan bu mahmuzlardan sonra, var olan kumsal alanlarının da azaldı. Bölge ekonomisinde büyük önem taşıyan turizm tesislerinin ağır zarar görüyor. Mahmuz görüntüleri ile çirkinleşen ve kirlenen Ören denizi ve kıyılarının yabancı turistler açısından cazibesini yitirmeye başladı. Ortada imar planı bile yok. ÇED izni dahi alınmamış. Bu çalışmalar, Ören Kıyıları’nın doğal yapısını bozuyor. Deniz kirlendi. Koca koca kayları denizin içine bıraktılar. Artık denize giremiyoruz. O kayalar bizim için çok tehlikeli. Ayrıca uluslararası anlaşmalarla koruma altındaki, kıyı erozyonunu önleyen posidonialara da (deniz çayırlarına) zarar veriyorlar. Uzman jeologların zararlı olduğunu raporlarla kanıtladıkları, bu taş yığınlarının kaldırılması gerekirken, bu kadar zararlı bir projede Ulaştırma Bakanlığı’nın ısrar etmesine bir anlam veremiyoruz. Devlet Ören kıyılarına sahip çıkmalı.”