Yedikule'de Bizans döneminden beri ekilip biçilen bostanlarda yıkım bugün de sürdü. Belediyenin iş makineleri bugün bir bostanı daha ezip üzerini toprakla kapattı.
Tarihi Bizans’a uzanan Yedikule Bostanları’nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) süs havuzlu park projesi için giriştiği yıkım 12 gündür devam ediyor. Sur içindeki bostanlar gece gündüz İBB’ye ait iş makineleriyle kazılıyor, ekili ürünlerin üzerine moloz dökülüyor.
İş makinaları bostanda çalışan ailelerin itirazlarına aldırmadan ekinleri yerle bir etti. 10 yıla yakın zamandır belediyeden kiraladığı bostanlarda çalışan Eryılmaz ailesi, kepçelerden kurtarabildikleri dereotu ve biberlerini toplamaya çalışırken “Üstümüze üstümüze sürüyorlar makinalarını, ürünü toplamamıza bile müsade etmediler. Ekmeğimizi alıyorlar elimizden” diye isyan etti.
İBB ve Fatih Belediyesi ortaklığında yürütülen “Yedikule-Belgrad Kapı Arasında Kara Surları İç Koruma Rekreasyon Projesi” 85 dönümlük arazinin süs havuzlu bir parka dönüştürülmesini öngörüyor. Bostanların yarısı yıkıldı bile Yedikule Bostanları Koruma Girişimi’nden Harvard Üniversitesi tarih bölümünde doktora öğrencisi Aleksandar Sopov ve British Columbia Üniversitesi Antropoloji öğrencisi Eda Çakmakçı, “Bu projenin bir rekreasyon projesi olmanın ötesinde çevredeki yerleşim alanlarının yıkımını da hazırlayan, insanları işsiz ve evsiz bırakacak bir kentsel dönüşüm projesine dönüşmesinden endişeliyiz” diyor.
Sopov ve Çakmakçı, bostanlara dair raporlarında şu tespitleri yapıyor:
Sur içinde 2013 itibariyle ekilebilir bostan arazisi yaklaşık 60 dönüm. 5 Temmuz-18 Temmuz tarihleri arasında 27 dönüm bostan arazisi kaybedildi. Her bostan 1-2 aileyi geçindiriyor.
Sur içi bostan arazisinden senelik yaklaşık 10 ton, sur hendeğindeki araziden ise yaklaşık 30 ton sebze (semizotu, marul, dereotu, pazı, lahana, maydanoz, domates, biber, tere, kuzu kulağı, karnıbahar, patlıcan, mısır , karalahana) üretiliyor. Arazideki 100 meyve ağacından senelik yaklaşık 4 ton meyve (incir, dut, nar) üretiliyor.
Bunların çoğu Kocamustafa Paşa, Fatih, Zeytinburnu, Esenler gibi semt pazarlarına satılıyor, bir kısmı da Kumkapı’daki hale gönderiyor. Bunların yanı sıra yöre halkı bostanlardan düzenli olarak faydalanıyor.
Sopov’un Ayhan Han ile hazırladığı bir diğer rapora göre de proje nedeniyle Bizans döneminden günümüze ulaşmış ve muhtemelen dünyanın en eski şehir içi tarımsal arazisi yok edilmekte. Bu tarımsal arazinin yok edilmesi demek İstanbul’un hem kültürel hem de tabi’ mirasınin yok edilmesi demek. Araştırmacılar raporlarında bostanların 1786 tarihli haritalarda bile işli olduğunu anlatıyor.