Sivas Kızılırmak ve Çevresi Fikir Projesi Yarışması'nın ödül töreni ve kolokyumu 13 Ağustos Cumartesi günü Fidan Yazıcıoğlu Kültür Merkezi'nde yapıldı.
Vali Davut Gül, AK Parti Milletvekili Hilmi Bilgi ve Belediye Başkanı Sami Aydın’ın katılımıyla düzenlenen ödül töreninin ardından yapılan kolokyuma belediye çalışanlarının ilgisi yoğundu.
Jüri başkanı Halim Perçin’in yarışma süreci hakkında kısa bilgilendirmesinin ardından Sivas Belediye Başkanı Sami Aydın konuşmasını yaptı. Böyle geniş çapta bir projenin kente ve ülkeye katacağı değerlerden bahseden Aydın, “Ben mimarım ama bu projeyi ben çizsem ideal proje ortaya çıkmaz. Herhangi bir mimara versek de ideal proje ortaya çıkmaz. O sebeple fikirleri yarıştıralım dedik.” sözleriyle projenin yarışmaya açılmasının neden önemli olduğuna değindi. Bu yarışmanın bir fikir yarışması olduğunun altını çizen Aydın, asıl uygulama projesinde birçok fikrin bir araya gelmesiyle ideal bir projenin elde edilebileceğini söylerken projenin uygulamaya geçilmesi konusunda da teminat verdi. Hedef olarak 2018’i gösteren Aydın, “bu proje dönülmeyen yola girmiştir, ekonomiye bağlı olarak ama 3 yıl, ama 15 yıl içinde yapılacaktır.” diyerek projenin hayata geçirilmesi konusundaki kararlılıklarını dile getirdi. Aydın’ın konuşmasının ardından dereceye giren ekiplere ödülleri dağıtıldı.
1. ödülü kazanan ekip
2. ödülü kazanan ekip
3. ödülü kazanan ekip
Eşdeğer mansiyon alan 2 Sıra No’lu Proje ekibi
Ödül töreninin ardından danışman jüri üyelerinden Meltem Sarıoğlu Cebeci ve Serdar İnce ile asli jüri üyelerinden İbrahim Alp, Ferhat Hacıalibeyoğlu, Nilgül Karadeniz, Nurbin Paker, Mustafa Halim Perçin, Mehmet Nazım Özer ve Uğur Tuztaşı’nın katılımıyla kolokyum yapıldı. Halim Perçin, “Böyle büyük çaplı bir projeyi gündeme ilk getiren Sivas oldu” derken İbrahim Alp ise “Bu projeyi Sivas için lüks olarak düşünmek hata olur.” diyerek projenin gelecek stratejileri açısından çok önemli olduğundan, Kızılırmak’ı ileride kentsel karaktere kavuşturacak bir rehber, vizyon tanımladığından bahsetti. Uğur Tuztaşı, Kızılırmak yarışmalarının Sivas’ın, 1970’lerden bu yana geçen uzun sürenin ardından ilk yarışma deneyimi olduğunu altını çizerken Ferhat Hacıalibeyoğlu da yarışma kültürünün yeniden deneyimlenmesinin büyük kazanım olduğunu ve sürdürülmesini dilediğini söyledi.
Jüri üyelerinin yarışma hakkındaki görüşlerini bildirmesinin ardından kolokyum, salondan gelen soruların yanıtlanmasıyla devam etti. Katılımcılardan proje kapsamında Kızılırmak suyunun kalitesinin iyileştirilmesine yönelik çalışmaların olup olmayacağı yönündeki sorusuna Mehmet Nazım Özer, böyle bir konuda 6 ilin valiliğinin müdahale etmesi gerektiğini ve Kızılırmak’ın havza olarak ele alınması gerektiğini belirtirken yarışma alanının Kızılırmak’ın küçük bir kısmını kapsadığının altını çizdi. Katılımcılardan, Kızılırmak’ın yanından geçen hızlı tren yolunun proje için engel olup olmadığı sorusu üzerine Mehmet Nazım Özer, YHT-üniversite-kent ilişkisi projelerin en önemli odak noktası olduğunu belirtirken İbrahim Alp ise hızlı tren rotasının kent için yapay bir eşik oluşturduğunu belirtti ve kentin kuzeyi ile güneyini bağlayacak çalışmaların gerekliliğinden bahsederken projeler arasında bu yönde ütopik önerilere rastlanmadığının altını çizdi. Katılımcılar arasından projenin yalnızca rekreatif olarak mı hayata geçeceği yoksa Sivas halkı için istihdam potansiyeli bulunup bulunmadığı sorusu üzerine İbrahim Alp, bu bölgede kurulacak işletmelerin istihdam sağlayacağını, bu projenin bölgede bir çekim alanı oluşturacağını ancak bunun sanayi yatırımı gibi düşünülmemesi gerektiğini söyledi.
Salondan, yarışma alanında özel mülkiyetin veya hazine arazilerinin bulunduğu hatırlatılarak bu durumun projenin geleceğini olumsuz yönde etkileyip etkilemeyeceği sorusu üzerine Sivas Belediyesi’nden şehir plancısı, geçerli olan uygulama imar planında şahıslara 10.000 m² alanda 500 m² yapılaşma hakkı verildiğinden ve bununla ilgili henüz bir engelleme bulunmadığını söylerken projenin zarar görmemesi amacıyla ilerleyen zamanlarda belediyenin parselleme konusunda kısıtlamaya gidebileceğinden veya bu alanların kamulaştırılabileceğinden bahsetti.
Salondan projeler hakkında bir de eleştiri geldi. Projelerde Sivas’ın tarihi kimliğini, farklılığını yansıtacak yapılar yerine modern ve her yer bulunan binaların görüldüğünün belirtilmesi üzerine danışman jüri üyesi Serdar İnce, taklit yapıların artık cazip olmadığından ve bir değer ortaya koymadığının altını çizerek “Dubai’deki gibi bir palmiye adası yapıp farklılık yaratma derdinde değiliz” dedi. Ferhat Hacıalibeyoğlu ise aidiyeti yüzlerce yıl önce yapılmış eserleri taklit etmek üzerinden kurmanın yanlış olduğunu ifade ederek kentin tarihinde var olan bir değeri kentle yeniden bütünleştirme çabasının oldukça yeterli bir yaklaşım olduğunu dile getirdi. Kolokyum, yarışma birincisi ekipten Can Kubin’in konuşmasıyla sona erdi.