Gökhan Avcıoğlu, gayrimenkulün önemini ‘İnsanlar biraraya geldiği zaman daha çok emlak ile ilgili konuşur’ sözleriyle anlattı. Avcıoğlu, İstanbul’un şişmanladığını da söyledi.
Avcıoğlu, ABD’li yazar Marjorie Garber’ın da ‘Sex and Real State’ isimli kitabında buna atıfta bulunduğunu belirterek, “İnsanlar bir araya geldiği zaman sanıldığı gibi sex ya da başka bir konuyla ilgili değil, daha çok gayrimenkulle ilgili konuşur” dedi.
Gayrimenkul sahibi olan insanların kendilerini daha güvende hissettiklerini ifade eden Avcıoğlu, bunun yanı sıra, yatırım özelliğiyle de insanların tercihi olduğunu vurguladı. Gayrimenkulün Türkiye’de de son yıllarının en önemli konuların başında geldiğini anlatan Avcıoğlu, bu kadar ilgi görmesinin yanı sıra birçok sorunu da beraberinde getirdiğini vurguladı.
Gökhan Avcıoğlu, kentsel dönüşümle ilgili olarak yapılacak çok iş olduğunun altını çizerek, kentsel dönüşümün kentsel dövüşüm haline gelmemesi gerektiğini söyledi. Bu işi hayata geçiren belediyelerin insanlar üzerinde korku yayabildiklerine işaret eden Avcıoğlu, “Şu anda sadece deprem öncelikli dönüşüm konuşuluyor ama olaya daha geniş bakmak gerek. Bir apartmanda oturan engelli bir vatandaş için bile o bina yıkılabilir” diye konuştu.
Gökhan Avcıoğlu, gelişmiş ülkelerin düzenli kentler inşa ettiğini ve artık sadece kentin eskiyen yerlerine küçük dokunuşlar yaptığını belirterek, “Avrupa ve ABD 300 yıllık politikalarla inşa edildi. Ama bizde her şey yeni başlıyor. İhtiyaçlar yığıldı. Gayrimenkul yaklaşımında ise eksik çok fazla. Eğitim ve sosyal boyutu eksik” dedi. Mimarların kente etkisinin olmadığını öne süren Avcıoğlu, şunları söyledi:
“Mühendisler ve şehir plancıları kent üzerinde daha çok söz sahibi. Ama tüm suçu mimarlar üzerine alıyor. Artık mimarların söz sahibi olması gerek. Mimarlık eğitiminin geçmişi 8.500 yıl önceye dayanıyor. Mühendislik ise sanayi devrimiyle ortaya çıktı.”
Avcıoğlu, İstanbul’un nüfusunun çok fazla arttığını ve kentin şişmanladığını ifade ederek, “Mimari açıdan bizi rahatsız eden çok sayıda tablo var. Demek ki imar yönetmeliği doğru değil. Belediyeler de keyfi işler yapıyorlar” dedi. İstanbul’un sorunlarından birinin yayaların görmezden gelinmesi olduğunun altını çizen Avcıoğlu, yayaların hiçbir önceliğinin olmadığını ve kentin yayalara göre planlanması gerektiğini dile getirdi.
Gökhan Avcıoğlu, site tarzı yapılaşmayı da eleştirerek, “Etrafı duvarlarla çevrili uydu kentler yapılmamalı. Bu yapılaşmaların sosyal yönü zayıf. Mesela entelektüel düzeyi yüksek ama gelir düzeyi düşük sanatçılar için bir kurgu yok. Bazı ülkelerde şehrin merkezlerinde sanatçılara çok uygun fiyatlarla evler verilir. Ama biz aynı gelir gruplarını biraraya topluyoruz” dedi.
Gökhan Avcıoğlu, mimarlık ofisi olarak çeşitli projeler üzerinde çalıştıklarını belirterek, İstanbul’da tarihi yarımada sınırlarında yer alan Gedikpaşa Kentsel Dönüşüm Projesi’ni 2 yıl önce hayata geçirdiklerini, şimdi de Haliç’te mahalle ölçeğinde bir dönüşüm projesi tasarladıklarını söyledi.