17 Ağustos 1999'da gerçekleşen, kentlerde yıkımlara ve can kayıplarına neden olan "kalitesiz yapı stoğu ve plansız yerleşme" felaketinin yıl dönümündeyiz. Dünyanın çeşitli yerlerinden, depreme karşı dayanıklı birkaç binayı derledik.
Türkiye, 17 Ağustos 1999 depremini atlatmasından sonra “önlem almak için hızla harekete geçilmelidir.” cümlesini 18 senedir tekrarlıyor. İstanbul’da hala önlem alınmadan büyük depremi beklerken de yine benzer demeçler veriliyor: “Şu anda geldiğimiz noktayı yeterli görmüyoruz. Çok hızlı yapmamız lazım ve aksaklıkları da biliyoruz.” Peki, gerçekten bir an önce harekete geçip, ürettikleri teknolojileri inşa ettikleri modeller üzerinde çoktan denemiş, süreçte nasıl tasarım yapılması gerektiğini öğrenmiş ülkeler ne yapıyor? Aşağıdaki “depreme karşı dayanıklı binalar” başlığıyla derlediğimiz binalar, dünya genelinde deprem gerçeğini kabullenmiş olan ve mimari teknolojiler geliştirerek bu doğal afete çözüm üretmeye çalışan ülkelerden. Türkiye’nin de deprem onu silkelemeden önce silkelenip harekete geçmesini bekliyoruz.
Kaliforniya Üniversitesi’ne bağlı biyolojik araştırma binası Rafael Vinoly Architects tarafından tasarlandı. Beton iskeleler üzerine yerleştirilmiş çelik makasların üzerinde yükselen yatay yönelimli yapı, aynı zamanda arazideki dik bir yamacının en tepesine konuşlandı. Çıplak bırakılmış bu çelik sistem, yerleşke yapıları arasında bir geçiş olduğu kadar taşıdığı yapıya sismik izolasyon da sağlıyor.
V-biçimli betonarme temelinin üzerinde, yerden 1,5 metre yüksekte ayakta duran yapı Noriyosha Morimura Architects tarafından tasarlandı. Osaka ilinin sismik etkinliğine dayanıklı olmasını sağlayan temel yapısı deprem esnasında oluşan kuvvetleri soğurarak yapı ile zemin arasında bir tampon bölge görevi görüyor.
Tokyo’da bulunan SA. Evi atelier A5 tarafından tasarlandı. Üst üste bindirilmiş yatay katmanlardan oluşan yapıyı depreme karşı desteklemek için, cephede her katın alınlığı demir kuşak ile çevrelenmiş ankastre mobilyalar kullanıldı. Deprem direncinin üst katlarda azalması nedeniyle her katın alınlığı farklı mahremiyet seviyeleri için farklı yüksekliklerde tasarlandı.
Çin’in Chengdu kentinde bulunan konut kulesi Steven Holl Architects tarafından tasarlandı. Binanın geometrik ızgara yapısını parçalayan diyagonal kirişler, deprem anında fazladan destek sağlıyor. Beyaz beton strüktür, aynı zamanda geo-termal ısıtma-soğutma ve yağmur suyu toplama sistemlerine de sahip.
Shigeru Ban’ın tasarladığı “Kağıt Konser Salonu” (Paper Concert Hall), 2011 senesinde İtalya’nın Aquila kentinde açıldı. 2009’dan bu yana İtalya’da ard arda yaşanan depremlerin ardından ağır biçimde hasar gören kentlerden birisi olan Aquila’ya Japonya Hükümeti tarafından hediye olarak sunulan Paper Concert Hall’ı depreme karşı dayanıklı kılan özelliği, Shigeru Ban’in “paper tube” denen kolay birleştirilip sökülebilir ve uzun süre sayanabilen mimari stille yapılmış olması.
Japon bir tekstil üreticisi için tasarlanan ofis binasında çatıdan tabana kadar karbon fiber kablolar uzanıyor. Kablolar, deprem anında sismik bir destek sistemi olarak çalışarak yapıyı koruyor.