Dünyanın En Güzel Kampüsleri

Prix Versailles, Dünyanın en güzel kampüsleri listesini açıkladı. Bu kampüsler, 2 Aralık 2024'te UNESCO'da düzenlenecek törende 3 ana ödül için değerlendirilecek.

Prix Versailles 2024 yılının The World’s Most Beautiful Campuses listesini açıkladı. Yaratıcılığa, yerel mirasın yansıtılmasına ve ekolojik verimliliğe aynı anda hizmet eden ve çevrelerinde olağanüstü izler bırakan yakın zamanda açılmış veya yenilenmiş 6 üniversite binasının listesi aşağıda yer alıyor.

“İnsanları eğitmeye hizmet eden bu mekanlar, bilginin paylaşıldığı ve öğrenildiği yerler olarak ortaya çıkıyor. Duyarlılık ve zekanın el ele gittiği sürdürülebilir bir toplumun gelişimi için son derece önemli. Kampüslerin estetik biçimi, öğrenme sürecini teşvik etmeye yardımcı oluyor. Hem öğrencilerin hem de eğitmenlerin refahına katkıda bulunuyor ve inkar edilemez bir güven işareti sağlıyor.” 

1. Wenzhou-Kean University

Student Learning and Activity Center
Wenzhou, Çin

2014 yılında kurulan Wenzhou-Kean University, Wenzhou University ve New Jersey’deki Kean University’nin iş birliğiyle hayata geçirilen bir kampüs projesi olarak öne çıkıyor. Kampüsün stratejik konumunda yer alan yeni Student Learning & Activity Center (SLAC), modern mimarisiyle merkezi bir simge haline gelmiş. Binanın dağlık çevresi, su yönetimi ve doğal elementlerle etkileşim içinde olan şeffaf cephesi, iyi aydınlatılmış yapının doğayla uyumlu bir bütünlük içinde yer almasını sağlıyor.

SLAC içindeki “dikey sokak” tasarımı, Wenzhou’nun geleneksel sokaklarından ilham alınarak geliştirilmiş. Bu tasarım, öğrencilerin katlar arasında kolayca hareket edebilecekleri etkileşimli bir alan sunuyor. Perkins&Will mimarlık ofisi tarafından tasarlanan bu yapı, geniş atriyumdan kütüphaneye ve çeşitli etkinlik odalarına kadar, alt katlardaki açık ve dinamik alanlar ile üst katlardaki işbirliği için daha sessiz alanların akıllıca bir kombinasyonunu sağlıyor. Bu işlevsellik, öğrenci topluluğu arasında sosyal etkileşimi ve uyumu güçlendirmeye yardımcı oluyor.

2. Paris-Saclay University

Henri Moissan Centre
Orsay, Fransa

Paris-Saclay’in merkezinde, 1906 yılında Nobel Kimya Ödülü’nü kazanan Fransız kimyager Henri Moissan’ın adını taşıyan yeni Henri Moissan Centre, kentsel dokuya katkı sunuyor. Yaklaşık bir kilometre boyunca uzanan iç “cadde”, iki ana eksen olan Rue de la Recherche (Research Street) ve Rue de l’Enseignement (Education Street) ile araştırma ve eğitim programlarının çeşitli bileşenlerini barındıran altı bina dizisini bir araya getiriyor. Bu yapılar, cam duvarlı skywalk’larla birbirine bağlanarak açık bir iletişim sağlıyor.

Merkezde, gelecekteki tren istasyonuna bakan şeffaf bir atriyum binası yer alıyor. Bu yapı, öğrencileri, akademisyenleri ve ziyaretçileri üç amfi içeren geniş ve anıtsal bir kapalı alana davet ediyor. İç mekanlarda ahşap panellerin kullanımı, cam, ışık ve beyaz yüzeylerle tezat oluşturarak mekana görsel sıcaklık katıyor. Bernard Tschumi ve Groupe-6 tarafından tasarlanan bu 74.000 m²’lik kompleks, Fransa’nın en kapsamlı üniversite geliştirme projelerinden biri olma özelliğini taşıyor.

3. University of Edinburgh

Edinburgh Futures Institute
Edinburgh, Birleşik Krallık

UNESCO Dünya Mirası Listesi içinde yer alan ve 16. yüzyılda kurulan University of Edinburgh, dünyanın en eski ve en prestijli eğitim kurumlarından biri. Yakınında yer alan Old Royal Infirmary, üniversitenin genişlemesi için iddialı bir fırsat sunmuş. Bu bağlamda, büyük bir inşaat ve yenileme projesi Bennetts Associates tarafından hayata geçirilmiş.

Tarihi hastanenin yenilenmesi, büyük ölçekli yeni ve renkli eklemelerle desteklenmiş ve üniversitenin ağırlık merkezini önemli ölçüde dönüştürmüş. Bu süreç, Edinburgh’un en beğenilen tarihi binalarından biri için yeni bir kimlik yaratmış. İç mekanlarda, geçmişin unsurları modern tasarım ile sorunsuz bir şekilde bütünleşmiş.

4. Nanyang Technological University

Gaia
Singapur

Bir yapı malzemesi olarak masif ahşap, belirli kısıtlamalar getiriyor. Bu zorluklara rağmen, cesur mimarisiyle dikkat çeken Singapur’daki Nanyang Technological University‘de, öğrenme, araştırma ve yenilik için tasarlanan Gaia adlı yapı inşa edilmiş. Bu bina, Yunan yeryüzü tanrıçası Gaia’nın adını taşıyor.  Toyo Ito Associates ve RSP tarafından tasarlanan projede, binaya gezegenlerin şeklinden ilham alınarak  şehvetli bir kavis kazandırılmış.

Gaia, 220 metre yüksekliğinde hafif kemerli bir cepheye sahip olup, güneşli atriyumlar ve açık çalışma alanları içeren altı katlı bir yapı. İç mekanda masif ahşap, belirgin bir malzeme olarak öne çıkıyor. Gaia, ahşap kullanımını dengelerken yenilenemeyen enerji kaynaklarına olan bağımlılığı azaltmayı hedefliyor. Bu tasarım, çevresel sürdürülebilirlik açısından ilham verici bir örnek teşkil ediyor.

5. Johns Hopkins University

Bloomberg Center
Washington D.C., Amerika Birleşik Devletleri

1876 yılında Baltimore’da kurulan Johns Hopkins University, Avrupa modelini temel alan ilk Amerikan üniversitesi olarak öne çıkıyor. Tamamen yenilenmiş 10 katlı Bloomberg Center, öğrenme ortamının, “ülkenin ve dünyanın karşı karşıya olduğu en zorlu sorunların üstesinden gelmesine” yönelik bir misyonu bulunuyor.

Orijinal binanın tasarımını üstlenen Ennead Architects, bu iddialı hedefin getirdiği zorlukları aşmakla görevlendirilmiş. Sonuç olarak, “demokratik bir toplumu” çağrıştırmak üzere tasarlanan yeni bina, modern bir anlayışla inşa edilmiş. Yapıda, büyük, merkezi bir atriyum yer alıyor. Bu atriyum, mekanlar arasındaki sınırları bulanıklaştırarak düşünceli yansımaları teşvik eden görünüşte asılı duran çeşitli odalar içeriyor.

6. New York University

John A. Paulson Center
New York, Amerika Birleşik Devletleri

Manhattan’da, Davis Brody Bond ve KieranTimberlake tarafından tasarlanan dikkat çekici bir yapı, NYU’nun mevcut binaları olan Silver Towers ve Washington Square Village ile Greenwich Village’ın arasında bir geçiş sunuyor. John A. Paulson Center, New York University’nin en büyük projelerden biri olma özelliğini taşıyor.

John A. Paulson Center‘ın bodrum katında spor tesisleri, derslikler ve sanat ile sahne sanatlarına adanmış çok sayıda çeşitli alan yer alırken üst katlarda ise 400 konut birimi bulunuyor. Bu işlevsel yoğunluk, hem resmi toplantıları hem de gayri resmi etkileşimleri teşvik eden geniş, açık ve canlı bir alan olan Commons etrafında düzenlenmiş. Bu açıklık, entelektüel söylemlere olanak sağlarken binanın dış görünümü de çevresiyle 360°’lik bir ilişki kurulmasını teşvik ediyor.

Etiketler

Bir yanıt yazın