Guinness Rekorlar Kitabı için iyi, bisiklet severler için kötü haber: İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Emirgan'da kullanıma açtığı 700 metrelik bisiklet yolu dünyanın en kısası olmaya aday.
“Ulaşım ve çevre ile ilgili sorunların kaynağında insana değil, otomobile ağırlık verilmesi yatmaktadır. Kısa mesafeli yolculuklarda motorlu taşıt kullanımından ziyade bisikletli ve yaya ulaşımının desteklenmesi ile gerek trafik, gerekse çevre kirliliği problemleri çözümlenebilecektir.” Ulaşım sorunlarını analitik açıdan yorumlayan bu çevreci, idealist yaklaşım ne kadar ümit verici değil mi? Bisikletle ulaşıma dair ciddi yatırım ve teşvik yapan Amsterdam, Londra gibi şehirlerde duyulmasına alıştığımız ama bizim için çoğunlukla hayal olan bir yaklaşımdır bu hep. Şaşırtıcı bir şekilde bu tespit, ulaşımı neredeyse tamamen motorlu taşıtlar üzerinden planlayan bir şehrin, İstanbul’un Kentsel Ulaşım Ana Planı’nda yapılmış. Görünen o ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde bizim tanımadığımız bazı bisiklet severler mevcut. Bu gizemli bisiklet severlerin iddiasına göre İstanbul’da 2023 yılında 1000 km civarında (Yeni açıklanan 2015 İstanbul Stratejik Raporu’nda 2019’a kadar 300 km hedefleniyor) bir bisiklet yolu olacak. 2015’te hedeflenen toplam bisiklet yolunun 60 km olduğu düşünülürse, muazzam bir yatırım yapılmadığı sürece 1000 km’lik bu hedefi tamamlamanın pek de gerçekçi olmadığı kolaylıkla öngörülebilir. Dahası, yaşadığımız şehri kendi algılarına göre -bizim için?- düzenleyen yöneticilerin bisiklet yollarına dair hedefinin de göstermelik bir sevdadan öteye (çoğunlukla) geçemiyor olması da bir başka engel.
Hedeflerin kâğıt üzerinde olduğuna dair güzel bir örneğini, bugünlerde hayata geçirilen Emirgan’daki sahil projesinde yeniden görüyoruz. Bizi yönetenler dev projelerle karşımıza çıkmayı çok seviyorlar. Kanal İstanbul’lar, Avrupa’nın en büyüğü olacak havalimanları, devasa üçüncü köprüler hep ‘üstün’ zekânın bir ürünü olan, tüm ihtiyaçlarımızı karşılayacak projeler olarak lanse ediliyor. Söz konusu olan bisiklet yolu olunca da elbette hedefler 1000 km’den aşağı olamazdı. Ama heyhat, gelin görün ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi bugünlerde Emirgan’da 700 (yedi yüz) metrelik bir bisiklet yolunu kullanıma sokmuş olmanın haklı! gururunu yaşıyor. 700 metreyi kapsayan, İstanbul Boğazı’nın sekiz metre daraltıldığı bu sahil planlamasında 116 araçlık bir otopark da mevcut. Emirgan’daki kafelere gelen araçların ve valelerin terörü herhalde yetmemiş olacak ki, İBB buraya daha fazla araç çekmek ve valelerin işini kolaylaştırmak için bir otopark da düşünmüş. Hatta bisiklete binmek isteyenler de dilerlerse araçlarıyla gelip buraya park edebilirler! Spor yapmak açısından bir etkinliği olmayan, sahil hattı gibi trafiği asla bitmeyen bir bölgede bisikletli ulaşım açısından bir katkı sağlamayan, tuhaf bir düzenleme Emirgan’daki. Şimdiki haliyle bir beton parçası olarak görünüyor. Eğer yıllar içerisinde sahil hattının çok, çok daha geniş bir bölümüne yayılmazsa bir süs olarak kalacaktır. Emirgan sahiline asılan panolarda iddia ettikleri gibi yolu 3 km’ye çıkaracak olsalar bile, bu da kayda değer bir anlam ifade etmiyor.
Yine de, Kadıköy’de son yıllarda bisiklet açısından gelinen noktayı görünce insan birazcık umutlanıyor. Tamam, bisiklet sürücüleri ve yayalar motorlu taşıtlar karşısında hala hor görülüyor. Bisiklet yollarına arabalar park etmeye devam ediyor. Ama Kadıköy’de son yıllarda yapımı tamamlanan kesintisiz bisiklet yolları sayesinde de artan bu bisiklet tutkusu, bisikletle ulaşıma önem verilmesini sağlıyor. Bisikletin İstanbul’daki ulaşımın bütünleşmiş bir parçası olması gerektiğine inananların sayısı her geçen gün artıyor. Trafik sorunlarını bisiklet projeleriyle rahatlatmaya çalışan birçok Batı şehri gibi İstanbul’un da toplu ulaşımın yanı sıra bisikleti de programına -sözde değil- gerçekten alması gerekli. Ama bu “Kadir Topbaş’ın açılışta şov için bineceği 700 metrelik bir bisiklet yolu yapın yeter” yaklaşımıyla olmaz elbette. Emirgan’daki gülünç bisiklet yolunun hayata geçmesi vesilesiyle bisiklet yollarına dair talebimizi bir kez daha yenilemiş olalım. Nefes alacak hiçbir alanımızın kalmadığı şu şehirde doğru düzgün, planlı, geleceğe yönelik, işlevsel, hepimizin hayranlıkla kullanacağı bir bisiklet ağı inşa edin. Bu arada, Avrupa Yeşil Başkenti’ne İstanbul’u aday gösterdiğiniz gibi, bu yolu da Avrupa’nın En Güzel Bisiklet Yolu gibi bir yarışmaya aday göstermeye kalkmayın sakın. Siz tamam da, bizi de rezil etmeyin. Bisikletli günler dilerim. Size de Kadir Bey.