ecoLogicStudio’dan Mikroalgleri Hava Filtresi Olarak Kullanan Air.Office Projesi

ecoLogicStudio tarafından geliştirilen AIR.office projesi, bir tarafta yeşil rahatlatıcı bir alanken diğer tarafta da biyo-fabrika olarak çalışan benzersiz bir prototip mekan. Sistem, İsviçre, Nyon’daki Haleon genel merkezinde hava temizleyici bir iç bahçe olarak kurulmuş. Biyo-mekan, döngüsel ekonomiyi baz alan yeni bir doğal alan sağlıyor. Kirlenmiş kentsel havayı arındırarak ve ara ürünleri plastik bulundurmayan çözünebilir üç boyutlu çıktı ürünlere dönüştürerek günlük karbondioksiti yakalıyor ve depoluyor.

AIRoffice’in yapısı iç bir bahçe oluşturuyor. Bu mekan, iş saatleri sırasında doğa ile daha yakın bir bağlantı oluşturmaya imkan sağlıyor. Havalandırmanın kabarcıklar yapan sesleri, rahatlatıcı ve odaklanmaya yardımcı olan sesler yaratıyor.

Bahçelendirme ve biyokütleyi besleme ve çıkarma gibi işlevlere sahip alg kültürleriyle olan ilişki, rahatlamak ve odaklanmak için olanaklar sağlıyor. AIRoffice, canlı fotosentetik mikroalgler yoluyla çalışan hava temizleme işlemiyle çalışanları doğrudan bağlayan etkileşimi de sağlıyor.

Yaratılan iç bahçe farklı bir tür ortak çalışma mekanı sunuyor. Masalar, daha gündelik işler ve toplantılar için diğer çalışanlarla olası bağlantı imkanları sunarak bu yeni tip iç peyzaja açılıyor.

Ofisin çalışanlara sağladığı doğrudan fayda bu seviyede analiz edilebiliyor. Soludukları havanın kalitesi ile ilgili farkındalık yaratılması, solunum sağlıklarına direkt olarak etkileyebiliyor.

Aynı zamanda doğal elemanlarla doğaya olan yakınlık özellikle yaratıcılık anlamında sağlık düzeylerinde %15’lik ve üretkenlikte %6’lık bir artışla ilişkilendiriliyor.

Bu istatistikler ofis mekanı algısının daha geniş kapsamda ele almanın yeni bir yoluna işaret ediyor. Çalışma alanı daha kompleks ve çok katmanlı hale geliyor. Bu nedenle doğayla olan temas, çalışanlar arasındaki bağlantıyı daha tatmin edici hale getirerek daha önemli ve kritik bir eleman oluyor. Bu ilişkiler, döngüsel ekonomisinin ortaya çıkmasını destekleyen yeni bir üretkenlik modeliyle içi içe geçen eş yaratıcılar oluyorlar.

Yeşil, yoğun bir bitki örtüsü, modüler oturma alanını içine alıyor. Ana fotosentetik duvar 12 adet fotobiyoreaktör barındırıyor. Bir metre uzunluğunda laboratuvar sınıfı cam kapların her biri 10 litrelik canlı fotosentetik mikroalglerle doldurulmuş. Biyoreaktörler alglere özgü ihtiyaçlara göre ayarlanan üç boyutlu elemanlar dizisi tarafından destekleniyor.

AIR.office, havadan alınabilen ve karbonu temiz malzeme döngüsüne kenetleyen değerli biyoçözünür ürünlere metabolize edilebilen karbondioksit ve kentsel hava kirliliği fikrini sürdürüyor.

İspanyol yosunu yetiştirmek üzere tasarlanmış asılı bir eleman olan hava kabı, bu yan ürünün ve ofis alanındaki kullanılabilirliğinin bir örneği oluyor.

Ofisteki rahatlama bölgesi olarak mikro mekan, hava arındırma ve biyokütle dönüşüm işlemlerinin farklı evreleriyle ilişki içindeki bütün sistemleri barındıran hafif ve bozulabilir ahşap strüktür ile çevrelenmiş. Bu bağlantı sistemi, strüktürün bozulabilir ve mobilyalarda tekrar kullanılabilir olduğundan emin olup strüktürün kolay sökülebilmesini de imkan vererek hızlı ve etkili bir montaj sürecine izin veriyor.

AIR.office’in iç mekanı, modüler oturma alanını kaplayan geleneksel çalışma mekanından oluşan bir sığınağa benzer olarak kentsel bir bitkilenme çevresi barındırıyor. Kolayca sökülebilen ve kurulabilen çerçevelerle bir araya getirilmiş. Taşıma sırasında bir bütün olarak tutulabilen dikdörtgensel parçaların olduğu ve saatler içinde kurulabilen 5×8 metre boyutlarındaki strüktürü sağlayarak yatay parçalar boyunca kolayca kayabilen bir sistem geliştirilmiş.

AIR.office’in bu aşaması, mekanın ışığını, havalandırmasını, filtrelemesini ve yapısını tasarlamasından itibaren bir ofisin iç tasarımını her yönüyle etkileyecek ve geliştirecek bir sürecin başlangıcı olmuş.

Çalışma sırasında üretken olmak, sürdürülebilir yeni tanımına doğru bütünüyle yeni ekolojik anlamlar ediniyor.

Zamanın Ötesinde Tasarım Kaşifleri #8: ecoLogicStudio

Biyoteknoloji konusunda uzmanlaşmış bir mimarlık ve tasarım inovasyon firması olan ecoLogicStudio’nun kurucu ortakları Prof. Dr. Claudia Pasquero ve Dr. Marco Poletto, Geberit’in davetlisi olarak “Zamanın Ötesinde Tasarım Kâşifleri #8” etkinliği kapsamında 9 Ekim’de Türkiye’ye geliyor.

Kayıt:

Konferansa buradan kayıt olabilirsiniz.

Etiketler

Bir yanıt yazın