Eğitimi ve Topluma Hizmeti Temsil Eden Bina: SAMIH

Diamond Schmitt ve MVRDV tarafından tasarlanan University of Toronto, Scarborough Campus'te bulunan SAMIH'in yeni binası, eğitimi ve topluma hizmeti temsil ediyor.

Diamond Schmitt ve MVRDV, University of Toronto, Scarborough Campus (UTSC)’teki Scarborough Academy of Medicine and Integrated Health (SAMIH)’in yeni binasının tasarladı.

SAMIH, üniversite için esnek laboratuvar alanları, sınıflar ve ofisler ile psikoloji kliniği ve eczane gibi üniversite ve toplum arasındaki boşluğu dolduran işlevleri bir araya getiriyor.

Bu olanaklar, dışa doğru açılan beş katlı bir atriyumun her iki yanında yer alarak kampüsün girişinde dinamik yeni bir bina yaratıyor ve hepsi de binaya enerji sağlamaya yardımcı olan entegre güneş panellerinden oluşan bir cepheyle sarılıyor.

Morningside Avenue ve Military Trail’in kesiştiği noktada yer alan SAMIH, Scarborough’ya açılan önemli bir kapı ve kuzey kampüse girildiğinde görülen ilk bina.

Akademi, yeni bir LRT hattı için planların yapıldığı binanın kuzeyindeki Military Trail’i yeniden hizalayacak olan üniversitenin gelecekteki gelişimini göz önünde bulunduruyor.

Military Trail’in güney kampüsü birbirine bağlayan yeni bir yaya omurgasına dönüştürülmesi ve SAMIH’in toplu taşıma ve yaya bağlantısı için önemli bir düğüm noktası haline getirilmesi planlanıyor.

Bu köşedeki konumuna yanıt veren tasarım, öğrenim, araştırma ve kamu hizmetleri için bir bina olarak etkinliğini en üst düzeye çıkarmak amacıyla ortak alanlara özel önem veriyor.

Yoldan geri çekilen binanın yivli batı köşesi, davetkar bir meydan oluşturuyor. Zemin kat cephesi şeffaf ve kamusal toplanma alanı ile bina arasında bir akış yaratarak insanları her yönden içeri davet ediyor.

“SAMIH’in tasarımı iyileşmeye odaklanan bir tasarım. Entegre sağlık eğitimi, tıp eğitimi ve araştırma alanlarına yönelik rolünün yanı sıra insanları iyileştirme ve çevre için iyileştirici bir mimari anlayışa da odaklanıyor. Vizyonumuz, öğrenciler, öğretim üyeleri ve binayı kullanacak olanlar arasında ve akademinin daha geniş çevresiyle bir topluluk oluşturmakla ilgili.”

Dışarıdan engelsiz manzaralar sunan ve içeriye daha fazla doğal ışık girmesini sağlayan atriyum, binanın merkezini oluşturarak akademiyi kamuya bağlarken, öğretmenlerin, öğrencilerin ve öğretim üyelerinin dinlenebileceği ve birbirleriyle etkileşime girebileceği işbirlikçi öğrenme ortamları sunuyor.

Atriyum, batı tarafında ofisler ve sınıflar, doğu tarafında ise laboratuvarlar olmak üzere binanın programını ikiye bölüyor ve her katta yürüyüş yollarıyla birbirine bağlanıyor.

Avludaki pencereler, zemin kattaki kafe ve ders çalışmak ve arkadaşlarla buluşmak için oturma alanları gibi diğer faaliyetlere bir bakış sağlıyor.

Kentsel düzeyde, bina Toronto’nun coğrafyasını karakterize eden vadiler sistemiyle bütünleşiyor. Yakındaki Morningside Park ve Ellesmere Vadisi’nden Morningside Caddesi boyunca uzanan bir parmak yeşillik, projenin peyzajında da devam ederek atriyumun iç kısmında doruğa ulaşıyor.

Vertechs Design tarafından tasarlanan peyzaj, yerli bitkilere ve yerli ekim stratejilerine odaklanırken, kaldırım döşemesi de hareket eden suyun yarattığı desenlerden ilham alıyor. Bu motif atriyumun zeminine kadar uzanarak atriyumun kesintisiz bir peyzajın parçası olduğu hissini güçlendiriyor.

Atriyumun sıcak ahşap tonlarıyla kontrast oluşturan binanın dış cephesinde soğuk grilerin bir karışımı kullanılmış olup, bu paneller aynı zamanda binanın performansında da önemli bir rol oynuyor.

Güney, doğu ve batıya bakan cephelerin kaplamasında binaya entegre fotovoltaikler kullanılmış. Bu çok katmanlı paneller enerji üretirken, atriyumun açıklığını vurgulamak için düzenlenmiş üç farklı tonla binanın görünümüne de olumlu katkıda bulunuyor.

Çatıdaki standart fotovoltaiklere ek olarak bu teknolojinin dahil edilmesi, binanın işletilmesine önemli miktarda yenilenebilir enerji katkısı sağlıyor.

Çelik taşıyıcı sistem, laboratuvar alanlarının düzeninde ve hizmetlerinde büyük ölçüde esneklik sağlıyor. Bu da binanın ömrünü uzatıyor ve laboratuvarların çok az malzeme israfı ve somutlaşmış karbon ile güncellenmesine ve yeniden düzenlenmesine olanak tanıyarak binayı daha sürdürülebilir hale getiriyor.