2. İstanbul Tasarım Bienali logosunu taşıyan ürünler kentin çeşitli noktalarına dağıtıldı. 14 Aralık'a kadar sürecek Bienal boyunca, kitapçıda, kafede, kasapta, restaurantta Bienal imzalı ürünlerle karşılaşmaya hazır olun.
İstanbul’u bir tasarım kentine dönüştürmeyi hedefleyen 2. İstanbul Tasarım Bienali, kolları sıvadı. Bienal ekibi, etkinliğin logosunu taşıyan ürünleri kentin çeşitli mekânlarına dağıttı. 14 Aralık’a kadar sürecek Bienal boyunca, kitapçıda, kafede, kasapta, restaurantta Bienal imzalı ürünlerle karşılaşmaya hazır olun. Önceki gün İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova’nın ev sahipliğinde düzenlenen buluşmada tanıtılan ürünler arasında ıslak mendil, kitap ayracı, bardak altlığı, kasaplarda paket yapmak için kullanılan kağıt, garson önlüğü gibi gündelik yaşam araçları bulunuyor.
‘Gelecek Artık Eskisi Gibi Değil’ başlığıyla geleceğin tasarımına ve yaşam şekillerine dair söz söylemeye çalışan Bienal’in en ilgi çeken işleri arasında Mansour Ourasanah’ın, protein üretiminin küresel sonuçları üzerine bir tartışma yaratmayı hedeflediği projesi ‘LEPSIS: Çekirge Yetiştirme Sanatı’ (LEPSIS: The Art of Growing Grasshoppers) bulunuyor. İKSV ekibinin aktarımıyla, dünyadaki nüfus artışı ve kronik açlığa çare olarak insan tüketimi için evlerde çekirge yetiştirmeyi öneren LEPSIS, ev mutfaklarına yönelik bir böcekle beslenme ünitesi. Bu ünite çekirge üretmek, yetiştirmek ve toplamak üzere kullanılıyor. Çekirgeler oldukça hızlı büyüyor ve aynı miktarda protein üretmek için geleneksel et besiciliği hayvanlarından çok daha az kaynak tüketiyorlar. LEPSIS, çekirge tüketmenin yanı sıra mutfakta üretim yapmaya ve çekirgelerin büyüme sürecini yakından izlemeye olanak sağlıyor. Gıdaların yaşam döngüsünü, tüketim vakit ve ortamlarını da içerecek şekilde ön plana çıkaran bu projeyle, ‘çiftlikten sofraya’ gelen yeni ‘slow food’un çekirgeler olabileceği aktarılıyor.
İKSV tarafından Zoë Ryan küratörlüğünde düzenlenen 2. İstanbul Tasarım Bienali, 1 Kasım-14 Aralık arasında Bienal’in ortak alanı Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’nda düzenlenecek.
Lezzet haplarından koku sözlüğüne…
»Sentetik biyolojiyle tasarımı birleştiren Alexandra Daisy Ginsberg, ‘Altıncı Soy Tükenmesi için Tasarım’ (Designing for the Sixth Extinction) projesi ile geleceğin yaşayan organizmalar üzerinden şekilleneceğini ve çevresel sorunlara cevap vereceğine inanıyor. Tasarımcı bu projesinde toksik çevreyi düzeltebilecek ve yaklaşmakta olan ekolojik çöküşü önleyebilecek bir dizi yeni makine hayal ediyor. Bienal’de, asit yağmurundan ötürü hasar görmüş toprağı iyileştirmek amacıyla üretilen sentetik ‘biyoremidasyon sülüğü’ üzerine yapılan araştırmalar yer alacak.
»Defne Koz ve Marco Susani’nin ‘Sadece Su Ekle’ (Just Add Water) projesi de yemeğin kendisinden onu hazırlamaya yarayan aletlere kadar bütün bir yemek deneyimini tasarlamaya girişip bütün bir yemek deneyimini tasarlıyor. ‘Lezzet Hapları’, yenilikçi gastronomiden, moleküler aşçılıktan ve endüstriyel tasarımdan faydalanan, tasarlanmış bir yemek malzemesi.
»Koku tasarımcısı Sissel Tolaas, NASALO Koku Sözlüğü başlıklı projesine İstanbul’un kokularını da ekliyor. Kokuları görsel ya da somut metaforlar üzerinden anlatma alışkanlığımızı kırmak isteyen Tolaas’ın hazırladığı koku sözlüğü, kokuları ‘iyi’ ya da ‘kötü’ gibi yerleşik yargılara başvurmadan algılamamıza ve yeni bir iletişim şeklinin ortaya çıkmasına olanak sağlıyor. Tolaas, Bienal için, bir süredir devam eden araştırmasına ‘şehrin kokuları’nı ekledi ve Galata, Karaköy ve Tünel bölgelerinden kokular topladı. ‘Hiçbir şey kötü kokmaz; buna neden olan, düşüncelerdir’ diyen Sisel Tolaas’ın koku haritası da Bienal’de yer alacak projelerden.
»Açık Manifesto, endüstriyel tasarımcılar Andrea Trimarchi ve Simone Farresin’in birlikte kurdukları FormaFantasma’nın çalışma sürecini sergiliyor. Kendi tarzlarını ‘yenilerini üretmek yerine mevcut estetiği benimseme’ yolu olarak dile getiren Studio FormaFantasma, balık derilerinden kömür filtrelerine, alternatif malzemelerden ürün tasarımları yapıyor. Araştırma temelli yaklaşımlarıyla ikilinin mevcut zanaat üretimini alternatif malzemeler aracılığıyla hızlandıran bir simyacılık çalışmasına benzetiliyor. Bienal’de, FormaFanstasma’nın daha önce gerçekleştirdiği üç farklı işten örnekler yer alacak.