Ekolojik ve özgürlükçü yeni bir yaşam, yeni bir örgütlenme mümkün diyerek Dersim’den yola çıkan Eko-Jîn bisiklet turu üçüncü gününü geride bıraktı.
Yeni bir yaşam için pedalla” diyerek yola çıkan Eko-Jîn Kolektifi Dersim’de özellikle ekolojik tahribatlara dikkat çeken bir açıklama yaptı.
“Savaş, çatışmalar ve Osmanlıdan kalma Dersim’i insansızlaştırma projeleri bu yeryüzü cennetini yok ediyor. Bizler ülkenin binde dört elektrik ihtiyacını karşılamak ya da güvenlik amacıyla Munzur’un, Pülümür nehrinin, Peri deresinin çamur gölüne dönüşmesini kabul edemeyenleriz. Altın madenleri çıkarılacak diye bin beş yüz bitkinin türünün soykırımına göz yumamayanlarız.
”Sadece Dersim’de ki barajlara karşı değiliz. Aynı zamanda tarım ilaçlarından ve sanayiden çok az zarar görmüş bu kentin birilerinin savaş sonrası turizm planlarıyla yozlaşmasının da karşısındayız.”
Dersim’den sonra Kovancılar ve Maden’e uğrayan Eko Jîn, molalarda köylülerle altın madenleri ve barajların yarattığı ekolojik tahribatlar üzerine sohbet etti. Maden ilçesinden köylüler, yol yapımı için yüzyıllık ağaçların kesildiğini, derenin doldurularak yok edildiğini, altın madeni için bitki örtüsünün tahrip edildiğini anlattı.
Burmageçit köyünde tohum takası yapan kolektif köylülerle GDO’lu tohumlar ve hükümetin tarım politikaları üzerine fikir alışverişi yaptı.
Köylüler kendi tohumlarını kullanamadıklarını, kullandıkları takdirde destek alamadıklarını ancak verilen tohumların da kısır tohumlar olduğunu anlattılar, “Hükümet çiftçiyi öldürüyor” dediler.
Kolektif daha sonra Amed’e doğru yol alırken molalarda bisiklrt tamirlerinin yanı sıra küresel ısınma üzerine iki atölye gerçekleştirdi. Kolektifin belgesel ve fotoğraf ekibi de baraj çalışmaları ve altın madeni sebebiyle ortaya çıkan tahribatları belgeledi.
Hewlêr’de sonlanacak olan turun dördüncü gününde kolektif Amed’e varacak. Kolektif, yol boyunca karşılaştığı tahribatları belgelemeyi, köylülerle sohbet edip tohum takası yapmayı sürdürüyor.