Emek Bizim Platformu, Emek Sineması'nın yerine yapılan Grand Pera projesini protesto etmek için 11 sebep sıraladı.
Emek Bizim Platformu, tarihi Emek Sineması yerine yapılan, içinde alışveriş merkezleri ve Emek Sineması’nın kopyası olarak hayata geçirilen bir sinemayı bulunduracak Grand Pera’ya gitmemek için 11 gerekçe hazırladı. Metinde, sinema endüstrisinin ihtiyacı olarak sunulan “donanımlı sinema salonları”nın gişe filmlerine yönelik olduğu, belgesellerin veya siyasi filmlerin artık burada gösterilemeyeceğinden bahsedilirken Emek Sineması’nın yıkımının hukuki yanlışlarından mimari projede görülen eksiklere kadar pek çok madde sıralanıyor.
Yapılan açıklama şöyle:
Grand Pera adı verilen, Beyoğlu nostaljisi soslu alışveriş merkezi yakın bir zamanda açılacak. Fakat istedikleri kadar reklam çalışması yapsalar da şu gerçeği unutturamayacaklar: Grand Pera AVM, Emek Sineması’nın yıkıntıları üzerinde yükseliyor. Şimdi utanmadan bizleri bu AVM’ye ve tepesine kondurdukları Emek Sineması taklidine çağırıyorlar. Gitmemek için sebebimiz çok!
1. Emek Sineması’nın kapısı sokağa açılır, yani Yeşilçam Sokağı’na. Çakma Emek Sineması’na ulaşmak içinse önce çantanızı bırakıp güvenlikten geçerek Grand Pera adlı alışveriş merkezinin yürüyen merdivenlerine dizilecek ya da daha beteri, asansöre tıkışacaksınız.
2. Grand Pera AVM’nin en üst katına çıktığınızda karşınıza çıkacak sinema salonu, tıpkı yanı başındaki Demirören AVM gibi ‘tarihiymiş gibi yapan’ bir kopya olacak. Emek Sineması iddia edildiğinin aksine ‘taşınmadı’, restore de edilmedi. Tavan ve duvar süslemeleri sökülerek, yerine yapılan AVM’nin en üst katındaki bir salonun içine monte edildi. Koruma uzmanı Prof. Dr. Cevat Erder projeyi şöyle değerlendirmişti: “Korkunç bir ucubeyle karşı karşıyayız. Kolunu koparıp kulağına sokuyorsunuz, ayağını kesip ağzına sokuyorsunuz”. Özetle Kamer İnşaat “para etmeyen, kirli, yağlı” Emek Sineması’nı önce yıktı, şimdi de yıktığını bize nostalji konseptiyle yeniden satmaya çalışıyor. “Büyük oyun”u görün arkadaşlar!
3. Yusuf Atılgan’ın “sinemadan çıkmış insan” tarifini hatırlayın, gördüğü film ona bir şeyler yapmış, sokaktaki insanlarda benzer bir duygu hali aramıştı… Çakma Emek Sineması’ndan çıktığınızdaysa kendinizi alışveriş dünyasının içinde tutsak bulacaksınız. Sokakta yakınlık arayacağınız insanlar bile olmayacak orada, “food lounge” konseptindeki gastronomi katında anlamsız fiyatlarla karnını doyuranlarla karşılaşacak, alt katlardaysa mağaza vitrinlerine boş boş bakarken bulacaksınız kendinizi.
4. Grand Pera AVM’den kendinizi dışarı atmayı başardığınızda bu sefer Emek’i yıkan zihniyetin – ve sermayenin – diğer ürünleri çıkacak karşınıza: kaçak katlarıyla Demirören AVM, turist kazıklama peşinde kötü baklavacılar ve zincir kıyafet mağazaları… Bizzat Emek’i yıkan Kamer İnşaat’ın polis zoruyla tahliye ettiği İnci’de profiterol yemek varken “Niye bu ışıklı vitrinler arasına sıkışıp kaldık ki şimdi” sorusundan kurtulmanız o kadar kolay olmayacak. Sonra yok Beyoğlu nostaljisi, yok bilmem ne…
5. Grand Pera AVM’de karşılaşacağınız tek kopya Emek Sineması’nınki olmayacak. Kamer İnşaat iftiharla sunar: Madame Tussaud’s Müzesi. Emek Sineması’nın tavan ve duvar süslemeleri, yok olmuş bir tarihi hatırlatmak için yeterli değilse, sizi bu balmumu heykel müzesine alalım. Belki de devlet büyüklerimizle bir fotoğraf çektirmek istersiniz.
6. Olur da yangın çıkarsa kendinizi bu sefer bir korku filminin içinde bulmanız mümkün. Mimarlar ve şehir plancılarının çokça uyardığı üzere, İstiklal’in dar sokaklarına bakan Grand Pera’nın yangın çıkışları da oldukça dar. Mimar Mücella Yapıcı, yangın durumunda binada yaşanabilecek tahliye sorunlarını şöyle anlatmıştı: “Mimari projede, birer metrelik koridorlarla açılan üç tane yangın merdiveni görülüyor. 23 bin 466 metrekarelik bodrum katı, çok yoğun bir kullanım alanı olarak hizmet verecek. Bu alanda meydana gelebilecek bir yangın ya da deprem durumunda tahliyeleri sadece bu yangın merdivenleri sağlayacak.” Allah muhafaza…
7. Grand Pera’da sırf dükkan ve eğlence mekanları yok kuşkusuz, sinema endüstrisi de unutulmamış. Kaçak Emek’in katında sekiz adet “en yüksek teknolojik donanıma sahip” sinema salonu daha inşa edilmiş. Şirket, bu salonlarda “gişe filmlerinin yanı sıra festival filmlerine de mekân sağlacaklarını” iddia ediyor reklamlarında. Peki bu hiper teknolojik salonlarda Erden Kıral’ın ya da Costa-Gavras’ın filmlerinin gösterilme şansı nedir sizce? Ya bir Gezi belgeselinin? Peki büyük sermayeye ait olmayan sinemaların bile korkudan gösteremediği Kürt belgesellerinin?
8. Eğer kent hukuku işleseydi, Emek yıkılamayacak ve yerine 30 metrelik cüssesiyle (yaklaşık 10 katlı bir bina yüksekliğinde) Serkildoryan’ın arkasında devekuşu gibi gizlenmeye çalışan bu alışveriş merkezi yapılamayacaktı. Süreçteki hukuksuzlukları saymakla bitmez. 2006’da sinema, Sulukule ve Tarlabaşı’nın yıkılmasını mümkün kılan yasayla ‘Yenileme Alanı’ ilan edildi ve bu yasa kapsamında oluşturulan ‘Yenileme Kurulu’nun insafına bırakıldı. Projeye karşı Mimarlar Odası’nın açtığı, hala devam eden davada bilirkişilerin dayanağı teknik raporu hazırlayan iki akademisyenden biri aynı zamanda projenin danışmanıydı! Üç bilirkişiden ikisi yıkım projesini onaylamamasına rağmen binanın yıkılması engellenemedi. Yenileme Kurulu 2014’te bu sefer Emek Sineması’nın yıkımının projeye uygun yapılmadığı, Serkildoryan ve Melek Apartmanı’nda da çatlaklar oluştuğu gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Hatırlayalım, şirket binaları 25 yıllığına eski Emekli Sandığı’ndan kiralamıştı, yani burası kamuya ait. Kısacası kent hukukunu, koruma kanunlarını delip geçerek inşa edilen bir AVM’den bahsediyoruz.
9. Grand Pera kamuya yani bize ait olan tarihi, mimari ve kültürel bir mirasın sermaye tarafından gasp edilmesinden başka nedir ki? Yırca köylüleri “Emek bizim zeytinimizdir” demişlerdi. Evet, Emek bizim için zeytinlik gibi, Artvinlilerin sahip çıktığı Cerattepe gibi, HES projelerine kurban edilmek istenen vadide akan dere gibi, en çok da Gezi Parkı gibi. Hepimizin ortak geçmişi, ortak geleceği… Yani hepimize ait, tapusu bizde!
10. Emek’i yıkmak ve yerine bu AVM’yi dikmek için yaptıkları zorbalıkları da hiç unutmayın, 2010’dan beri sokakta adım adım verdiğimiz mücadeleyi de… 7 Nisan 2013’ü hatırlayın: O gün yaşadıkları kent ve sinemalarının geleceği konusunda söz hakkı isteyen insanları gaza boğdular. Costa Gavras da oradaydı, Serra Yılmaz da, Erden Kıral da… Hepimiz oradaydık. Grand Pera bir ‘kültür merkezi’ olacakmış… O kültürü var eden insanların iradesini hiçe sayan, şiddetle bastıran bir zihniyetten nasıl bir kültür merkezi çıkar sizce?
11. Arkadaşlar, bugünlerde kendinizi yalnız, güçsüz, belki çokça çaresiz hissediyor olabilirsiniz. Fakat “Bu daha başlangıç!” Hatırlayın, bu sloganı ilk defa bir Emek eyleminde atmıştınız. Dolayısıyla mücadeleye devam: Yeşilçam Sokak’ta yükselen Grand Pera adlı AVM yıkılıp, Emek Sineması tekrar sokağa açılana kadar o güzel perdelerini açmayacak bizim için!
Emek Bizim İstanbul Bizim