24 Aralık Eylem Günü 24 Aralık Cumartesi günü saat 16:00'da Taksim Meydanı'nda buluşup Emek Sineması'nın önüne yürünecek. Ve gece sinemanın olduğu sokakta sabahlanılacak.
Yalnızca sinema mezarlığı Beyoğlu’nun değil, Türkiye’nin en güzel sinema salonu Emek. Koca bir tarihin izlerine sahip olan, o izleri bugüne taşıyan bir yapı. Ancak tarihi önemi ve güzelliği, onun yok olan sinemalar kervanına katılmasına engel olamıyor ne yazık ki. İki yıldır kapalı olan Emek Sineması’nın yıkımının önü, 9. İdare Mahkemesi’nin 1 Aralık’ta aldığı ‘yürütmeyi durdurmanın iptali’ yönündeki kararıyla tekrar açıldı. Bu sürecin parçası olan isimlere sorduk: Emek Sineması için ne yapmalı, nasıl yapmalı?
Tarafları bir araya getirmeye hazırız
Ahmet Misbah Demircan (Beyoğlu Belediye Başkanı)
Biz burada taraf değiliz. Olsa olsa biz yapıcı olan taraftayız. Biz Emek Sineması yaşasın, yaşarken de bu sürdürülebilir olsun istiyoruz. Müthiş bir yanlış anlaşılma var kamuoyunda. Burada projeyi yapan bir mimar, o projeyi onaylayan bir Anıtlar Kurulu, bir de bu projeye karşı çıkan Mimarlar Odası var. Biz istiyoruz ki taraflar bir araya gelsin, tartışsın, anlaşsınlar. Belediye olarak iki yıl önce tarafları bir araya getirmeye çalıştık ama mimarı konuşturmadılar bile o toplantıda. Yapıcı olmak koşuluyla biz yine de tarafları bir araya getirmeye hazırız. Emek gibi sinema salonlarının Beyoğlu’nda yaşaması için uğraşıyoruz.
Bu yağmada hepimizin emeği var
Semih Kaplanoğlu (Yönetmen)
Ben Emek Sineması için şahsi olarak elimden geleni yaptım. Yeşilçam Ödülleri’ne Beyoğlu Belediyesi Emek’e sahip çıkmadığı için katılmadım, filmlerimi vermedim, vermeyeceğim. O zaman kendim katılmadım ve tüm arkadaşları da katılmamaya çağırdım. Ancak maalesef yapımcı/yönetmen arkadaşlarımın çoğu bu çağrıya kulak tıkadılar. İki yıl önce ciddi tavır alabilsek ödül için Emek’i satmasak bugün bazı şeyler değişir miydi emin değilim. Şimdi bu yağma ve talanda maalesef hepimizin emeği var.
İstiklal Türk Broadway’i olabilir
Atilla Dorsay (Sinema yazarı)
Şu “yıkım günleri” geçtiğinde ve her şeyi, en eski ve soylu değerlerimizi bile ranta feda etme salgını en azından biraz gemlendiğinde, Emek ve Beyoğlu için yapılacak öyle çok şey var ki… Eski salonlardan hâlâ ayakta olanların (Emek, Alkazar, Yeni Melek, Elhamra, Lale, belki Taksim/Venüs) hayata döndürülmesiyle, İstiklal Caddesi bir Türk Broadway’i olabilir. Bu salonlara özel sektörün de desteğiyle farklı işlevler verilir. Örneğin Emek ve Yeni Melek birer müzikal merkezi olabilir. Alkazar ve Lale harika birer sinematek/sanat filmleri salonu işlevini yüklenebilir. Emek korunarak, belki etrafındaki gözden çıkarılacak Rüya ve eski İpek/Komedi Sahnesi’nin geniş alanları birkaç küçük sinema salonuna dönüştürülebilir. Cercle d’Orient özel sektörce onarılıp içine biraz kültür, biraz ticaret konan bir tür kültürel AVM olabilir. Böylece Yeşilçam Sokağı, dibindeki eski Ar, şimdiki Sinepop salonunu da kapsayan bir kültür vadisi kimliği alabilir. Ve eski Beyoğlu, yeniyle kaynaşarak yeniden İstanbul’un gözbebeği olan, kalbi olan eşsiz bir semte dönüşebilir.
Yerine yapılacak olan utanç anıtı olur
Mert Fırat (Oyuncu)
Emek, herkes için hem çok büyük manevi değerler taşıyan bir yer, sadece İstanbullular için de değil üstelik, ben bir Ankaralıyım, İstanbul’a geldiğimde mutlaka uğradığım, kültür merkezi gibi bir binaydı orası. Emek Sineması ve Serkildoryan binası tarihi bir yapı ve dünyada bu ve benzeri yapılardan zaten çok az kalmışken, dünyanın birçok ülkesinde bunlar desteklenirken, kiraları kültür bakanlıkları tarafından ödenirken, burada bunun tam tersinin oluyor olması çok üzücü. Son kararı gerçekten aklım almıyor ama yapabileceğimiz şey sonuna kadar direnmek, yılmamak. Eğer tüm bu direnişe rağmen, gün olur da Emek yıkılırsa, oraya yapılacak bina, kültür sanatımız adına, bizim için bir utanç anıtı olacak. Kendi adıma, eğer planlar uygulanır da oraya bir alışveriş merkezi, tepesine de bir sinema salonu yapılırsa, orayı yok sayacağım, gitmeyeceğim.
Kültür sanat merkezine dönüşebilir
Azize Tan (İstanbul Film Festivali Direktörü):
Burası İstanbul’un merkezinde bir kültür adasına dönüştürülebilir. İçinde para kazanılacak dükkân da olsun, sinema, konser, tiyatro, performans merkezi, sinema müzesi de. Sponsorluklarla desteklenen ve kendi kendini ayakta tutabilen bir model üzerinde düşünmeliyiz. Sonuçta burası kamuya ait olduğu için devlet de maliyeti düşürecek çeşitli yardımlar yapabilir, vergi kolaylıkları sağlayabilir. Benim rüyam bu. Ama bu, karşılıklı iyi niyetle rüya olmaktan çıkarılabilir. Burada önce devlet irade gösterip harekete geçmeli, özel sektör ve STK’larla birlikte bir an önce yapıcı bir adım atılmalı. Biz de kurum olarak ‘Yıkılmasın ama ekonomik olarak da işleyen, tüm İstanbulluların içine sinen, bu bloku bir kültür sanat merkezine döüştürecek bir proje nasıl olabilir’ diye düşünüyor ve bu konuda çalışmalar yapıyoruz.
Ömer Kanıpak (Mimar)
Emek’in en önemli özelliklerinden biri fuayesinin, gişelerinin sokak kotu ile olan neredeyse düzayak ilişkisiydi. Sokakla olan bu doğrudan ilişkiyi üst katlarda sağlamak mümkün değil. ‘Film izlemek’ değeri kendinden menkul bağımsız bir kültürel aktiviteden çok alışverişi destekleyici, AVM mıknatısı bir yan etkinlik olarak görülüyor.
Serhan Ada (Bilgi Üniversitesi):
Bir kere Emek Sineması ve çevresinin kültür mirası kabul edilmesi lazım. Sonra da devlet, belediye, bölge esnafı, sanatçılar bir araya gelip neyin nasıl yapılacağı tartışılır. Buradan bir somut öneri bile çıksa kazançtır. İnatlaşmak, AKM’de olduğu gibi kimseye kazanç sağlamaz. Bir de tabii, orasının kültür adasına dönüşmesi, sinema sektörünün yeniden oraya toplanması ciddi ciddi düşünülmeli.
Kamer İnşaat merak edilenleri yanıtladı
Serkildoryan ve Emek Sineması’nın bulunduğu bölgenin yenileme projesini üstlenen Kamer İnşaat, merak edilen soruları, Radikal için yanıtladı
Emek Sineması yıkılıp yerine bir alışveriş merkezi mi yapılacak?
Hayır. Emek Sineması yıkılmıyor, yıkılmaktan kurtarılıyor. Çünkü Emek sinemasının da içinde yer aldığı yapı bloğu aşırı yıpranmışlığı içinde bu haliyle zaten yıkıma terk edilmiş durumda. Bizim projemizde Emek Sineması bütün yapı özelikleri bire bir korunarak ‘moving’ yöntemiyle yapılacak yapının üst katına taşınıyor. Projemizde Emek Sineması’na 10 sinema salonu daha eşlik edecek. Buradaki amaç Emek’in merkezinde yer alacağı bir sinema kompleksi yaratmak.
Projenin içeriği ve kapsamı nedir?
Proje Emek Sineması ve Cercle d’orient (Serkildoryan) binasının Beyoğlu’nun ruhuna ve ihtiyaçlarına hitap edecek ve sürdürülebilir bir şekilde geleceğe taşınması için bulundukları yapı adasının, müzeleri, kültür, sergi ve eğlence merkezleri, mağazaları, restoranları, kafeleri, sinemaları, ofisleri ile desteklenmiş bir merkez haline getirilmesidir.
Bu konsepte nasıl karar verildi?
Söz konusu alanda gerçekleştirilecek herhangi bir proje zaten, tarihi ve kültürel yapılarla çevrilidir. Bu nedenle söz konusu alanda yapılacak bir projenin merkezinde Emek Sineması ve Cercle d’Orinent olmak zorundadır.
Cercle d’Orient binası restorasyon sonrasında hangi amaçla kullanılacak?
Cercle d’Orient binası tamamen korunarak eski fonksiyonuna dönecek. Zemin katları dükkanlar ve üst katları da çeşitli amaçlarla kullanılan ofis katları olarak işlevlenecektir.
Proje’nin kapsamı alanı içine giren binaların hangileri tarihi ve korunması gereken binalar olarak olarak görülüyor.
Proje kapsamındaki kültür varlıkları Cercle d’Orient, Emek Sineması, İpek Sineması’nın Yeşilçam Sokağı’ndaki duvarı, Melek Apartmanı’nın duvarı, İsketinj Apartmanı’nın tamamı ve Yeşilçam Sokağı’nın arka kısmına bakan binaların cepheleri. Projemiz, korunacak binaların koruma kriterlerine ve koruma yöntemlerine uyacak şekilde hazırlandı.