Kadir Has Üniversitesi bünyesinde kurulan İstanbul Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen "Nasıl Yapmalı?" panellerinin bu ayki konusu Emek Sineması'ydı.
27 Nisan Cuma günü Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleşen panelde Gökhan Akçura (gazeteci-yazar), Can Atalay (Avukat, Mimarlar Odası), Senem Aytaç (Sinema Yazarları Derneği) ve Azize Tan (İKSV) konuşmacı olarak yer aldı.
Panelde ilk olarak söz alan Gökhan Akçura, Emek Sineması’nın tarihinden bahsederek, sinemanın ilk yapılışından bugüne kadar geçirdiği değişimleri dinleyicilere aktardı. 1924 yılında Melek Sineması adıyla İpekçi Ailesi tarafından yaptırıldığını, 1950’li yıllarda Emekli Sandığı’nın satın alması ile bugünkü ismini (Emek Sineması) aldığını söyledi.
Avukat Can Atalay ise Emek Sineması’nın hukuki sürecinden bahsederek, uluslararası tüzüklerin Emek Sineması’na yapılmak istenen uygulamaların yapılmaması gerektiğini söylediğini belirtti. Atalay, 1993 yılında Kamer İnşaat ile yapılan sözleşmenin, o dönem projenin iptal edilmesine rağmen 16 yıl sonra tekrar Kültür Bakanlığı’nın bu sözleşmeyi kullanarak projeye izin vermesini anlayamadıklarını söyledi. Demirören Alışveriş Merkezi için de gerçekleşen hukuki sürecin sonuçlarını göremediklerini, hukuki anlamda yapılanların doğru olmadığını ifade eden Atalay, “Emek Sineması’nı kazanmak İstanbul’u kazanmanın en büyük aracıdır,” dedi.
İKSV’den Azize Tan, Film Festivalleri’ne ev sahipliği yapan Emek Sineması’nın 2009 yılında kapanması ile çok mağdur duruma düştüklerini, ilk kapandığı zaman sinemanın “yenileme” amaçlı kapandığı söylenildiğini belirtti. Fakat zamanla bu durumun böyle olmadığını anladıklarını söyleyen Tan, İKSV’nin bir öneride bulunarak Emek Sineması’nın içinde bulunduğu yapı adasının bir kültür, sanat adası olması istediklerini açıkladı. Fakat bu önerilerine karşılık bir yanıt alamadıklarını, muhattaplarının Kültür Bakanlığı ve Belediye olmasına rağmen sürekli Kamer İnşaat’ın karşılarına çıktığını vurguladı.
Sinema Yazarlar Derneği’nden Senem Aytaç da, Emek Sineması’nın yıkılmasını öngören projenin su yüzüne çıkmasından itibaren protestolarını başlattıklarını ve halen daha çabalarını gösterdiklerini söyleyerek, “Kamusal alanlara yapılmak istenen müdahaleler ile yaşayanların söz hakları olmadığını Emek Sineması projesi ile bir kez daha anlıyoruz,” dedi.
Emek Sineması’nın yıkılmasına karşı olarak 12 Mayıs 2012 tarihinde dava açıldı. Fakat yürütmenin durdurulmasının reddine karar verildi. Bu kadar protestolar ve tepkilere rağmen Emek Sineması’nın şu an yıkılmasına engel bir durum gözükmüyor.
1 Yorum
Peki ya mimarlıktan bahseden! Durumu mimari üzerinden okuyacak birisi de tartışmacılar arasından olsa fena mı olurdu?