3. havalimanı ve 3. köprü inşaatlarıyla çevrili Kısırkaya'da plaj yıkıldı.
Eski Çevre Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın ricasıyla imara açtığı Sarıyer’deki Kısırkaya köyünde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), plajı “Hayvan barınağı yapılacak” diye yıktı. Ancak arazi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredilirken bölgeye doğalgaz hattının da çekildiği ortaya çıktı.
Bir tarafı 3. havalimanı, diğer yanı 3. köprü inşaatı ile çevrili Kısırkaya köyü geçtiğimiz hafta, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın da adının karıştığı bir yasal dinleme kaydıyla gündeme geldi.
Billur Özgül’ün Taraf’taki haberine göre, 18 Temmuz 2013’te gerçekleşen dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ahmet Ayyıldız arasındaki görüşmede; Bayraktar, Emine Hanım’ın ricası olduğunu hatırlatıyor ve Gümüşdere ve Kısırkaya bölgesinde imar planlarının değiştirilmesi işinin “derhal” yapılması gerektiğini söylüyordu. Tapeler gündeme bomba gibi düşünce Bayraktar, “Bu adamcağız burayı almış. Ama bürokrasiye takılmış. İflasın eşiğinde. Olmayan bir imar izni vermek gibi bir durum yok. Adam bir şekilde Emine Hanım’a ulaşınca bizim de haberimiz oldu. Hukuksuz bir şey yok” şeklinde bir açıklama yaptı.
Tapelerin gündeme gelmesinden sadece dört gün sonra Kısırkaya köyünde bir hareketlilik yaşandı. Perşembe günü köydeki plaj tesisi ortadan kaldırıldı. Soyunma kabini ve duşların bulunduğu tesis, Sarıyer Belediyesi ekipleri tarafından yıkıldı. Bu şekilde yavaş yavaş bölgenin imara açıldığını söyleyen köylüler ve onlara destek veren çevreciler, dün plajın bulunduğu yere giderek bir eylem gerçekleştirdiler. Eyleme katılan köylüler, yıkımın yavaş yavaş evlerine kadar uzanacağından endişe ettiklerini söylediler.
2012 yılında çıkan 6360 sayılı Büyükşehir Yasası ile köy ve beldeler mahallelere dönüştürülerek şehrin bir parçası haline getirilmişti. Kısırkaya köyü de bu şekilde mahalle statüsüne kavuştu. Bundan sonra bölgede sit alanı içinde kalan kimi yerler imara açıldı. Ancak bölgenin tamamen ranta açılması için “sahil şeridi sorununun” da ortadan kaldırılması gerekiyordu ve harekete geçildi.
Kısırkaya köyündeki plaj tesisinin olduğu yer, imar planlarında mera alanı olarak görülüyordu. Plaj, 1966 yılında İller Bankası tarafından köye gelir sağlaması amacıyla yapıldı. Plajı yıllardır işleten köylüler, buradan gelir elde ediyorlardı. Ancak Kısırkaya, köy statüsünden çıkartılınca plaj köylülerin elinden alındı ve geçtiğimiz yıl Sarıyer Belediyesi tarafından mühürlendi. Köylüler arazilerini geri almak için Milli Emlak’a başvurdular ancak arazinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredildiğini öğrendiler.
Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından büyük bir köpek barınağı yapılıyor. Kuzey Ormanları Savunması’ndan Emin Turan, köpek barınağının bir bahane olduğunu söyleyerek, önümüzdeki dönemde buranının tamamen imara açılacağını dile getirdi. Turan, “Plajın arka bölümünde yapılan barınak için mera olan yerin imar durumu, hayvan koruma amaçlı imar değişikliğine uğradı. Çünkü geçtiğimiz yıl buraların tamamının imar statüsü değiştirilememişti. Ama birkaç yıl içinde barınağı yıkarak burayı tam olarak imara açarlar” dedi.
Heyelan bölgesi olduğu gerekçesiyle Kısırkaya Köyü’ne doğalgaz gelmediğini ancak barınağa doğalgaz hattı getirildiğini belirten köylüler, evlerinin büyük bir kısmının hazine arazisi üzerinde olduğu için plajın ardından yıkım sırasının önce barınağa sonra kendi evlerine gelmesinden korkuyor.
Kuzey Ormanları Savunması (KOS) konuyla ilgili bir basın açıklaması yaptı. KOS’un basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; “Bölgedeki boğulma vakaları, yıkım kararına bahane ediliyor. Gerçekten de köylüye göre 53, resmi rakamlara göre 13 kişi bu yaz, hiçbir denetim ve güvenlik önleminin olmadığı Kısırkaya plajında boğularak yaşamını yitirdi. Ancak Kısırkaya Köyü Dernek Başkanı Nurcan Kocaer, geçen yıla kadar köylünün işletip güvenlik önlemlerini aldığı tesiste çok az sayıda boğulma vakası yaşandığını, oysa plajın mühürlenip denetimsiz bırakılmasıyla birlikte çok sayıda insanın boğulduğunu belirtiyor. ‘İnsanlar buranın çay bahçesinde, soyunma kabininde mi boğuluyor da buraları yıkıyorlar?’ diye soruyor. Kısırkaya halkı, bütün özelleştirme vakalarında görülen, önce hizmet vermeyip çökertme, sonra bakımsızlığı bahane göstererek yıkma uygulamasının plaj tesisi için de geçerli olduğunu söylüyor.”