Biz kentsel dönüşüm konusunda birçok yazı yazıp batı ülkelerinden de örnekler verdik...
Biz kentsel dönüşüm konusunda birçok yazı yazıp batı ülkelerinden de örnekler verirken birkaç yazımızda kent içinde kalmış gerek depremsellik gerekse şehircilik ve çevre açısından çeşitli sorunlann yaşanmasına sebep olan sanayi bölgelerimizin de dönüşümünden bahsettik.
Bizim dışımızda konuyu İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı değerli dostumuz Necati Şahin’in de birkaç defa kentimiz gündemine getirdiğini biliyoruz.
Ancak bu konuda ciddi hiçbir çalışma ve hazırlık yapılmadığı görüyoruz.
Gerek kentimiz gerekse kentsel dönüşüm için son derece önemli gördüğümüz bu konuyu bir defa daha bu konuda Arkitera Mimarlık Merkezi’nin VitrA, Siemens Ev Aletleri ve Emlak Konut GYO ana sponsorluğunda düzenlediği ArkiPARC toplantısının konuğu olan Alman uzman M. Schwarze-Rodrian‘ın tecrübelerini kendi ağzından aktararak ilgililerin yetkililerin dikkatine sunmayı faydalı gördük.
Almanya Ruhr Bölgesi’ndeki kentsel dönüşüm konusundaki deneyimlerini İstanbul’daki bir panelde aktaran Michael Schwarze-Rodrian, sürdürülebilir kent gelişimi, endüstriyel miras ve dönüşüm alanları ile bölgesel parklar hakkında otorite sahibi bir peyzaj mimarı.
Özellikle Endüstriyel Kentsel dönüşüm konusunda tüm dünyaya örnek olan Almanya’daki Ruhr Bölgesi için hazırlanan Emscher Landschaftspark2010 projesinin masterplan direktörlüğünü yürüten Schvvarze-Rodrian, aynı zamanda 19801i yılların başından beri Ruhr’da yaşıyor.
2007 yılından bu yana ise yeni kurulan Ruhr Bölgesel Geliştirme Ajansı Metropoleruhr GmbH’da proje yürütücülüğü yapıyor.
Emscher Landschaftspark2010 projesini başlangıcındaıberi yönlendiren Schvvarze Rodrian, bu masterplan dahilinde ekonomik değişime dayanan sürdürülebilir bir kentsel doku yaratma amacıyla 20 kenti ve yerel kuruluşları aynı platformda buluşturmasıyla dikkat çekiyor.
Farklı stratejilerin bir araya getirilmesi sonucunda gerçekleştirilen bu projeler, tüm dünyaya kentsel kalite ve endüstriyel alanların yerel dönüşümü konularında örnek olmaya devam ediyor. Schvvarze-Rodrian, ayrıca peyzaj mimarlığının kentsel tasarım disiplinleri arasında sahip olduğu konumun algılanması ve aslında tüm tasarım ve planlama dallarının hem birbirleriyle, hem de özel sektörle entegre bir çalışma içinde olması zorunluluğunun fark edilmesi açısından da önemli sözler söyleyen bir uzman.
İstanbul’daki panelde kendisine sorulan şu soruya verdiği cevap; Metropolitan Planlama Deneyimleri ve istanbul Örneği panelinde Michael SchvvarzeRodrian şunlan söyledi:
“Aslında Ruhr Bölgesi’nde toplam 53 kent 90’lı yıllarda düzenlenen Uluslararası Bina Sergisi (IBA Internationale Bauausstellung) sırasında IBA ve Emscher Landschaftspark organizasyonları, bu kentlerden 17’sini içeriyordu.
IBA, 1999 yılında sona erdiğinde ise 3 kent daha katıldı ve yerel parkın gelişiminde yer almak istediklerini belirtti. Bahsettiğiniz 20 kent böylece bir araya gelmiş oldu.
Ancak bu 20 kent bölgedeki tüm kentlerin sayısının neredeyse yansı demek. Anlatmak istediğim, bu çalışmanın zorlayıcı ve resmi bir anlaşmalar süreci sonunda ortaya çıkmadığı. Aksine, tamamen özgür iradeyle karar verilen, proje odaklı bir çalışma söz konusu. Bu nedenle de, farklı kentler arasındaki koordinasyon da resmi aşamalarla ve bürokratik kurallarla değil, gayri resmî bir şekilde oluşturulan takımlarla sağlandı. Farklı stratejiler entegre edildi. Yani, şu anda projeye dahil olan 20 kent,kendi istekleriyle orada bulunuyor ve çalışıyor.
Ayrıca, 20 kenti aynı noktada buluşturmak, her kentin yapısına özel olarak gösterilen ilgi ve saygıyla mümkün. Şehirlerden her biri, kendi başına bir paydaş niteliğinde…
Bu süreci yürütmek için her kentin kendine özgü çalışma alanları, nitelikleri, eksiklikleri ve problemlerini iyi tanımalı ve kendimi bu açıdan yeterli hissetmeliydim. Projenin her parçasıyla kendi başına tek bir projeymiş gibi özenli bir şekilde ilgilenmek zorunda idim. Bir diğer önemli nokta ise tabii ki şeffaflık. Birçok ortağı olan büyük bir projede başanlı olmanın yolu kesinlikle şeffaf bir süreç yaratmak…
Sadece benim kentler hakkında bilgi sahibi olmam yetmiyor, ayrıca her kentteki yönetim birimleri ve bireyler de benim ne yapmakta olduğum hakkında açıkça bilgi sahibi olmalı.
Hiçbir yetkilinin bir diğerinden bilgi veya gelişme saklamadığı, kulis çalışmalarının olmadığı bir ortamdan bahsediyorum. Çünkü gerçekleştirilen proje, kamuya ait” Bundan sonraki yazımızda Alman uzmanın dönüşümle ilgili görüşlerini aktarmaya devam edeceğiz.
Kaynak; Burcu Karabaş’ın yazısından faydalanılmıştır.