Bakan Bayraktar kentsel dönüşümü Fatih Altaylı'ya anlattı.
Çevre Ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kamuoyunda “kentsel dönüşüm” yasası olarak bilinen “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun”la ilgili merak edilenleri Teke Tek’te Fatih Altaylı’ya anlattı.
Altaylı’nın “Bu yasa neler getirecek? Neler olacak bu yasadan sonra?” sorusu üzerine Bayraktar, şunları söyledi:
“Biz ne yaptıysak bu yasaya kamuoyunda ‘kentsel dönüşüm’ yasası demekten kurtaramadık. Bu bir kulvar. Tüm kentsel dönüşümü kapsamıyor. Bu yasa diğer kentsel dönüşüm yasalarından değişik, afet riski taşıyan binaların dönüşümüdür. 1956’dan bu yana çıkartılan kentsel dönüşüm yasaları var. Rahmetli Özal’ın çıkardığı kısmen af olan büyük bir kentsel dönüşüm yasası var. Belediyelerin kanunlarında oldum olası var. Bizim dönemimizde de yenilenmesi gereken alanlarla ilgili kanun çıkardık. Belediye kanunun 73. maddesini değiştirerek çok kuvvetli bir yasa yaptık. Bu yasada kamu arazisi olmayan yerlerde belediye, kamu arazisi olan yerlerde Bakanlar Kurulu yetkili.
Bizim yasa öncelilkle olarak afet riski taşıyan alanların, binaların dönüştürülmesidir. Mal güvenliğini, mülkiyet hakkını, İnsanların can güvenliğini, yaşama hakkını koruyan bir yasadır. Diğer yasalar karşısında daha güçlü bir yasa. Öbür yasalarla beraber bu dönüşümü sağlayamadık. Türkiye’nin kendi bir olgusu, bina stoğu var. Türkiye’de yaklaşık 19,5 milyon bina stoğu var. Birim konut yani şehir diye adlandırılan yerler yani nüfusu 10.000’den yukarı olan kasabalar ilçe ve illerde yaşayan 20 milyona yakın kullanılan hane var. Bunları değiştirmek çok zor. İnsanları olduğu yerden başka yere taşımak ve ‘senin evini yıkacağız’ demek çok zor bir olay. Diyelim ki bir kişi kamu arazisinde ya da başkasının arazisinde salaş bir yapı yapmış. Derme çatma bir yapıyı izin almadan yapmış. Şimdi yasa çıktı. Düşünüyor ki bu binadan nasıl 3 bina alırım nasıl rant elde ederim. Biz bunu görüyoruz. Böyle çok önemli bir olay. Bu yasanın esas hızlanmasının sebebi budur.
2010 yılında biz büyük bir kurultay yaptık. Orada kentsel dönüşümün ne kadar elzem olduğunu anlattık. Başbakanımız ve bakanlarımız geldi. Orada bu işin ayak izleri duyuldu. Ama Van bu işi tetikledi. 3 veya 5 senelik bir çalışma bu. Ciddi bir çalışma sonucu bir yasa yaptık. Meclise gittikten sonra 25 maddenin 12’si geçince bir daha durdurduk. Eleştiriler gelsin yanlışlıkları nelerdir, düzeltelim diye… Yasanın en önemli özelliklerinden bir tanesi mülkiyet hakkına dokunamıyordu. Bizim geri kalmış ülkelerde olduğu gibi bu şekilde mülkiyet statükosunu devam ettirerek işin içinden çıkamayacağımızı bilimadamları söyledi. Kimsenin hakkını yemeyelim dedik. Fakat bu işin yolunu açarken önümüze takoz koyanları da aşmak için nitelikli çoğunluğun verdiği kararlara da diğerleri uysun.
Bayraktar, “Riskli bir bina var. Apartmandan 10 kişi bu binayı yıkıp yenisini yapmak istiyor. Bir kişi karşı çıktığında olmuyordu. Şimdi bu değişti mi?”sorusuna da şu yanıtı verdi:
Şimdi 3/2 çoğunluk gerekiyor. Nitelikli çoğunluğun verdiği kararlara diğerleri de uymak zorunda. SPK tarafından görevlendirilen uymayan, razı olmayan hissedarların hisselerini değerlendireceğiz. Bundan sonra yine açık arttırmayla anlaşma sağlayan diğer hisse sahiplerine satışa sunacağız. Almadılarsa o zaman devlet olarak ekspertiz değerinden ödeyip alacağız. Maliye adına teshir ettikten sonra anlaşma sağlayanların anlaşması neyse biz de devlet olarak onlara uyacağız. Eğer bizden yardım isterlerse onu da ödeyeceğiz. Bu şekilde çarkı döndüreceğiz. Mahkemeye gitme, tazminat hakları da var. Ancak yürütmeyi durdurma hakları yok.
Burada maksat iş yürüsün. Binanın deprem riski taşıması gerekiyor ancak. Bina bakanlık tarafından lisanslandırılan kurumlar tarafından tespit edilecek. Vatandaş dedi ki, ‘Benim binam sağlam o tespit yanlış’ öyle bir durumda bir üst kurula şikayet edecek. Akademisyenlerden ve bakanlığın atadığı kişilerden 7 kişilik bir kurul oluşturulacak. Ama bunun sonucunda da yürütme durdurulamayacak. Amaç burada afet depreme dayanıksız bina bulmasın. Bu işi devlet nasıl yapacak diyerek eleştiriyorlar ancak bu işi vatandaş yapacak.
“Yeni meydanlar yapacağız. Modern hayatın gerektirdiği mekanlar olacak. Yeni şehirlerin şekli şemali değişecek” diyen Bayraktar, şöyle devam etti: “Bu işte esas hedefimiz bu dönüşümde vatandaşların sahiplenmesi. Biz de yasanın getirdiği imkanlarla her türlü vatandaşı istifade ettirelim. Türkiye’nin yüzde 90’ı birinci bölge deprem bölgesi. İstanbul’da da deprem bölgesi sahilde. Bunları mutlaka taramamız lazım.”
Bu çalışmalardan herkesin haberdar olması gerektiğinin altını çizen Bayraktar,”Duyan duymayana anlatsın vatandaşın bu işe ilgi göstermesi lazım. Üniversiteleri, belediyeleri bu işin içine sokmaya çalışacağız. Diğer taraftan sıkı denetim yapacağaız. Deprem riski taşıyan ilçede, ilde tespit yapılmazsa biz resen gidip tespit yapacağız. Vatandaşa diyeceğiz ki, ‘Senin binan riskli’ Ondan sonra 60 gün süre vereceğiz. Kendin yapman gerekini yap. Ses çıkmazsa tekrar tebligat yapacağız. Yine makul bir süre vereceğiz. O süre içinde de yıkmazsa biz bunu yıkacağız. Bunun kurtuluşu yok” şeklinde konuştu.
“Dönüşüm” çalışmalarını iyi yapan belediyelerin olduğunu kaydeden Bayraktar, şöyle devam etti: “Biz hangi belediye altyapısını hazırladıysa oradan başlayacağız. Hangi vatandaş rıza gösterdiyse oradan başlayacağız. Biz o vatandaşa imar yönünde de kira yönünden de kredi yönünden den yardımcı olacağız. İçinde kiracı varsa kiracıya kira yardımı yapacağız. içindeki mal sahibi, onun yapacak durumu yoksa kredi desteği vereceğiz. ‘Dairemi alın’ diyorsa ona faiz sübvansiyonu yapacağız. Şu andaki konut kredilerinden en düşük krediyi veren bankalara biz de yüzde 20-30 kredi desteği yapacağız. Hatta kiracı da değil, orada bir şekilde oturuyorsa ona da yardım edeceğiz. Sosyal devlet anlayışı içinde… Bir özelliği vatandaşın kendisi yapması, bir özelliği de bu yasa kapsamında dönüşüm yapacak olanlara yapacağımız desteklerdir”
Kamu binaları için de projeleri olduğunu kaydeden Bayraktar, kaçak yapılarla ilgili soru üzerine, “Buna imar verebiliyorsak imar vereceğiz, yerinde yapacak. Ama imar veremeyeceğimiz bir yerdeyse ona imar vermeyeceğiz. Ancak affa da girmeyecek. Yeni bina yapmak için başka yerde kredi desteği verebiliriz, kira yardımı da var. Arsasının bedeli varsa onu da, enkaz bedeli varsa onu da öderiz” diye konuştu.
Nüfusun yoğun olduğu ve deprem riski taşıyan bölgelerde ciddi çalışmalar yapacaklarını kaydeden Bayraktar, “TÜİK’in çalışmalarına göre yirmi milyona yakın konut var 1. derecede deprem kuşağı üzerinde. 6.5 milyon konut depreme dayanaksız. Acil olanı bu” dedi.
Bir yandan tespitlerin yapılacağını ve 4 ay içinde yıkıma başlayacaklarını söyleyen Bayraktar, “Ciddi bir giriş yapacağız” dedi. Kısa ve uzun vadeli planlarının hazır olduğunu belirten Bayraktar, “Bu salt bir kentsel dönüşüm değil. Aynı zamanda Türkiye’yi güzelleştireceğiz. Yapı stoğumuzu güzelleştireceğiz, şehirlerimizin fotoğrafları güzelleşecek. Enerji tasarrrfu sağlayacağız” şeklinde konuştu.