“Ernst Egli ve Türkiye’de Modernliğin Arayışı” Mimarlar Odası Yayınları’ndan Çıktı

1927-1940 yıllarında Türkiye'de yaşayarak mimarlık kültürüne büyük katkı sağlayan mimar Ernst Arnold Egli hakkında Oya Atalay Franck tarafından yapılan kapsamlı araştırma Mimarlar Odası Yayınları tarafından basıldı.

Oya Atalay Franck’ın Politika ve Mimarlık: Ernst Egli ve Türkiye’de Modernliğin Arayışı (1927-1940) başlıklı kitabı, Mimarlar Odası Ernst Egli Anma Programı’nın ilk kitabı olarak Mimarlar Odası Yayınları arasında yayımlandı. Ali Cengizkan’ın kitabın önsözü olarak yer alan tanıtım yazısı şöyle:

Kitap, 1927 yılından 1940 yılına kadar ülkemizde yaşayan, eğitimci olarak Türkiye mimarlık eğitimine, tasarladığı eğitim-kültür-sanayi-konut yapılarıyla mimarlık pratiğine, öngördüğü ve üzerine tartıştığı şehirlerin oluşumu üzerine tasarladığı planlarla ve yazdığı yazılarla eleştirel, yapıcı, özümleyici pek çok katkıda bulanan Ernst Arnold Egli (1893-1974) üzerine ilk kapsamlı ve birinci el araştırma…

Ernst Arnold Egli çok yönlü bir mimar. Yaşadığı tarihsel dönem içinde dünya mimarlığının “Modern Hareket” ile dönüşüm geçirmeye başlaması; ‘taşındığı’ ülkenin yedi yüzyıllık bir imparatorluktan Cumhuriyet yönetimine geçişi yaşıyor olması; bu alt-üst oluş ortamında Atatürk ile yakın ilişkisi dolayısıyla Sanayi-i Nefise Mektebi’nde, yeni adıyla Güzel Sanatlar Akademisi’nde mimarlık eğitimi programını yenileştirmek ve Milli Eğitim Bakanlığı Proje Bürosu’nu kurup yönetmekle görevlendirilmiş oluşu; kendi deneyimi ve rolü için oldukça ayrıcalıklı bir konumu tanımlıyor. Bu zengin, ayrıcalıklı ve karmaşık durum, bir ‘yabancı mimar’ olarak dönemin kurucu politik aktörleri arasındaki varlığını şu başlıklar altında işlemeyi olası kılıyor: 1. Türkiye Bağlamında Toplum, Siyaset ve Mimarlık; 2. Modern ile Geleneksel Mimarlığın Sentezine Dair Denemeler; 3. “İşlevselliğin Simgesi” Olarak Mimarlık; 4. Modern Mimarlık ve Devlet Erkinin Temsili; 5. Sentezin Sonucu Olarak Özgünlük; 6. Bağımsız bir Modernizm Yolunda.

Egli’nin Türkiye’deki üretimini dört safhaya ayırıyor yazar: 1927-30 arasında, modern mimarlık anlayışının bölgesel koşullara uyumlandırılmasına, erken deneylere özgüleniyor. 1930-34 arasında, artık öğrenilmiş olan bölgesel değerlerin ifadesi, daha saf, daha arı bir mimarlık dili kurmak için geri çekinik kılınıyor. 1934-36 arasında özellikle kamu binaları tasarımı ile uğraşılıyor ve “temsil”, “erkin temsili” arayışları, mimari dilin ana düşünsel katkı dağarını oluşturuyor. 1936-40 arasında dekanlık görevinden ve Milli Eğitim Bakanlığı Büro Şefliği’nden ayrılması nedeniyle, mimari tasarım talepleri azalıyor; şehir planları tasarlama işiyle uğraşıyor.

“Bir Başka Modern!”… Ilımlı ve bağlamsal bir modernizmin mimarı olarak tanımladığı Egli için yazarın kullandığı nitelik bu. Bu niteliğin kitapta, ulusal-uluslararası, çağdaş-tarihsel, içsel-dışsal, akran-öncül, resmî-gayri resmî konum, özellik ve gelişmelerle kuşatıcı biçimde, titizlik içinde açımlanıp anlatıldığı açık.

Etiketler

Bir yanıt yazın