Japonya’nın Tokyo şehrinde konumlanan Escenario SHIROKANE, Sasaki Architecture tarafından tasarlandı.
İçinde konut, perakende satış ve ofis alanlarını barındıran Escenario SHIROKANE, Minato’nun Shirokane ilçesinde Furukawa Nehri’nin güneyine uzanan bir caddede, dört yönlü bir kavşağın köşesinde yer alıyor.
Geleneksel Japon sokaklarını andırmakla birlikte onlar kadar dar olmayan bir yol üzerinde olması dolayısıyla her iki cephesi de uzak mesafeden görülebiliyor. Bundan dolayı Sasaki Architecture ekibi, ikonik bir tasarım ortaya çıkarmayı hedeflemiş.
Işıkta parıldayan bir yüzeye sahip beş katlı binanın girinti ve çıkıntılar oluşturan dış cephe kompozisyonu, sokağa düşen gölgelerin günün saatine ve mevsimsel değişikliklere bağlı olarak değişkenlik göstermesini sağlayarak çok çeşitli görünümlere imkân veriyor.
Shirokane sakinlerinin, ziyaretçilerin, yayaların, bisikletçilerin ve sürücülerin canlılıklarının bir yansımasını sunuyor. Binanın birinci katı, sürgülü ve cam kapılı girişten ulaşılan restoran birimlerinden oluşurken, ikinci kattan dördüncü kata kadar her seviyede iki adet konut birimi yer alıyor. Son olarak, dördüncü kattaki girişin ardından bir merdiven, beşinci kattaki iki katlı daireye ve ofis birimine ulaşılmasını sağlıyor.
Konut birimleri, tek kişilik bir stüdyo daireden oturma, yemek ve mutfak alanlarına sahip tek yatak odalı dairelere kadar çeşitlilik gösteriyor. Geniş açıklıklara sahip olacak şekilde tasarlanan bu üniteler, mekân, ışık ve rüzgâr etkisini yeniden geliştiriyor. 3,7 metre yüksekliğindeki tavanı ile iki kat yüksekliğinde tasarlanan geniş mekân, konut ya da ofis alanı olarak kullanılabiliyor.
Sasaki Architecture ekibi, mimari yapının bileşiminde minimum miktarda atık oluşturmak ve üst düzeyde mekânsal özgürlük sağlamak için sürgülü duvar kullanmayı tercih etmiş. Basit bir tasarım oluşturmak için kullanılan sürgülü duvar, yatak odasının ve oturma odasının tek bir birim olarak kullanılabilmesini de sağlıyor.
Aynı zamanda, odalar arasındaki mekânsal ilişki, esnek bir yapıdan ödün vermeden her konut sakininin bireysel ihtiyaçlarını da karşılamaya imkân veriyor.
Malzemelerin zıtlığını vurgulamak için beyaz ve beton duvarları bir arada kullanılmış. Bu mekânsal esneklikte malzemelerin kullanım şekli ile ekip, binanın çevresi ile olan ilişkisinden de ilham alarak minimalist bir tutum sergilemeyi ve benzersiz bir deneyim sunmayı hedeflemiş.
Mekânda özgürlük ilkesine sahip yaşam tarzı, sakinlerin mekânı kontrol etmede öncü bir rol üstlenmesine olanak tanımış.