“Eski Başkan, Yeni Başkan Ulus’ta Yıkıma Devam”

Orhan Bozkurt, Orhan Bolak, Gazanfer Beken tarafından tasarlanan Ulus İş Hanı kompleksinin yüksek katlı kütlesinin "meydan kazanmak amacıyla" yıkım kararı alınmasına karşılık TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi bir basın açıklaması yayınladı.

Yapılan açıklamada özetle Ulus Meydanı’nın Ankara’nın en önemli meydanlarından biri olduğu, meydanın Zafer Anıtı ve kendisini tanımlayan her biri kültürel miras niteliğindek yapılarıyla kentin belleği açısından çok önemli olduğu söyleniyor. 

Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Tabiat Varlıklar Dairesi Başkanlığının Belediye Başkanı “Olur”una sunduğu yazı ile son olarak Spor Genel Müdürlüğü tarafından kullanılan, Ulus İş Hanı kompleksinin yüksek ofis kütlesinin “meydan kazanmak” amacıyla yıkılacağını öğrenmiş bulunmaktayız.

Bilindiği üzere Mongeri, Holzmeister, Elsaesser, Egli, Kemaleddin Bey, Vedat Tek gibi ünlü mimarlar tarafından tasarlanmış olan; Osmanlı Bankası (Garanti Bankası/SALT Ulus), Emlak ve Eytam Bankası (PTT Pul Müzesi), Ziraat Bankası, TEKEL Binası (Yunus Emre Enstitüsü), Mekteb-i Sanayi (Ulus Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi), Merkez Bankası, Sümer Bank (Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi), İş Bankası, Eski Başbakanlık Binasının üzerinde bulunduğu Bankalar Caddesi ile Stad Otel (Radissa Blu Otel), Ankara Palas, Eski Sayıştay Binası, 1. ve 2. TBMM, 100. Yıl Çarşısı’nın bulunduğu Cumhuriyet Caddesini erken dönem planlanan Cumhuriyet kentlerinde görülen tren garı-Atatürk heykeli ilişkiselliğinde karşılayan Ulus Meydanı Ankara’nın en önemli meydanlarından biridir. Ankara Zafer Anıtı’na ev sahipliği yapan meydan şu anda yaklaşık 2 dönümlük bir alan kaplamaktadır ve anıtıyla, kendisini tanımlayan yapılarıyla, geçişken olmasıyla, önemli günlerde gösterilere ve toplantılara ev sahipliği yapmasıyla Ankara’nın mekânsal olarak tanımlı olan ve kent yaşamında aktif kullanılan tek meydanıdır.

Yıkılması talep edilen yapı da, Osmanlı’nın son dönemlerinden 1970’li yıllara kadar Ankara’nın mimari geçmişini çok dar bir alanda bize sunan bu iki hattın kesişiminde yer alan Ulus Meydanını tanımlamaktadır. 1952 yılında açılan bir yarışma sonucunda elde edilen, 7 bloktan oluşan bu yapı, anıt, meydan ve civarda yer alan diğer yapılarla birlikte çözülmüş, bütüncül bir kompleks olarak kentlilerin yoğun kullanımına ev sahipliği yapmış ve kent belleğindeki yerini almıştır.

Yapının yıkımına ilişkin sunulan “Olur” yazısında ise, kentin eskiyen dokularını ve yerleşim alanlarını yenilemek, kültürel miras değerini korumak, koruma/kullanma dengesini sağlamak, sosyal donatı alanlarını sağlıklaştırmak, ulaşım ve otopark sorununu çözmek, kültürel dokuyu geleceğe taşımak amacıyla restore etmek, prestijli çekim alanları oluşturmak gibi vitrin kavramlar kullanılmakta fakat söz konusu yapının yıkılmasının gerekçesi bilimsel olarak ortaya konmamaktadır. Böylesi bir kararın popülist söylemler dışında, mesleki bilimselliğe ve kültürel etiğe dayanması gerekmektedir. Ankara Büyükşehir Belediyesinin Ulus İş Hanı’nın meydan genişletmek adı altında yıkılması yaklaşımının hangi ihtiyaç doğrultusunda ortaya koyduğunu kamuoyuna görevi gereği açıklanması gerekmektedir.

Hatırlatmak isteriz ki, erken dönem Cumhuriyet yapılarından olan ve önemli bir kurumsal geçmişi de temsil eden İller Bankası Binası’nın “camiye meydan kazandırmak amacıyla” yıkımı üzerinden henüz altı ay geçti ve bu yıkıma ihtiyaç oluşturan devasa Cami inşaatı nedeniyle Ankara’nın en eski ve önemli meydanının tüm değerleriyle birlikte geri dönülemez biçimde yok edildi. Yıkılan İller Bankası binası yerine ise çim ekildi. Belki de dünya tarihinde anıtsal bir kamu yapısının çim ekilmek için yıkıldığı tek örneği yaşadık. (Bkz: http://spoankara.org/haber/bu-ankaranin-maruz-kaldigi-cehaletin-portresidir/) Yapının yıkımına ilişkin sunulan “Olur” yazısı göstermektedir ki şehrimizin uzun yıllardır maruz kaldığı yönetim anlayışındaki keyfi tahribat faaliyetleri devam etmektedir. Yeni Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı değişmeyen bir zihniyet ile Ankara’nın tarihi geçmişi olan Ulus’a büyük yıkım projeleri ile saldırmaya devam etmektedir. Bu şekilde Ankara’nın tarihi belleği popülist bir tavırla bilimsellikten uzak, keyfiyete dayanan ve bu anlamda cahilce görülebilecek uygulamalarla yok edilmeye çalışılmaktadır.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden herhangi bir bilimsel temele dayanmayan, hangi ihtiyaca yönelik geliştirildiği belli olmayan bu hamlesinden vazgeçmesini bekliyoruz. Ankara’nın Tarihi Kent Merkezi Ulus için yürürlükte olan bir koruma planı bulunmadığını da hatırlatarak tarihi ve kültürel değerlerimizin tüm mekanlarını her ölçekte koruyacak bütüncül ve bilimsel bir plan çalışmasının ivedilikle başlatılmasını talep ediyoruz.

Bu noktada kentin tarihi geçmişini savunmak ve yaşanabilir bir kentin oluşmasına katkı sağlamak Anayasal görev olarak kendine verilmiş bir meslek örgütü olarak bu konuda her türlü mücadeleyi yürüteceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Etiketler

Bir yanıt yazın