David Chipperfield, Berlin'deki ilk piyano fabrikasını yenileyip genişleterek kendi stüdyosunu yarattı.
2013 yılının sonlarında tamamlanan proje mimarın hem evi hem de ofisi olarak kullanılıyor.
Savaşta hasar gören alanı restore etmek ile yeni binalar inşa etmek arasında kalınmamış. Projede, tarihten gelen tipik avlu yapısı sürdürülürken ve bu, akışkan bir dış mekana dönüşürken basit kübik hacimler ise bağımsız yapıları oluşturuyor.
Proje ekibi orijinal binaların mekanda yarattığı kapatma hissini yeniden kurmak istemiş. Bunun için sokak cephesini kapatmış ve dört yeni yapı hacmiyle yarı kamusal avlular oluşturulmuş.
Tarihi fabrikaya yeni eklenen binalardan biri caddeye cephesi olan dört katlı bir yapı. Sergi galerisi ve etkinlik mekanı olarak kullanılacak olan bu binanın üç katı aynı zamanda Chipperfield’ın kişisel dairesi olacak.
Olduğu gibi bırakılan beton duvarlarda açılan altı geniş pencere, iç mekana çeşitlilik kazandırıyor.
Diğer iki dört katlı blok ise tarihi 1895’e uzanan piyano fabrikasının yanında konumlandırılmış. Bu yapılar toplantılar ve ofisler için fazladan mekan oluştururken fabrika mekanı ise stüdyolara bırakılmış.
İki katlı bahçe bloğu ise çalışanların kantini gibi işliyor. Ekip, avluda yaratılan kantinin sosyalleşmek için yarı kamusal mekan oluşturduğunu söylerken bir kampüs havası oluşturduğunu da ifade ediyor.
David Chipperfield, 24 Şubat’ta bir konferans vermek üzere İstanbul’da olacak. Mimarı dinlemek için buradan kayıt yaptırabilirsiniz.
2 yorum
Düzeltilmiştir, yeniden deneyebilirsiniz.
David Chipperfield konferansına kayıt yaptırmak için vermiş olduğunuz bağlantı çalışmıyor.