Simge haline gelen Alaattin Demirel, kamulaştırma kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açtı. Demirel, şirketlerin sunduğu tek taraflı sözleşmelerin, sipariş edilmiş gibi birebir uyduğunu söyledi.
Kadıköy Fikirtepe’de düğümlenen kentsel dönüşüm sürecini çözmek için alınan kamulaştırma kararı mahkemelik oldu. Firmanın sözleşme imzalamaktan kaçtığı geniş bir arazinin ortasında tek başına yıkılmadan kalan evi ile simge haline gelen Alaattin Demirel, kamulaştırma kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açtı. Firmaların sunduğu tek taraflı sözleşmeler kat malikleri tarafından imzalanmazsa kamulaştırma işlemleri başlayacak.
Demirel, firmanın şu an dayattığı sözleşmenin sipariş edilmiş gibi firmanın taleplerine birebir uyduğunu söyledi. Sözleşmede kat maliklerine kaç metrekare yer verileceğinin, inşaatın ne zaman başlayıp ne zaman biteceğinin bile taahhüt altına alınmadığını vurguladı.
Bakanlar Kurulu kararıyla riskli alan ilan edilen Fikirtepe’de Merdivenköy Mahallesi’nde evi bulunan Alaattin Demirel’e 4 Temmuz’da Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü kamulaştırma tebligatı gönderdi. Tebligatta proje adasında yüzde 97.54 oranında anlaşma sağlamış olan firma ile noter kanalıyla hazırlanan tek tip sözleşmenin 15 gün içinde imzalaması istendi. Firma ile anlaşmaya varılmaması halinde il müdürlüğü tarafından kamulaştırma işlemlerinin başlayacağı bildirildi. Demirel, hemen kamulaştırma tebligatının yürütmesinin durdurulması ve iptali istemi ile idare mahkemesinde dava açtı.
Daha önce evinin bulunduğu parselde inşaat yapmak isteyen firma ile makul koşullarda uzlaşmaya varan Demirel şimdi dayatılan sözleşmenin hiç adil olmadığını söyledi. Firmanın imzalamaktan kaçındığı sözleşme ile bugün hazırlanan tek tip sözleşme arasında büyük farklar olduğunu vurgulayan Demirel, farkları şöyle sıraladı: “Sözleşme tek taraflı, kat maliklerine teminat mektubu vermiyorlar. Payımıza kaç metrekare düşeceği yazmıyor. Ortak alanlar olan spor tesisleri ve dükkânların nasıl paylaşılacağı, kime ait olacağı sözleşmede yok. İnşaatın başlama ve bitiş tarihi belirtilmiyor. Sadece 36 ayda tamamlanacağı, tamamlanamazsa ek sürelerle 45 aya kadar uzayacağı yazıyor. İnşaatın yüzde 50’sini bitirdikten sonra işler durur, firma batar, inşaat tamamlanamazsa arsa sahiplerinin dava açmasını engelleyen maddeler var. Arsa sahiplerinin tapuda, noterde yapması gereken bürokratik işlemleri geciktirmesi halinde günlük 1000 TL ceza öngörülüyor. Örneğin 7 günde yapılması gereken bir işlem bu sürede tamamlanmazsa hak sahisi 7 bin lira ceza ödüyor. Ancak firma gecikirse hiçbir ceza yok. Sözleşmede 2 kefil var. Biri firma sahibi. O da kefil olduğu rakamı sözleşmeye yazmıyor. Yazmadığı zaman da yasal bir taahhütte bulunmuş sayılmadığı için bizim hiçbir hukuki itiraz hakkımız olmuyor.”
Demirel’e firma tarafından 11 Temmuz’da da “sözleşme daveti” gönderdi. 15 gün içinde noterde sözleşmenin imzalanmaması halinde kamulaştırma işlemlerinin başlatılması için il müdürlüğünün bilgilendirileceği kaydedildi. Bu davetle Alaattin Demirel dışında toplam 44 kişinin de henüz firmanın dayattığı sözleşmeyi imzalamadığı ortaya çıktı. Demirel’e gönderilen tebligatın süresi ağustos ayının başında dolacak.
Demirel de kamulaştırmaya karşı açtığı davanın, firmanın verdiği 15 gün içinde karara bağlanması mümkün olmadığı için hem şirkete hem de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne ihtarname gönderdi. Demirel ihtarnamesinde “Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından, anayasanın 48. maddesine, kamulaştırma yasasına, uluslararası sözleşmelere aykırı olarak, acele kamulaştırma tehdidi ve baskı altında dayatılan sözleşmeyi imzalamaya zorlanıyorum” dedi.