Foster + Partners San Francisco’daki Transamerica Pyramidi’ni Yeniledi

Fosters+ Partners Studio, Amerika Birleşik Devletleri’nin San Fransisco şehrinde bulunan modernist Transamerica Pyramidi'ni yeniledi. Yapının orijinal tasarımında var olan bazı unsurları restore edip bitişiğinde bulunan ve yenilenen parkla ilişkisini güçlendirdi.

Nigel Young

Fosters + Partners Studio, San Francisco’nun en yüksek ikinci binası ünvanını taşıyan 260 metre yüksekliğindeki gökdeleni yatırımcı firma SHVO adına yeniledi. Ofis simgesel yapının sokak ölçeğiyle olan ilişkisini güçlendirmek amacıyla lobiyi genişleterek, bazı yapı elemanlarını yeniledi ve çeşitli peyzaj stratejileri uygulandı.

David Lipman

Pereira

William L Pereira&Associates tarafından tasarlanan 1972 yılında tamamlanan bu simgesel yapının cephesinde ritmik doğrama düzenine sahip kuvars kaplı beton plakaları ve sokağa doğru genişleyen büyük payandalarla desteklenen taşıyıcı sistemi bulunuyor.

Gökdelenin taşıyıcı sistemi ve cephesi nispeten bozulmadan bırakılırken, taşıyıcı elemanlarını ortaya çıkarmak amacıyla lobi ve sosyal alanların düzenlemesi tasarım ofisi tarafından tekrardan ele aldı.

“Yeni masterplan Pereira’nın planının netliğini vurguluyor, zemin katını tekrar canlandırıyor ve eski planın mantığını böylelikle geri kazandırıyor,” diye ekledi. Lobide göze çarpan esas müdahale tavanda bulunan ve üstündeki ızgara betonu gizleyen tavanın kaldırılmasıydı.

David Lipman

Foster + Partners Studio baş tasarımcısı David Summerfield’a göre ekip tavan tarafından gizlenen eski yapısal elemanların biçimini anlamak için blueprint teknolojisi kullandı.

“Yeni tasarım Transamerica Pyramid’nin eşsiz strüktürel geometrisinden ve ölçeğinden ilham alıyor, tarihi lobi dikkatlice restore ediliyor, hâlihazırda bulunan kirişleri ve çapraz taşıyıcı strüktürünü ortaya çıkararak yapının orijinal tasarımını koruyor. Mevcut ikonik kolon dizisi de iç alana taşınıyor.”

“Yapının taşıyıcı sistemi, dış cephesi ile uyum sağlayacak şekilde ortaya çıkarıldı, iç ve dış mekân algısı arasında görünmez bir bağlantı sağlandı.”

Yukarıya ve dışarıya doğru yapılan genişlemeler ve eklenen tavan pencereleri lobinin orijinal yüksekliğini gözle görülür kılındı, yapının çevresi ve bitişiğindeki parkla bağlantısı arttı.

Nigel Young

Yapının üst katlarında bulunan ofisler kiracıların ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilirken özel spor alanları ve bekleme salonları yeniden düzenlendi. Yapının arka tarafında bulunan Transamerica Redwood Park piramidal bir çatıya sahip küçük bir ek yapı olarak kafe haline getirildi. Parkta bulunan sekoya ağaçlarına ek olarak Fosters + Partners ofisi tarafından yapılan peyzaj düzenlemesiyle parkın çevresiyle olan bağlantısı güçlendirildi.

İki bloğun arasında, parkı geçince ulaşılan Mark Twain sokağına da yeni düzenlemeler getirildi. Eklenen küçük peyzaj düzenlemeleriyle, hâlihazırda bulunan dükkânları da kullanarak parka dolayısıyla gökdelene ulaşan mimari bir rota tasarlandı.

Yapıya halkı daha çok dâhil etmek adına yatırımcılar tarafından parkta dönüşümlü sergilerin ve heykellerin sergileneceği bir sanat programı başlatıldı.

Etiketler

Bir yanıt yazın