Barkow Leibinger'in kurucuları Frank Barkow ve Regine Leibinger, kendileri için, çoğunlukla ahşap kullanarak kare şeklinde bir konut tasarladı.
5280 Evi, Amerika’nın Montana eyaletinin Bozeman kentinde yer alıyor. Ellis Dağı’nın eteklerinde konumlanan ev, dere kenarı boyunca uzanan eğimli bir araziye sahip. 297 metrekarelik konut yapısı, hem tarım arazileri hem de banliyö konutlarının bulunduğu bir bölgede bulunuyor.
Ev, Regine Leibinger ve aslen Montanalı olan Frank Barkow için bir aile inziva mekanı olarak hizmet veriyor. Mimarlar tasarladıkları evin hem yaşam hem de dijital teknolojilerin yaygınlaşmasıyla artan evden çalışma koşullarına uymasını tercih ediyor.
Bozeman hızla gelişen ve nüfus yoğunluğu artan bir bölge. Bu sebeple mimarlar, evin özel hissettirmesini ancak kapalılık duygusu vermemesini istiyor. Ev, L şeklinde iki kanattan ve düz bir çatıdan meydana geliyor ve ortasındaki avlu ile bir kare şekli oluşturuyor. Yapı, alanın eğimine uyum sağlamak için kademeli olarak aşağı inen beton bir döşemenin üzerinde inşa ediliyor.
Evin iki kanadı da farklı büyüklüklere ve fonksiyonlara sahip. Büyük olan kanatta giriş alanı, ortak alan, ana yatak odası, misafir yatak odaları ve iki arabalık bir garaj bulunuyor. Dereye bakan daha küçük hacimde ise bir tasarım stüdyosu, banyo ve sauna yer alıyor. Yapı kanatları, tüm ev için ortak bir alan işlevi görecek bir avlunun etrafında konumlandırılmış.
Doğu cephesi boyunca uzanan geniş bir açıklık kavak ağaçları, nehir kayaları ve çakıllarla bezeli avlu manzarasını sunuyor. Evin güneybatı köşesinde komşulardan kendini ayırarak mahremiyet sağlayan ve aynı zamanda dış mekan buluşmaları için rahat bir alan oluşturan bir istinat duvarı bulunuyor. Mimari ekip, duvara bir şömine eklemiş ve üstü kapalı bir veranda alanı yaratmış.
Ev büyük ölçüde ahşaptan yapılmış. Yapının balkon strüktürü çam kerestesinden ve Douglas köknarından yapılan lamine ahşap çatı kirişlerinden oluşuyor. Yapı cepheleri ise pürüzlü sedir ile kaplanmış. Pencere çerçevelerindeki karaçam, dolaplar ve kapılardaki sedir dahil olmak üzere ahşap, iç mekanlarda da sıklıkla kullanılmış.
Mimari ekip, en sürdürülebilir malzeme ve yaklaşım olarak yerinde uygulanan ve prefabrik ahşabı tercih ettiklerini söylüyor. Kullanıcıların belirli odaları gerektiği gibi ısıtmasını sağlayan, enerji tasarruflu bir ısıtma sisteminin kullanılması da yapıdaki bir başka sürdürülebilir tasarım kararı olarak karşımıza çıkıyor.
Barkow Leibinger, evi avlusu göz önüne alındığında içe dönük ancak geniş açıklıkları ve etkileyici manzaraları düşünüldüğünde dışa dönük olarak tanımlıyor. Ekip, evi tasarlarken yalnızca peyzajdan değil, aynı zamanda yerel yapı dokusundan da etkilendiklerini söylüyor.