Uchida Design Inc.,1989 yılında Aldo Rossi tarafından tasarlanan, Japonya'nın Fukuoka şehrinde bulunan Hotel Il Palazzo'yu yeniledi.
Fukuoka’da, Aldo Rossi’nin tasarladığı Hotel Il Palazzo bugün hala ayakta ve 1989’da ilk inşa edildiği zamanki kadar uhrevi.
34 yıl sonra bina, kuruluşundan bu yana üçüncü kez sahiplenilerek otelin orijinal iç mekan tasarımcısı Uchida Design Inc. tarafından “yumuşaklık ve doğal malzemeler” yaklaşımı ile yenilendi.
Efsanevi Japon tasarımcı Shigeru Uchida tarafından kurulan mimarlık ofisi, şimdi kurucuyla yakın çalışan ve Uchida’nın 2016’daki ölümünden bu yana stüdyo direktörü olarak görev yapan Kiyoshi Hasebe tarafından yönetiliyor.
Hasebe, ”Bizden beklenenin orijinal konsepti parçalara ayırmak yerine mevcut çağ için yeni bir miras yaratmak olduğunu fark ettik. Yaptığımız ilk şey, zamanın düşünce ve fikirlerini düzenlemek ve anlamak için günümüze kalan çeşitli materyalleri ortaya çıkarmak oldu,” diyor.
İlk açıldığında Hotel Il Palazzo, Doğu ve Batı tasarım değerlerini birleştirerek Japonya’da yeni bir dönemi simgelemiş, hatta Japonya’nın ilk butik oteli olarak anılmıştı.
Binanın ikonik cephesi mermer kırmızısı İran traverteninden ve canlı yeşil kimyasal olarak yaşlandırılmış bakır lentodan oluşuyor ve önünde geniş, açık bir meydan bulunuyor.
Rossi’nin konsepti Venedik palazzolarından, Paris Haussman mimarisinden ve Kyoto’daki geleneksel bir Japon tapınağı olan Nishi Hongan-ji’den ilham almıştı.
Kavramsal olarak Milano’daki Memphis Group ve New York’taki Studio 54’ün hareketlerinden esinlenen Il Palazzo, Japonya’nın mimari savurganlığın hüküm sürdüğü 80’lerin sonundaki balon döneminde tasarlandı.
Gaetano Pesce, Ettore Sottsass ve Shiro Kuramata tarafından tasarlanan otel, restoran ve barları barındıran iki bitişik yapıya bağlanan bir ana hacme sahip. Otelin iç mekan tasarımında Shigeru Uchida görevlendirilirken, görsel kimliğini Ikko Tanaka üstlendi.
Başlangıçta kapsamlı bir bölge gelişimi olarak tasarlanan İtalyan mimarın büyük planı, çok sayıda dış yürüyüş yolu ile kamusal ve özel alanı bulanıklaştırarak sadece konaklayan misafirler için değil, daha geniş halk kitleleri için de yeni deneyimler yaratmaktı.
Başlangıçta, “küçük bir şehir olarak mimarinin gücünü göstermek” için su kenarına kadar uzanması amaçlandı.
Uchida Design Inc. tasarıma ilk olarak otelin eski diskonun tünel girişinden cadde seviyesinden erişilebilen yeni girişini yaratarak yaklaştı.
Canlı mavi bir ışıkla kaplanan giriş, tam da tasarımcıların amaçladığı gibi cesur ve göz alıcı çevresiyle keskin bir tezat oluşturuyor.
Giriş, konukları bodrum kattaki eski diskoyu işgal eden ana lobi, restoran, bar ve lounge alanına giden bir asansöre yönlendiriyor.
Geniş alanın uzun açıklığından ve büyük sütunlarından faydalanan iç mekan, orijinal tasarımın kırmızı, yeşil ve mavinin temel kullanımına bir saygı duruşu olarak canlı tonların yeniden yorumlanmasını içeriyor.
İç mekanın tamamında ışık ve gölge etkileşimi bulunurken, konuk odaları daha sade ve özel bir soluklanma sağlamak için kasıtlı olarak krem rengi tonlarında tasarlandı.
“Odalar gölgeler ve derinlikten ziyade doğal, yumuşak renkler ve dolaylı ışıktan oluşuyor.”
Restoranda, Shigeru Uchida’nın ‘Dans Eden Su’ adlı su heykeli merkezde oturuyor ve tavanda ışığı ve suyu kırarak mekansal dinamizm yaratıyor.
Stüdyo, tekstil çeşitliliğine odaklanan yeni mobilyalar (tümü eski Uchida tasarımlarına doğrudan referansla) tasarladı.
”Genel his, tonal boyama, yumuşak dolaylı ışık ve zeminde doğal ahşap döşeme, su havzasında parıldayan su ve bölmeler için geçirgen perdeler ile çeşitli aydınlatma türlerinin bir kombinasyonuna dayanıyor.”
Ofis, ikonik binanın tarihinin mekânla iç içe geçmesini sağladı.
Misafir odası koridorlarında otelin 1989’dan kalma orijinal aydınlatması yer alıyor, kemerli tavanlara spot ışığı tutuyor.
Rossi’nin orijinal mimari eskizleri koridordaki aynalara parçalanmış ve Uchida tarafından tasarlanan ve ‘Sevgili Morris’ başlığını taşıyan parlak kırmızı bir saatin yanına yerleştirilmiş. Bu isim, Rossi’nin Japonya’daki inşaatı denetleyen uzun süreli mimari asistanı Morris Adjmi’nin onuruna verilmiş.
Gelecek planları arasında, Rossi’nin başlangıçtaki sınırsız bir alan yaratma arzusu doğrultusunda, ön meydanın topluluk etkinliklerine ve bir çiftçi pazarına ev sahipliği yapmak için kullanılması yer alıyor.
”Palazzo gibi bir şey hiçbir şey üzerine inşa edilemez. Güzelliği kısmen onu çevreleyen gündelik yaşamdan ve şairin tutkuyu nasıl ifade ettiğinden kaynaklanır.”