İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin elinden alınarak Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün bünyesine geçirilen Galata Kulesi’nde süren restorasyon çalışmasında sosyal medyaya yansıyan görüntüler büyük tepki topladı.
Darbeli matkap ile yıkılan duvar hakkında olayın tarafları arasında orijinalliğine ya da kuleye zarar veren kısımlar olduğuna dair tartışmalar süredursun, 1967 yılında tamamlanan detaylı restorasyon çalışmasına dair yapılan yayınlara bir göz atalım.
1963’de çökme tehlikesi ile karşı karşıya kalan Kule, o tarihlerde İstanbul Belediyesi’nce onarılmak ve yeni bir fonksiyona tahsis edilmek istenmiş. 1964’te başlayan Kule onarım ve takviye inşaatı, üç yıl sürmüş 28 Eylül 1967’de zamanın Belediye Başkanı Haşim İşcan tarafından ziyarete açılmış.
Restorasyon projesinin müellifi olan Köksal Anadol, Mimdap’ta 4 Ekim 2010’da yayınlanan “Bir ‘Landmark’ın Tarih İçinde Değişimi” başlıklı yazıya ithafen ilettiği notta süreci kendi ağzından şu şekilde özetliyor:
“1963 yılında mezun olduğum DGSA’de, Rahmetli Sedad H. Eldem’in önce asistanı ve daha sonra öğretim görevlisi olarak, on yıla yakın çalıştım.
1966 yılında, demek ki meslek yaşamımın üçüncü yılında bir gün, Kulenin restorasyon işini almış fakat İstanbul Belediyesi’nin hazırladıkları restorasyon projelerinin –o zamanki adıyla –Anıtlar Kurulu’ndan, birkaç defadır, bir türlü geçememesi yüzünden işe başlayamayan bir yapımcı firma bana geldi… Uzatmayayım, yaptığım tarihsel araştırmalar sonunda II. Mahmut dönemine ait siluete göre düzenlediğim projeler, bir kerede onaylandı. Akabinde statik projeler için inşaat mühendisi ararken, daha sonra Yapı Merkezi’ni birlikte kuracağımız ve bugün 45 yıllık ortağım Ersin Arıoğlu ile, bu vesileyle tanışmış olduk… Onun için Kule’nin bizim Şirket tarihinde özel bir konumu vardır…
…Kulenin külahı, daha doğrusu –şimdiki restoran katından sonrası-tarih boyunca beş-altı defa değişmiş… Ben 1966 restorasyonunda, Kulenin sahip olduğu mimari ögeleri de göz önüne alarak, Mahmut II siluetini projelendirdim…
Bu arada, duvarlarda oluşmuş bulunan ciddi çatlakları da dikerek, taşıyıcı sistemi –yükleri, olanaklar ölçüsünde zemine vermeye çalışarak – betonarme sistemde çözdük. Böylece Kule sismik yönden de güçlendirilmiş oldu.”
“Tarihi Kule, bugün aldığı yeni görevle İstanbullulara ve onun konuklarına hizmet etmektedir. Diğer taraftan, kent siluetinin de etkin bir parçası haline gelmiştir. Yazarlar, meslek ve müşterek iş hayatlarının ilk çabası olan Galata Kulesi’nde yapmaya çalıştıkları onarım ve takviyelerle, O’nun daha çok yüzyıllar yeni kuşaklara hizmet edeceği inanç ve kanısındadırlar…”
Köksal Anadol ve Ersin Arıoğlu (Mimarlık Dergisi 158 No’lu Sayı)
Köksal Anadol, Arkitekt Dergisinin 1964-04 (317) no’lu sayısı için hazırladığı “Galata Kulesinin Turistik Tanzimi” başlıklı yazıda Galata Kulesi’nin tarihçesini 6 bölümde inceliyor, o dönemde kulenin yeterli bir rölövesi olmadığı için hazırladığı çalışmaları aktarıyor.
Arkitekt Dergisi’nin 1965-01 (318) no’lu sayısında yayınlanan yazının devamında ise kule için hazırlanan mimari, statik ve tesisat projesinden söz ediliyor.
Mimarlık Dergisi’nin 1979 yılında yayınlanan 158 no’lu sayısında Köksal Anadol ve Ersin Arıoğlu,
– Koruma projelerinin genel felsefesi,
– Projelendirme öncesi kule geçmişi üzerindeki araştırmalar,
– 1964’te yaptıkları rölöve ve tesbitler,
– Hazırladıkları onarım takviye ve turistik düzenleme projelerinde uyguladıkları mimari ve
statik kriterleri, özetleyerek sunmuş.