Yüksek adaptasyon becerisi, çalışırken eğlenme beklentisi, özgürlük ve bireysel karar alma eğilimi, statüye karşı mücadele etme isteği, teknolojiye duyulan aşk...Özetle etkileyici olarak nitelendirilebilecek nitelikleri taşıyan bir nesil: Y Kuşağı.
Şu an Türkiye nüfusunun yüzde 25’lik bir kesimini temsil eden ve 20 yıl sonra yüzde 45’lik bir orana erişecek olan Y Kuşağı, 1977- 1996 yılları arasında doğanları tanımlıyor. İş dünyası Y Kuşağını daha yakından tanımak adına sayısız araştırma raporları yayınlarken, tüketici olarak bu nesli cezbetmenin yolunu arıyor. İletişim alışkanlıkları, tercihleri ve kaygıları diğer kuşaklardan bambaşka olan Y Kuşağı gayrimenkul sektörü için ne ifade ediyor?2011 yılı itibariyle 15 – 34 yaşları arasındaki gençleri kapsayan Y Kuşağı, henüz iş yaşamına atılmamış, kariyerin başlangıcında olan veya üniversite sonrasında yaklaşık olarak 10 yıllık iş deneyimine sahip gençleri kapsıyor. Ülkemizde işsizlik oranlarının özellikle gençlerde fazla olduğu göz önünde bulundurulduğunda genç işsizler de bu jenerasyonun üyeleri arasında yer alıyor.
Genel olarak kendilerinden önceki kuşaklarda gördükleri finansal güvensizlik ve işten çıkarılmalar konusuna hassas olduklarından tasarruf konusunda daha becerikli olarak değerlendirilen Y Kuşağı temsilcilerinin gayrimenkule bakışı da merak uyandırıyor. Evlilik ve boşanma istatistikleri, gelir seviyesi, aile yanında ya da yalnız yaşama durumu, çalışma durumu, yaşanan kentin kira seviyeleri, kredi oranları, yaşanılan bölge ve konut arzı ev sahibi olmayı ve tercih edilen konut tipini etkileyen başlıca faktörler arasında yer alıyor. Son yılların genel trendi konutların küçülerek daha kullanışlı ve tasarruf odaklı hale gelmesi Y kuşağının beklentileri ile paralel seyrediyor.
Amerika’da geçtiğimiz yıl ULI (Urban Land Institute) tarafından yayınlanan Y Kuşağı: Amerika’nın Yeni Konut Dalgası başlıklı bir araştırma gençlerin konut sektörü ile olan ilişkisini mercek altına alıyor. Yüzde 37’si kiracı, yüzde 35’i ev sahibi ve yüzde 20’si ailesi ile oturan bu kuşağın 27 – 34 yaşları arasında olanlarının sadece yüzde 14’ü aileleri veya akrabaları ile yaşıyor. Bu yaş aralığındaki grubun yaklaşık olarak yüzde 50’si bekar – boşanmış, dul veya hiç evlenmemiş- Yine aynı yüzdelik seviyesinde ev sahibi olan 27 – 34 yaşları arasındaki gençlerin sadece yüzde 37’si çocuk sahibi.
Y Kuşağı kiracı kimliği ile ağırlıklı olarak apartman dairelerini tercih ederken yüzde 35’lik bir kesim dubleks veya müstakil evleri kendine yakın buluyor. ULI tarafından kiralık veya satın almak amaçlı bakılan konutlarda önemli olarak görülen 8 farklı özellik sorgulandığında maliyetin açık ara önde seyrettiği görülüyor. Maliyetin ardından ise iç mekan ve tasarım özellikleri geliyor.
Çalışma, Y Kuşağının geç olgunlaştığını ve fakat temelde hedeflerinin ailelerininki ile uyum gösterdiği yorumu ile son buluyor. Ailelerinden farklı olarak daha iyimser ve kendilerine daha fazla güvenen bu jenerasyon finansal krizlere karşı tetikte olmaları yanında hayallerinden vazgeçmiyorlar. Çoğunluğu hala ev sahibi olmayı tercih ediyor ve satın alımlarının da kısa bir zaman içinde olacağını düşünüyor.
Türkiye’de aynı metodoloji ile yapılan bir araştırmada çıkan sonuçlar ne kadar farklı olurdu? Türk insanın kuşaklardan beri vazgeçemediği ev sahibi olma hayalinin Y Kuşağı için geçerli olmadığını düşünmek pek doğru olmaz. Çünkü ne olursa olsun finansal krizler ve kayıplara karşı hala gayrimenkule yatırım yapmak veya kendi evinde yaşamak rasyonel olarak geçerli bir çözüm.
Yeni kuşak için önemli olan hareket, fonksiyonalite, rahatlık ve özgürlük gayrimekul geliştiricilerin de farkında olduğu ihtiyaçlar arasında. Bu nedenle daha ufak ancak kullanışlı, ulaşım açısından merkezi noktalara yakın, maliyetleri en az indirgeyecek akıllı geliştirmeler gençlere sunuluyor.
Ekolojik felsefenin özellikle gençler arasında dirençsiz bir şekilde benimsenmesi, bisiklet kullanımının son yıllarda artması ve yüksek enerji fiyatlarının zorlaması ile yeşil yaşam vaad eden konutlar bu kuşağa daha cazip geliyor. Çelişki olarak da nitelendirilebilecek doğaya dönüş eğilimi ile artan teknolojik ihtiyaçlar dengeli bir şekilde projelerde yer bulmayı bekliyor.
Sürdürülebilir harcamalar, sadece hayatını çalışmakla geçirmek istemeyen Y kuşağı açısından kabul görüyor. Tüm bunların ötesinde geliştirme projeleri sadece inşaat aşamasında değil pazarlama söz konusu olduğunda da bu gençlerin doğasına ve beklentilerine uygun çözümler yaratmaya çalışıyor. Sosyal medyanın ve internetin etkin pazarlama mecraları haline geldiği biliniyor. Reklam ve tanıtım faaliyetlerinin bu mecraalar kanalıyla sürdürülmesi kurumların tercihleri arasında yer alıyor. Kendini değerli gören bu kuşakta yer alan tüketicilere – her birini tek ve özel olarak hissettirecek – özel pazarlama ve satış stratejilerinin geliştirilmesi de yapılması gerekenler arasında bulunuyor.
1 Yorum
“Genel olarak kendilerinden önceki kuşaklarda gördükleri finansal güvensizlik ve işten çıkarılmalar konusuna hassas olduklarından tasarruf konusunda daha becerikli olarak değerlendirilen Y Kuşağı”
Yorumuna çok fazla katılmıyorum açıkcası. Bence Y’ler, ağzında altın kaşıkla doğan, tüketim kuşağını temsil ediyor.