SYSTEMarchitects'in New York/Tribeca'daki projesi, dört kişilik bir aile için inşa edilmiş beş katlı bir şehir evi.
Bir şehrin hayatı sokaklarındadır. Hareket ettiğimiz, bağlantı kurduğumuz, alıp sattığımız, izlediğimiz ve dinlediğimiz, sevdiğimiz ve öğrendiğimiz yerdir. Evlerimiz sokakların gürültüsünden ve kaosundan kaçmak için bir sığınak olsa da, yine de sokaklarda akıp giden hayatın bir parçası olmak isteriz.
Ancak bina sadece bir oda derinliğinde ve binanın en geniş boyutu caddeye bakan tarafı. Tasarımcılar, arsanın sokakla olan yakın ilişkisini projenin ana teması olarak benimsedi: mahallenin ritimleriyle etkileşime giren ama aynı zamanda aileyi içine alan, onları sokaktan korurken enerjisini ve ışığını getiren bir cephe yaratmayı amaçladı.
İç tasarımın karmaşık geometrisi, yoldan geçenlere ailenin içeride nelerden hoşlandığına dair bir fikir veren, ev ile sokak arasındaki duvarı yıkarken aynı zamanda mahalleye yeni ve canlı bir unsur sunan cephenin kıvrımlarında yansıtılıyor.
Ancak radikal kıvrım ve bükülmelerin tümü, tarihi mahallenin karakteristik malzemeleri olan standart boyutlu tuğlalarla yapılmış. Bunu başarmak için çığır açan, uygun maliyetli bir dijital tasarım tekniği geliştirilerek tuğlacıların geleneksel teknikler kullanarak etkileşime girebilecekleri gerçek boyutlu bir köpük şablon oluşturulmuş.
Cesur tasarım, koruma komisyonu tarafından nadir görülen bir oy birliği ile onaylandı. Yeni cepheyi yerinde tutan çelik strüktür, hassas bir şekilde üretilerek vinçle getirilip binanın tüm katlarına sadece bir günde bağlanmış.
Sonuç olarak, tarihi mahallenin sokak yaşamına derinlemesine kök salan ve aynı zamanda yeni bir çağın geldiğine işaret eden dikkat çekici yeni bir yapı ortaya çıkmış.